Hikayeler
Her zaman gülümseyeceğimizi düşünerek yol alamayız hayatta.Benim hayatım da tıpkı bu hikayede ki gibi olmalı dediğimizde bir çoğumuz kendimizi kandırdırdığımızı bilemeyiz.Karakterlerden biri olmak çok kolaydır hikayelerde.Onun yaşadığı trajedik olaylar bile bize o kadar çekici gelir ki,bizim hayatımızda olduğunda yıkım yaratan bir canavardır..Hikayede ki olay örgüsü ne olursa olsun,hep bitiş akıllarda kalır.Tıpkı Pamuk Prenses,Kırmızı Başlıklı Kız’da ki gibi.
Hikayeler de ki karakterler olmak çok kolaydır.Ama hiç birimiz şunu düşünmez;kendi hikayemizde kendi rolümüz nedir?Başlangıcı belli, sonu belli olmayan hikayeyi betimleyen ne?Kaçımız rolünü kabullenebildi?Ya da kendi hikayemizi yaratan bizler,gerçek karekterlerimizle mi yoksa olmak istediklerimizle ordayız.Bir çok cevaplanmayı bekleyen soru.
Hayatımız bizim hikayelerimiz.Biz inanmadıktan sonra gerçekleştirebilceğimiz yalnızca bir hiç.Başka karakteri oynamak yerine kendimiz olmalıyız,bunu en iyi şekilde oynamalıyız.Hikayenin sonu için gerekli olan şey inancımızdır.
Benim hikayem gri.Evet biliyorum.Ne siyah ne de beyaz. Net değil.Alacalı bulacalı bir şey.Sonunu biliyor gibiyim.Ama süprizlere de hikayemde açık kapı bırakıyorum.
Benim hayatım,benim hikayem ve benim hayallerim diyebilmeliyiz.Başkalarınınki bizimkinden ne kadar önemli olabilir ki?
YORUMLAR
Her insan bir roman. Bu roman oluşurken, başka insanların romanlarıyla iç içe hayatlar.
Yani; başkasının romanı olmazsa bizim romanımız da olmaz. İç içe her şey ve sonra da kendimize özel hale geliyor.
Ben bir de şuna tebessüm ederim;
geçmişte bir arkadaşımla olay yaşamışım, benim için önemliymiş demek ki unutmamışım o olayı.
Arkadaşıma hatırlatmaya çalıştığımda hiç hatırlamıyor. Oysa çok önemli gördüğünüz bir şeydir.
Aynı olaydan etkilenme dozu farklı. Birisi unutamazken,diğerinde silinebiliyor.
Böylece farklı hikayeler oluşuyor. Güzeldi,tebriklerimle.