Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya

OYNATMAYA AZ KALDI

Yorum

OYNATMAYA AZ KALDI

13

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1144

Okunma

OYNATMAYA AZ KALDI

OYNATMAYA AZ KALDI


Son zamanlarda gülme krizine yakalandım. Kim ne derse desin, protezli otuz iki dişimi göstermekten çekinmiyor, başlıyorum kahkaha atmaya.

Daha önceden öyle değildim. İdealist davranıyor, bana yansıyan bütün sıkıntıların üzerine kol kanat germekten çekinmiyor, belaların üzerine dolu dizgin gidiyordum. Hep kaybeden ben olunca; bir gün başımı ellerimin arasına koyup başladım kara kara düşünmeye ve kendi kendime durum muhakemesi yapmaya:

“Lan oğlum, yaşın elliyi geçmiş, sen hâlâ akıllanmadın mı? Şunun şurasında sayılı günlerin kaldı. Biraz da kendin için yaşa ya. Deli misin sen? Her tarafa balıklama atlıyorsun! Bırak kim ne yaparsa yapsın!”

Kendimi içsel sorgulamadan sonra; aniden patladım. Patlamaya hazır volkan gibiydim zaten. Attığım kahkahalar, etrafa yanardağın lavları gibi yayılmaya başlayınca, ilk müdahale eşimden geldi:

- Ayhan, kendine gel! Deli gibi gülüp durma. Açıkta bir şey mi gördün, yoksa aklına hangi hınzırlık geldi?

Ben, kendimi frenleyemiyor, kahkaha atmaya devam ediyordum. O, kızacak gibi oldu. Ben ise kahkahalarıma devam edince; öfkeden şişen yelkenlerini indirdi. Başladı o da, kesik kesik gülmeye.Sonra da kahkaha atmaya.

Böylece ilk raundu kazanmıştım. Kahkaha atmak sayesinde ortada sürüp giden soğukluk, bir anda havalara uçmuş; meltem rüzgârları esmeye başlamıştı.

Ben bu işi o kadar abartmıştım ki, pazarda çadırımı kurarken başladığım kahkahalar, akşam tezgahımı toplayıncaya kadar devam ediyordu. Her türlü mafyaya karşı aldığım tedbirlerden vazgeçtim. Yok belinde sallama, taşı; yok silah, taşı… Taşımayacağım lan! Gücünüz yetiyorsa gelin!

Daha önceleri, poşet mafyasının zorlamasına direnirken; bu sefer, kahkahalar atıp:

-Bir poşet yetmez ağabey, iki poşet birden verin…

Adamlar da şaşırıp, turşu satan suratları gülmeye başladı? Bir mukabele:

-Tamam ağabey, nasıl istersen öyle olsun. diye gönlümü almaya başladılar.

Tam tezgahımı kuracakken; yan demirleri,ana boruya takmakta erken davranınca; parmağım demirin arasında sıkışıp etimin bir parçası ezilmez mi?Vay anam vay!..Ben başladım,çadırın etrafında Turist Ömer gibi tvist oynamaya ve “yandım anam” türküsünü söylemeye…Bir taraftan da kahkahalar atıyordum. Beni gören diğer pazarcıların hiç gülmeyen yüzleri, gülmeye; ben oynayıp, parmağımı ağzıma götürdükçe ve kahkahalarıma devam ettikçe:

- Ayhan, ne bu, neşe ya? İlk defa seni böyle kahkaha atarken görüyoruz. At yarışlarından bir şeyler mi kazandın yoksa?

Ben ise yanıtlamak yerine kendimden geçiyor, gülmelerime devam ediyordum.

Ne yapsın pazarcılar:

-Allah Allah!..deyip onlar da başladılar kıs kıs gülmeye.


Malı, tezgahın üzerine yerleştirirken; bir bahaneyle her zaman yanıma gelmeyi alışkanlık haline getiren, altmış yedilik İbrahim amca:

-Fazla tahtan var mı diye sorarken, asıl söylemek istediğini bir çırpıda :

-Ayhan, sorma başıma gelenleri; zamanında kızımın kullandığı çekleri ben de imzalayıp müşteriye verince olanlar olmuş, aradan altı yıl geçmesine rağmen; kamu, dava açmış ve beni iki buçuk yıl mahkum etmiş diye söyleyince; tut tutabilirsen beni.Kahkahalarım,öyle yankılandı ki;sormayın.

- Yatarsın İbrahim Amca, yatarsın. İçerisi dışarıdan daha güvenlidir…

Ben kahkaha attıkça, İbrahim amcanın morali düzelmeye başlamış ve gevrek gevrek gülüyordu.


Bir ay öncesi, aniden eşi ölen pazarcı bir arkadaşın cenaze dönüşünde; aklıma bir muziplik gelip:

-Kamber Ağabey, şapkanı düzelt, eğri durmasın diye kulağına mırıldandığımda; bana öfkeyle bakmıştı; ama şimdi ise benim tezgâhımdan hiç çıkmıyor.

“Şurada emekli öğretmen varmış, kocası öleli on yıl olmuşmuş, Şurada hiç evlenmemiş elli yaşında birisi varmış, şurada şöyle bir kadın varmış, diye bana içini döktükçe ben kahkahalar atarak, onun derdine ortak oldukça; o da kendine geliyor, başlıyordu gülmeye…

- Ulan ne adamsın be…Ölüyü bile güldürüyorsun sen.Valla senin yanında moralim düzeldi. Bırak şu gülmeyi de bana çöpçatanlık yapsana.

Durur muyum ben. Kahkahaların bini bir para.

Borç istemeye gelen batakçı pazarcıların karşısında; parmaklarımı, boynumda şaklatıp :

- Benden metelik çıkmaz dedikçe başlıyordum kahkahalar atmaya.

Müşterilere de öyle davranıyordum. Tezgâhımdan çaktırmadan hırsızlık yapanların arkasından kahkahalar atıyordum.

Göğüslerine sutyen alan bayanlara beş numara küçüğünü” sana olur olur” diye kahkahalar attıkça , inanıp alıyorlardı.Onlar da başlıyorlardı gülmeye.
Bu kahkahalarımın ardından bir ay geçmeden, ben kahkaha kolik olmuştum adeta…

Geceleri rüyamda bile kahkahalar ile uyanıyordum…

Çok geçmeden, Atatürk Araştırma Hastanesinin psikiyatri bölümüne gittim.

Bayan Doktor:

- Nedir derdiniz?


- Ha ha ha ha!...

-Beyefendi anlat derdinizi.

- Peki efendim…Ha ha ha ha!..Efendim,daha önceleri hiç gülmezdim.Ağlayanın karşısında ağlar, acılı çiğ köfteyi yiyenle,ben de yerdim. Birisi aşk acısı mı çekiyor, ben de onunla birlikte çekerdim.Yıllarım böyle geçip giderken bir de geriye baktım ki;yalnız kalmışım. Hep ağlayan ben olmuşum. Nasıl olduysa birden bire oldu, ben de anlayamadım. Şimdi ise hep gülüyorum.Hep gülüyorum.Ha ha ha ha!..

- Hımmm.


- Doktor Hanım, benim derdim nedir, hastalığıma ne gibi bir teşhis koydunuz? Ha ha ha !..

Doktor Hanımın gülmeyen yüzü de tebessüm etmeye başlamış:

- Uyum bozukluğu belirtileri baş göstermiş sende. Şu ilaçları kullanacaksın. Her ay yanıma geleceksin.Tedavin bir yıl sürecek.

İlaçları kullanmaya başlayalı on beş gün olmadı ki; bu sefer de uyku kolik oldum. Göz kapaklarımı bir türlü açamıyordum. Boş bulduğum yere kedi gibi kıvranıp, başlıyorum uyumaya. Bütün pazarcı arkadaşlar, etrafımda dönüyorlar; dertlerini dinletmek için ama ben uyumaktan hiç kimseyi dinleyecek halde değilim.

Kahkahalarıma hasret kaldım, hasret! Ne olur Doktor Hanım, beni eski halime ışınlar mısınız!

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Oynatmaya az kaldı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Oynatmaya az kaldı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
OYNATMAYA AZ KALDI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ağyar
Ağyar, @agyar
17.5.2010 23:56:48
Hani rahatsız olan bir dostuna insan söyler ya "geçmiş olsun" diye.

Bende size "geç-me-miş olsun" diyorum :-)

Selamlar
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
17.5.2010 23:09:20
9 puan verdi

:))) Ayhan ağabey yazıyı okudukça
gülen gözlerinle yüzün hep canlandı gözümde
gerçi benimde senden kalır yanım yok yaa:)))

ağabey harikasın
ben gülmekten bir şey yazamıyorum sana

kutluyorum, sevgimle


yeğinadnan
yeğinadnan, @yeginadnan
17.5.2010 17:16:25
5 puan verdi
Yine sonu hüsranla biten bir olay.Tamda Hamd olsun 1 kişi olsa Mutluluğu yakalamış diyecektimki.Onuda uykuda buldum.Deli olma hakkını elinde tutan hepimizin bir gün akıllanmayı haslet edinmesini diliyor.Başta kendim olmak üzere herkes'e şifa diliyorum.Akıcı,izah eden,çözüm sunan bir yazıydı.el ve emeğinize sağlık.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
17.5.2010 16:14:32
10 puan verdi
Gülmekten, okuyanadım bile. Tipik Ayhan abi .. Boş ver gülmek her zaöman iyidir. Deli olmak akıllı olmaktan daha iyi bence. Güzeldi abi can. Saygımla
Yükselenyıldız
Yükselenyıldız, @yukselenyildiz
17.5.2010 10:59:00
Yazının ortasında,
"-Tüm dertlerine çare bulmuşsun, artık doktor kapılarında beklemene gerek yok," diye düşünmüş ve yorumu tek cümleyle bitirecektim.

Doktora gitmekle kendi ipini kendin çekmişsin arkadaşım. Hayatının ilacını bünyen kendisi yaratmış, sen ise doktora gidip zehir almışsın.
Bana ne!
Başının çaresine bak.
Allah Allah.. Delinin zoruna bak; doktora gitmiş.

(Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.)
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
17.5.2010 09:11:38
10 puan verdi
sevgili ayhan......bu hastalığın foçadaki etkinliktede vardı.... yeni değilki....neden doktora gittinki....bence en...sağlıklı durumdur gülmek....herkes beceremezki.....çok hoştu yazın....
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
17.5.2010 08:17:32
çok güzeldi size gülmek yakışmış
bu hayatta güle bilene ne mutlu
saygılarımla
eMİNeYZAMAN
eMİNeYZAMAN, @emineyzaman
17.5.2010 08:14:02
yüreği ve hayatı bir olan dost .....


rabbim gülmekten ayırmasın ,


ne ruh dünde kalır nede yarınlar için ömür biçer...

nefesini aldığımız her soluk başımıza taç olmalı..dimi ama :)

şükür kapınızda..dua dilinizde gerçekler en güzel ve okkalısı hayatınızda olsun

dostça..

selamlar efendim :)
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
17.5.2010 07:21:02
Aman Ayhan bey , kendinize dikkat edin ! Fakat söz konusu hastalık da olsa anlatım güzelleştirmiş yazıyı. İnsanın geçmiş olsun demekten çok, gülmek geliyor aklına. Bu hastalık bulaşıcı galiba. Gülen birinin karşısında somurtmak hiç de kolay değildir zaten.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
17.5.2010 06:59:17
Ayhan Bey, kim ne derse desin, sen gülmeye devam et derim ben. Kim kime uyuyor ki, sen uyasın. Uyum bozukluymuş...
Gülün gitsin. ağlamaktan iyidir. Belki bir iki ekşi yüzü güldürmeyi başarırsınız bu sayede.

saygılar...
Ahmet ÖRNEK
Ahmet ÖRNEK, @ahmetornek
17.5.2010 02:15:30
gülmek ve kahkaha atmak daha güzeldi
ayhan dost vallahi bırak sen o ilaçları falan...
çok nefis bir anlatım dı öykü okumanın keyfini yaşattın üstadım
teşekkürer...
her dem saygılar
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
17.5.2010 00:21:16
Çok hoş bir anlatımdı. Ağlamakla da sorunlar çözülmüyor, belki gülersek hallolur. Zaten uykuya hepimiz uyumluyuz. Teşekkürler güzel paylaşımınız için.Saygı ve selamlarımla....
Sevgi Salman
Sevgi Salman, @sevgisalman
17.5.2010 00:12:54
Hocam gülsek suç, ağlasak suç, düşünsek suç...Uyum bozukluğumu varmış :))))) boşverinnn...
Ne derlerse desinler, hayata gülerek bakmak, sorunları aza indirger...
Hayatın kendisi zaten ağır, siz kahkahalara devam edin...
Sevgi ve saygı ile
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL