- 1042 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
karagül-4
öykümüze kaldığımız yerden devam edelim dostlar nerde kalmıştık gül eş olarak seçtiği adamdan kurtulmuştu...ve kızı onun yanında kalmayı seçmişti gülün işi yine zordu gül cahildi ama ayrıldığı eşinden hesap işlerini öğrenmişti ayrıldığı eşi ticaretle uğraşıyordu gül düşün bazen ona yardım ettiğinde bazı şeyleri öğrenmişti eşinin işinden yapmaya karar verdi nasılsa malı nerden aldığını nasıl sattığını biliyordu ve çekinerek besmele çekerek başladı bu işe yaptığı iş herne kadar yorucuda olsa geliri iyiydi ..öncelikle oğlunun birikmişi vardı gül bu işe onunla başladı birazda veresiye mal aldı ve başarı yoluna adım attı ..sabahları erkenden pazara satışa gidiyor akşam yorgun bi halde eve geliyordu ..çocuklarıysa evde onu bekliyordu büyük kızı onun yokluğunda kardeşine bakıyor ev işlerini annesine bırakmıyordu diğer oğluysa otobüs terminallerinde pas pas cı olarak çalışıyordu ...küçük kızsa evde hayatın zorluklarını çok iyi görebiliyordu ...derken gülün büyük oğlu askerden geldi annesine yardıma başladı gül çocuklarına bakıyor ve bazen dalıp gidiyordu bazende yaşadıkları aklına geliyor evde kendi kendine konuşuyordu farkına varmadan bunu da küçük kızı gözlemliyordu ve annesine bazen üzülüyordu..annesi ise çocuklar arka arkaya yetişti bunları nasıl baş göz ederim nasıl el içine çıkarım derdindeydi büyük oğlu bir kızı sevmişti istediklerindeyse fakir görülüp verilmemişti .. gülün büyük kızının arkadaşı vardı onu istemeye karar verdi gül kıza bakmaya gittiler oğlan herne kadar fazla beyenmesede tamam demişti.. sonra düğün dernek derken evlendiler .. gülün köyde annesinden kalan arsası vardı onu kardeşine sattı birazda borç dert derken oğlunu baş göz etmişti..
aradan zaman geçti gelini ile oğlu anlaşamıyordu gelin ayrı ev istiyorum diyodu ikidebir küs gidip geliyordu ...eşinin yoklukdan geldiğini bildiği halde eşini elaleme rezil ediyordu..
gül derhal ayır oğluna ayrı bi ev tuttu ama gelin yoklukda hep eşine dırdır ediyordu elindense iş çıkmıyordu.. gül ne pişirse ana yüreği onlarada yolluyordu..ama nafile hep farklılık neticesinde boş şeyler yüzünden gavkaları bitmek bilmiyordu ..
derken küçük oğluda hastalandı sitres ve yokluk yüzünden küçük oğlu sedef hastalığı olmuştu gül çok üzülüyordunun vucudu çok kötüydü hastalık nedeniyle ama o halde askere gitmişti...
askerde adım atamıicak hale gelince hastaye yatmıştı ..
gülün derdi bitmiyordu..diğer tarafta oğlu gelinin dolduruşuna geliyor yetirip bitiremediği için annesine sen ticaret işini bırak bana dedi
annesini git artık yaşlandın otur evde senin maaşın sana yeter dedi..
gül şaşkındı gelini yine küs gitmiş ve napıcanı bilmiyordu .. gideyim getireyim dedi yuvanız yıkılmasın ama oğlu çok gergindi hep sen buldun bu kızı başıma neyini getircen neyle bakcam ben ona deyip annesine tokadı yapıştırmıştı...
gül oğluna baktı gözleri doldu..büyük kızıysa bu durum karşısında baygınlık geçirmişti dedi sen anneme nasıl el kaldırırsın ..annesi ise tokadın acısını unutmuş halde kızını kaldırmaya çalışıyordu ve tamam dedi oğluna ticaret işini devretti..
korktuğundan değildi sırf onlar mutlu olsun diyeydi bu fedakarlığı sonuç da anneydi ve oğluda serserilik yapan biri değildi bunların farkındaydı ama büyük oğlu biraz bencildi hep kendini düşünür hep annesini aşağılacı sözler ve hakeretler yapardı...
küçük oğlan askerden geldi ...gülün büyük kızı okulubitirmiş 19 yaşında tam bi genç kız olmuştu derken büyük kızını istemeye geldiler büyük kız ise birini seviyordu ama oda sağcı solcu nedenleri yüzünden hapse girmişti ve gül görüşmesini istemiyordu bu görücülere görücü usulu eskiye tabir kızını vermişti..kız ne kadar gönülsüzde olsa mecburmuş gibi evlenmişti ..düğününde gülün ayrıldığı eşi gelmişti .. ve babalık görevim deyip bazı ihtiyaçlarını almıştı..ama bir yandanda gülle barışmak için can atıyordu gül ise artık ona inanmıyordu ama sırf elame rezil olmayalım diye susuyordu vede maddi açıdanda eli dardaydı...
çok sürmedi adam yine içip içip geliyor gül ise katlanamaz olmuştu adamın eşi kovalamış oda bu tarafa sığınmak için gelmişti
gülartık benim gelinim damadım var sen elaleme rezil ediyorsun beni çok denedik olmuyor uzak dur benden dedi
adamsa bırakıp gitmişti giderken lanetler yağdırıyor ağzından çıkan küfürlerin bini bin para ediyordu küçük kız ise ondan utandığını elamin ona sarhoşun kızı dediklerini söyledi ağladı babası ise tamam dedi siz mutlu olun dedi bıraktı gitti çocuğun sözleri ona bu sefer koymuştu benden utanıyorsun ha dedi ...
gülün küçük oğlu ise sevdiği kız vardı annesine bahsetti gülün uzaktan akrabasıydı kızın gözlerinde rahatsızlık vardı ameliyat gerekiyordu gül ise yokluk canına tak etmiş vaziyette uğraşamam bunlarla dedi acı çeke çeke gaddarlaşmıştı biraz yüreği
kızı ise başkasına vermişlerdi oğlu kahırlıydı annesine inat evlenmiş ayrılmış dul bir kadın bulmuştu kendine bu sefer onu alacaksın hem fazla masraf da etmezsin dedi..annesiyse dul kadınlığın zorluğunu biliyordu ..sonuçta kendide öyleydi ama o kişinin nasıl bi şeytan olduğunu bilmiyordu ..oğluna bazı şeyler anlattı bir babanın anlatması gerekeni utana sıkılı anlattı ve sen bekarsın o gözü açık dedi ama oğlu dinlemiyordu ..mecburen gitti kızı istedi
açık saçık süslü biriydi başata anlaşamayacakları belliydi çünkü oğlu kapalı kıskanç görüşlü biriydi..kültür farkları vardı..
ama gelin çok kurnaz ve sinsiydi..napıp edip insanı çileden çıkarıyordu gittiği yerlerde oturuşuna dikkat etmez firikik verirdi..kocasını çileden çıkarırdı şu bakıyo bu bakıyo deyip kocasını huylandırırdı ve kocası onu hiçbir yere götürmeye cesaret edemezdi..ayrıcada eşinden para çalar gizli gizli bankalara birşikim yapardı..gül bu duruma bakar üzülürdü ..genelde gavga eksik olmazdı ama çocuklarının hepside mutsuzdu
gül acaba nerde hata yaptım diyodu ama kader yüzü güldürmedimi güldürmüyordu
küçük kızıysa herşeyin farkındaydı hatanında ..
sadece toğlumda seçimler ve cahillik insana hataydı küçük kız sa çok güzel bi kız olmuştu bir sevdiği vardı ama sevdiği kişi gülün ailesini küçümsüyordu ..bilhassa babasının alkolik olması annesinin cahil kalması bunları aşağılıyordu ..gül içinden sen kimsinki dedi benim ailemi aşağılıyorsun bugün bu sözleri söylüyosan yarın neler yaparsın neler dersin kimbilir dedi ve ayrıldı yüreğine mührü vurdu derken evlerinin önünden hergün biri geçiyordu onu ise gülün arkadaş bildiği bir kız göstermişti ama o kızda küçük kızı başkasına yapmak istoyordu o kişiyi övüyordu kız dinledi dinledi çok mükemmelse sen var deyiverdi oda benim beğendiğim başkası var ben onu ayarlıcam dedi ve bu oğlanı gösterdi kız görünce içinden bişeyler kıpırdadı ama belli etmedi..
oğlan gülün küçük kızı görünce kafayı oda ona takmıştı 1yıl kızı hep takip etti ama kıza teklif ettiğin de kız hayır demişti ..kıyıda köşede buluşacak kızlara benziyomuyum ben dedi seviyorum ama dedi oğlan o zaman gönder aileni istet nişanlıyken bolca görüşürüz dedi hem de birbirimizi tanımış oluruz dedi
oğlanın evlenmek gibi bi niyeti yoktu ama kızı seviyordu ailesine gidip konuyu açtı.
ailesi ise daha küçüksünüz olmaz dedi ama oğulları ele avuca sığmıyor illa o kızı isteyin diyordu derken oğlanın ailesi iyi kötü bir yüzük takalım nasılsa bunlar daha çocuk iki gün sonra ayrılırlar diye kızı isteyim yüzük taktılar ..ama niyetleri formalite gereği gibi bişeydi aslında hiç dünür gibi durmuyorlardı oğlanın babasıysa oldukça örflü sert mizahlı birisiydi..
ama oğlanları gül gilin evinden çıkmıyordu..ve askere gidecekti ..gülün küçük kızıysa oldukça güzel gösterişliydi..oğlansa kısakançtı ve buyüzden hep tartışıyorlardı oğlan ben askere gittimmi seni durutmazlar yanımdayken bile bakıyorlar sana diye triplere giriyordu..
oğlanın ablasıysa kızın işini bitir o zaman mecbur bekler demişti.. oğlan gül gile gelince nedense hep tenha zamanları kontrol edip kıza doğru yaklaşıyordu kız ise bu konuda onu uyarıyordu gelin ata binmiş ya nasip demişler bunu unutma evlenmeden olmaz diyordu ve oğlanı hep azarlıyordu oğlansa kızı kıskandırmak için başka kızlara dolanıyordu ama kızda uyanıktı ve birgün oğlanı ve ailesini çağırttı kız siz oylunuza başka bi oyuncak bulun dedi ve yüzüğü verdi ..oğlanın ailesi sevinmişti bi nevi ama belli etmiyorlardı sadece oğlanın babası kızım ben seni kendi kızlarım gibi sevdim ne olursa olsun olmasaydı iyiydi ama 1.5 yıl nasıl durcaktınızki oğlum askere gidecek ve ben sana bir laf gelirse kaldıramam bu durumu dedi böylesi daha hayır dedi.. kız ise üzülüyordu ama oğlanın hareketlerine çok kızmıştı napim bitti dedi ..oğlan ve ailesi evden ayrıldılar oğlanın ailesi oğlana laf söylüyorlardı yolda...gül ise şaşkındı diğerler çocuklarının üçüde görücü usulu evlenmişti ..torunları vardı herbirinden sevgilerinin olmadığını bildiği için geçimlerininde olmadığını biliyordu kimbilir belki bu kızınıda severek evlensin diye düşünüp belki olur gözüyle bakmıştı..ama olmamış ve kızı nişandan ayrılmış adıyla bilinecekti kızı ise kocadan boşanmış olcama nişandan ayrılırım ben kendimi biliyorumya o bana yeter başkalarının üstüne hayatımı kuracağıma kendi yüreğimin üstüne hayatımı kurarım demişti..
aradan zaman geçmiş gülün küçük kızı güzel olunca etrafda serseriler peşini bırakmıyordu
kız ise istemiyom kimseyi diyordu ..ama ona kafayı takan kişiler kaçırmayı bile düşünüyordu...gül kızı için endişeleniyordu bir gün kızına dediki bak kızım bu böyle olmaz seni ilk isteyene vercem değilse başına bi iş gelecek dedi..
derken kıza görücü geldi kızdan 10 yaş büyüktü ve devlet işinde iyi bi maaşı vardı durumuda oldukça iyiydi gülün kızı oğlana baktı aslında yakışıklı değil ama bilmiyorum dedi
birde oğlanın işde çok rahat edersin şöyle olur böyle olur nikahta keramet vardır zamanla seversin demeleriyle bi anlık öfkeyle peki dedi...
nişan yapıldı ama kız oğlana alışamamış sevememişti aklı hep ilk nişanlısındaydı
oğlan hediyeler getiriyor para bırakıyor ama kızın gözü görmüyor oğlanı azarlıyordu
oğlan gelince evden uzaklaşıyordu ona tahammül edemiyordu
derken kız birgün oğlana onu sevmediğini alışamadığını söyledi ama oğlan ona hayran hayran bakıp olsun nikah da keramet vardır zamanla seversin demesi kızı büsbütün delirtmişti o keramet değilmiydi abilerini ablasını ve annesini yakan asla keramet falan yok dedi ama oğlan onu dinlemiyordu adeta büyülü gibi nede elhamdülillah diyodu
oğlan gittikten sonra gül kızana yaptığının ayıp olduğunu bundanda ayrılırsan 2 kez nişandan ayruıldı derler dedi ve kızı dövdü
kız artık kafasına koymuştu oğlana baktığı zaman onda sadece ilyas salman yada kemal sunalı görüyordu ..neden gerçekleri görmüyorki diyodu
sonra düğün telaşı başladı hazırlıklar falan alış verişe gideceklerdi oğlan noldu sana dedi kıza kızın yüzü çürüktü gül dövmüştü ya koca kızı kız ise banyoda düştüm dedi
derken yoldan geçen delikanlılar vay be armudun iyisini ayılar yermiş diyerek laf attılar ama oğlan hiç bişi olmamış gibi sırıtıyor ve aldırmıyodu ..kız o an kararını verdi diğerlerinin yaptığı yanlışı yapmıcam dedi ölsemde evlenmicem bu oğlanla dedi
eve geldi 20 tane hapı attı ama yengesi anlamıştı ve annesine haber verdi annesi hemen istirfa ettirip kızın attığı hapları çıkarttı..artık dönüşü yok bu işin dedi
sonra kızın eski nişanlısı askerden izine geldi gül oğlanı görmüştü ama kızının bilmesini istemiyordu derken gül tesadüfen oğlanı mah den geçerken gördü
içine sanki bahar gelmişti
hemen oğlana haber saldı oğlansa komşularına soruşturuyordu belliki oda hala seviyordu
gülün küçük oğlu oğlanın yolunu kesip çekip git artık unut bizim kızı bidahada buralarda dolaşma dedi
oğlansa burası yol geçerim kimseyede danışcak değilim dedi ..derken kavga havası esti ama komşular uzaklaştırdılar iki gencide oğlan sadece bişey sorcam sonra gidecem dedi
komşu ise sor bakalım oğlum dedi
onunla gezerken mutlumu dedi doğru cevap ver teyzem dedi
kadın seninle gezerken eleleydi kör değiliz yavrum ama onunla ayrı ayrı gidiyo ve hep gözleri dolu geziyo dediler evdede kız dayak yedi geçende dedi ..oğlan bunu duyunca yüreği cız etti....
sağolun teyze dedi ve gitti oğlan kızı kaçıracaktı herşeyi göze almıştı kıza haber uçurdu bi komşularıyla ablasıda yardım ediyordu erkek kardeşine derken kız evden çıktı ve oğlan bi taksi tutmuştu arka sokakdan kızı kaçırdı ... gül kızı bulamayınca napıcanı bilmedi ve hemen polise bildirdi oğlan kızı alıp başka bi şehire götürmüş ve nikah işlemlerine başlamış hemen evlenmişti..gül ise kızının yaşı tutuğu için bişi çıkartamamıştı ama çok sinirliydi ve oğlan evine olan hakareti etti..oğlan eviyse bu durumdam dolayı güle tam 3yıl kızını göstermediler..kızıysa akkerden kocası gelene kadar kayın validesigilde kalmıştı ..ama çok mücadeler verdi seviyordu ve sabırla herşeyi kazanacağını biliyordu
kayınvalideside bayabi çektirmişti ona ama asker olan eşine hiç bişey söylemiyordu kendi pisikolojisini kendisi tedavi ediyordu..kimseyi görmüyordu evde kapalıydı kimseylede görüşüp konuşmuyordu ..sadece dostu mektuplardı sorun yaşadığında bunalımlara girdiğinde hep yazıyordu .seni seviyorum ama artık sabrım kalmadı çok bunaldım annenle şöyle oldu böyle oldu diye ne sıkıntı yaşadıysa mektuba döküyor rahatladıktan sonra onu yırtıp aşkım ben çok iyiyim sen beni düşünme oralarda bir an önce bitir askerliği bu sıkıntılarımız sona ersin diye gerçek mektubu yazıyor işde onu postalıyordu..ama bi şekil bu yolla rahatlamış oluyordu..aradan zaman geçti askerden kocası geldi hamileydi ve eşi annene götürecem hazırlan dedi bi bayram günü
kız çok sevinmişti ..ama çekiniyordu annesinden aslında annesi hak etmemişti böyle bişeyi kız suçunun farkındaydı ama aşkı için savaş vermek zorundaydı aşk bu kadar kolay olamaz dı sava vermek azimle sabretmek gerektiğini biliyordu zorluk olmadan zaferin müjdesi olamazdı..
derken gül kızını ve damadını kapıda görünce duygulandı sarıldı kızına ağlaştılar
yengeleri ablasıda vardı ablası gülle barışıldığına çok sevinmişti
arada annesinde toplanıyor dertleşiyorlardı
ablası çok doluydu eşiyle aşk olmayınca hiçbir konuda anlaşamıyorlardı eşinden ilgi sevgi hoşgörü bekliyordu eşindeyse hoşgörü hariç hiçbiri yoktu oda ablasıyla arasında acımak gibi bişeydi sevgi eksikliği çok belliydi ve aralarında 10 yaş vardı fikirleride hep zıttı ortak yönleri yoktu ama 2 çocuklarının hatırına iyi kötü idare ediyorlardı çünkü gül boşanma konusuna hiç iyi gözle bakmıyordu kendi dul kalmanın acılarıyla yüzleştiği için cocuklarınada hep idare edin yuvanızı yıkmayın diyodu
bu arada küçük oğlu eşi ile artık hiç anlaşamaz hale gelmişti karısının yalan üstüne yalan konuşup eşinin cebinden gizli para çalması ve çocuklarının cehizini satıp bankalara yatırması bardağı taşırmıştı ve küçük oğlu boşanma davasını açmıştı ama gül arada çocuklar var etme oğlum çocukların ne olur bir düşün dediysede artık oğlunun gözü görmüyordu...gelini ise defalarca söz vermesine karşı aynı yalan dolan a devam ediyordu
mahkemeye gittiğinde gelinin ailesi bela olduğu için onu tehtit etmişlerdi bir daha ki mahkemeye ayak basamıcaksın diye ölümle tehtit etmişlerdi oğluysa çok düşünceliydi bi yanda hastalığı bi yanda geçimsizlik boynunu bükmüştü aslında maaşıda iyiydi devlet işinde çalıştığı için eşide maaşına göz dikmişti değilse karılıkla falan alakası yoktu
o mahkemeden döndüğünde gül sordu nen var oğlum ne oldu diye annesine baktı siz dedi beni tek başıma gönderiyonuz mahkemeye onlar köpek sürüsü gibi gelmişler beni tehtit ettiler dedi
gül şaşırdı ama hiç kötülük düşünmediği için aman oğlum barış gitsin çocuklarına yazık olcak dedi
oğluysa çok dalgındı seslenmedi ve hayır anne dedi hayat göründüğü gibi değil sen beni uyarmıştın zamanında dinlemedim seni sen haklıydın dedi
ama busefer ben şehir den dudağı boyalı içi kurtlu kirazlardan almıcam dedi
fakir olsun köy kızı olsun ama ekmek pişirmesini bilen kız alcam dedi bu hayat bana bir kere verildi bir dahamı dünyaya gelcem dedi
gül oğlunun lafları karşısında kem küm etti ve düşündü kaldı ama ayrılmasını istemiyordu hep cocuklar diyordu başka bişey demiyordu oysa oğlunun içinde neler yandığını bilmiyordu tehlikeninde büyüklüğünü fark edemiyordu
derken gül bir sabah fenalaştı küçük oğlu hemen kız kardeşine haber verdi derhal hastaneye kaldırdılar gül tansiyon hastalığına yakalanmıştı ve hastanede yatması gerektiği için hastanede kaldı
bu durumu fırsat bilen küçük gelinin akrabaları oğlanı takibe aldılar oğlansa küçük kız kardeşine söylemişti takip ettiklerini sakın kimseye söyleme anneme gider söylerler oda üzülür tansiyondan ölür dedi kızda abisine söz verdi tamam abi dedi
aradan 2 gün geçti abisi ortalarda yoktu gülün içinde bir sıkıntı vardı hastane ye büyük kızı gelmişti kızım abin yok bugun gelmedi gelecekti git eve bak dedi kızıysa tamam anne üzülme ben bakarım dedi eve geldi içeriye girdiğinde abisini ölü buldu evde bir çığılık atmasıyla mahalle doldu eve derken polise bildirildi ve cinayet denildi otopsiye yolladılar kız annesine ne dixceni bilmiyordu diğer abisi biraz duyarsız olduğu için en çok ölen abilerini severlerdi iki kız çok ağladılar sonra eşi geldi dirisinden ayrılacaktın ölüsünden ayrıldık yi oldu demeleriyle artık emin olduk onların elinin olduğunu küçük kızsa abisinin sağ iken anlattıklarını öldükdenden sonra sözversede anlattı
ama çevresi geniş olan ve adamın varsa yaşarsın adaletinde devletin hiçbir hükümlülüğünün olmayışını hayat orda göstermişti bu gariban insanlara ve güle hayat bir kere daha vurmuştu güle önce cesaret iğnesi vurdular ve anlattıklarında gül yıkılmıştı
çaresizdi bulun çocuğumun katilini diye feryat ediyordu ama brokrasi çok ağır işliyordu ve gül çaresiz bir halde rabbim gör sendemi görmedin evladımın katilini diye bağırıyordu
aradan zaman geçti delil bulunamadığı için zaman herşey gelinin istediği gibi olmuştu
eşinin maaşı ve koparatife yatırdığı ev paraları herşey onun olmuştu ....
gül sık sık mezarlığa gidiyor ağlıyor sızlıyor dualar ediyor içi yanıyordu hayat ona önce annesini kaybetmeyi sonra kocasının ölümünü en sonunda evlat acısınıda göstermişti
ve en acısıda buymuş diyordu çocuklarına büyük kızı annesini yanlız koymuyordu evine götürüp bakabiliyordu ama küçük kızı kayın validesiyle olduğu için çekiniyordu içi yanıyor ama hiçbişey yapamıyordu uzun zaman sonra dosya kapatıldı ve dünyanın kötülerin dünyası olduğunu bir kere daha anladı gül .........bu dünyada iyilerin yeri yok derlerya hani işde bu hayat aynen öyle kör bakmıcaksın hayat insana çok şey verir ama çok şeyide alır gider öyküme burada son veriyorum gül 5 de görüşmek üzere hoşcakalın
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.