İznik 22 bin nüfüslu şirin bir kasaba.
Marmara bölgesinin incisi; İznik gölü ve çevresi etkileyici bir tabiat örtüsüne sahip.
Doğanın tüm güzellikleri bu kasabada ve bunu ziyaretçilerinden esirgememiş.

Dünyanın en güzel günbatımını göl kenarından izlemek mümkün. Günbatımı ile birlikte ruhun bedenden ayrıldığını hissedebilirsiniz. Ben bunu seyrettığim zaman yaşadım.

Adeta sihirli bir göl. Çevresinde yürümek ise; yeşilin tüm tonları ile çam ağaçlarının mis gibi toprakla karışık kokusunu ruhunuzla bütünleştirebilirsiniz.

Gölü seyredek bütün olumsuz düşüncelerimden arındım. Bana göre göl ve çevresinde huzurun sihiri var,can var,yaşam var..Etraftaki kuş sesleri ise ; inanılmaz güzel....

Aslında İZNİK yaşamak demek ,insan o kasaba da yaşadığını anlıyor.Canlı şehir, yaşayan şehir, hülyalı şehir...tatlı tatlı esintisi olan şehir...


Ve ...ve ...Esen tatlı ve ılık rüzgarlar sizi nerelere götürür bilemem???

Halen Roma ,Bizans ve Osmanlı kültürlerinin yaşadığını görebilirsiniz.
Tarih ve doğa içiçe. Buram buram tarihi eser kokularını duydum. Yürüyerek kalıntıları gez
dim. Adeta tarihin içine girdim ve yaşadım.

Bu arada çinileri de söylemeden geçemem.Hepsi ayrı bir sanat eseri,renk cümbüşü.Eğer çinileri de anlatmaya başlarsam ne sayfalarım yeter ne de zaman ...sabahı bulurum..

Şimdi gelelim en güzel yere...
Yemek yemeyi çok seviyorsanız.......yandınız....
Ve benim gibi ekmek kadayıfını...Üstelik kocaman kaymaklı...
Ben bu kadarını söyleyim de...

Temizliğe önem veren halkıyla pırıl pırıl bir kasaba, son dereca modern.Adeta gülen şehir, yaşayan şehir.

Üstelik ÇAMLIK otel.
Orhan ve Cumhur kardeşler...
Kendinizi evinizde hissetmek ve o iki dünya tatlısı kardeşleri tanımak istiyorsanız Çamlık otele gitmenizi öneririm. Kar amacı gütmeyen, dostluğa önem veren dürüst insanlar.

Sanmayın ki otelin reklamını yapıyorum. Gerçekten çok sevdim huzur buldum.

Ben ruhumu İznik gölünde bırakaraK, tadı damağımda kalarak, İstanbul’a döndüm..
Sevgiler...Şair arkadaşlarım...