- 888 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
FATİH GERÇEKTEN AYDINLIK ÇAĞI MI GETİRDİ?
Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1453 yılında İstanbul’u fethetmekle karanlık Ortaçağ’ı kapatıp, aydınlık Yeniçağ’ı başlattığı bütün dünyaca kabul edilir.
Bu gerçekten doğru bir kabul müdür?
Çok düşünüyorum.
Bunu bir türlü aklım almıyor.
Aklımdan neler neler geçiyor…
Önce “Karanlık Ortaçağ” deyimine takılıyorum.
Peygamberimiz Hz. Muhammed A.S’ ın aydınlık İslam’ı getirmesi ile İslam Dünyası gerçekten karanlık çağları kapatıp aydınlık yepyeni bir çağa girmişti.
İstanbul’un fethedildiği yıllarda da bu aydınlık çağ, tüm İslam Milletinin hayatını şekillendiriyordu.
Karanlık ortaçağ deyimi olsa olsa İslam’ı kabul etmemiş olan toplumlardaki karanlık zulüm çağını ifade edebilir.
Örneğin batı gerçekten karanlık bir çağın içindeydi. Mezhep farklılıklarından dolayı kendi halkını katliamlara uğratıyordu. Mazlumlar ezildikçe eziliyor, köleliğin en iğrenç uygulamaları yapılıyordu. İşkence ile insan öldürmek kural haline gelmişti. Güçlü olan daima eziyordu, sömürüyordu. Derebeylik sisteminin en ilkel şekli yaşanıyordu. Kazıklı Voyvodalar iş başındaydı. Müslümanları yağlı kazığa oturtur, binbir işkence ile katlettirir, keyifle izlerdi.
Şimdi aklıma takılan şu:
Fatih Sultan Mehmet Han aydınlık çağları hangi kesimler için başlatmıştır? Müslümanlar için mi? Ama Müslümanlar zaten aydınlığın kendisini yaşıyorlardı.
Nitekim İstanbul’un fethinden önce nasıl yaşıyor idiyseler, bu yaşayışları değişmedi ki. Fatih kendi devleti ve milleti için babası Murad Han’dan, dedesi Mehmed Han’dan, ya da atası Orhan Han’dan daha aydınlık bir yaşam tarzı mı getirmiştir? Bence hayır.
İnsan hak ve hürriyetleri, namus emniyeti, mal emniyeti, can emniyeti ya da din hürriyeti önceki dönemlerde de zaten kamil manada sağlanmış idi. Belki insanların refahının arttığı söylenebilir. Ama bu çağ değişimi değildir ki…
Peki Fatih Sultan Mehmed Han batı dünyasının yaşamakta olduğu karanlık çağı değiştirebilmiş midir? Bunu kabul etmek kolay mı?
Bakın örnekleri görünce siz de düşünmeye başlayacaksınız.
Vahşet ve ilkellik içindeki Avrupa. Yani karanlık ortaçağı yaşamakta olan Avrupa… Fetihten kısa bir müddet sonra, daha beter karanlık olan engisizyon çağını yaşamaya başlamıştır. Bir adım sonrası milyonlarca Endülüs’lü Müslüman’ın ve Yahudi’nin başına gelenleri unuttuk mu? Bırakın başka dinin mensuplarını, Katolik mezhebinin dışındaki diğer Hıristiytanlara karşı uyguladıkları zulümleri unutabilir miyiz? İlerleyen zamanlar içinde Milyonlarca savunmasız siyahi müslümanın zayıflarını nasıl katliama uğratıp, güçlülerini köle diye pazarlara sürdüler? Onların insan olduğunu bile kabul etmiyorlardı. Hem de her şeylerini yağmalayarak. Hem de bu uygulamaları geçen yüzyıla kadar sürmedi mi? Hala bugün sona erdiğini söylemek mümkün mü? Bu zulümler aydınlık denen çağa nasıl uyar? Silah üstünlüğünü ele geçiren bu vahşi insanların uygulamaları, Kazıklı Voyvoda’nın uyguladığı işkencelerden daha mı insanidir?
Gelin günümüzle de ilgili bir iki örnekle aydınlık-karanlık mukayesesi yapalım:
Hatırlayalım Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul’a girince Ayasofya’da yaklaşık 50 bin Bizanslı ile karşılaşmıştı. Bunlar şehri Osmanlı askerine karşı savunan insanlardı. Binlerce askeri şehit etmişlerdi. Hem de esirleri bile surların üstüne çıkarıp kılıçtan geçirmek gibi insanlık dışı uygulamalarla… Onlara:
“Korkmayın, ben nasıl Müslümanların sultanı isem artık sizin de sultanınızım. Sizi affediyorum. Evlerinize dönün. Daha önce nasıl yaşıyor idiyseniz gene öyle yaşayın! Dini liderlerinizi de serbestce seçin. Size her türlü desteği vereceğim!”
Diyen bir Fatih Sultan Mehmed Han! Çağ açtığı ifade edilen işte bu insani davranış idi.
Şimdi de bugünün bir Müslüman ülkesini düşünün. Silah üstünlüğünü hak sebebi saymaktan başka hiçbir bahanesi olmayan zalim batılı, yakıp yıkarak bu ülkeye girsin. Ülkelerini savunmak için direnmeye çalışan mazlumları bir yerde kıstırmış olsun. Ne muamele yapar dersiniz?
Bosna’da ne muamele yapmıştır? Irak’ta ne muamele yapmaktadır? Afganistan’da ne muamele yapmaktadır?. Diğer mazlum coğrafyadaki uygulamalara bakın. Helikopterden sivil öldürme eğitimleri yapmakta olduklarını kendileri söylüyorlar. Hem de iftihar edercesine. Uygulamada ise engelli insanlar ve çocuklar bile kendilerini, kurtaramıyorlar. Füzeler, yangın bombaları, misket bombaları uranyumla toplu öldüren bombalar… Kaç milyon Müslüman’a kıydılar?
Kasları kuvvetli bir zalimin eline keskin bir baltayı verseniz ve savunmasız mazlumların üzerine gönderseniz neler yapar? Bu günkü teknolojik silah üstünlüğünü ele geçirmiş batılıların yaptıkları bu değil midir?
Hani Fatih Sultan Mehmed Han bunlara örnek olmuştu? Hani aydınlık Yeniçağ, hatta onu da ileri geçmişlerdi:
Yakınçağ???
Başka bir örnek:
Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul kuşatması sırasında Galatalıları tarafsız kabul etmişti. Onlara dokunmadı. Ama onlar anlaşmaların aksine Bizans’a destek verdiler. Fatih de bunu biliyordu. Fetih günü Galatalılar işledikleri bu suçlardan dolayı evlerini terk edip kaçmışlardı. Her evin başına bir nöbetçi diken Fatih, evlerdeki eşyaları da saydırıp listelettirmişti. Şöyle ilan etmişti:
“Galatalılardan evlerini her ne sebeple olursa olsun terk etmiş olanlar 3 ay içinde geri gelip müracaat etmeleri halinde, hiçbir takibata uğramadan evleri ve eşyaları kendilerine iade edilecektir, eski hayatlarını sürdürmeye devam edeceklerdir…”
Bu yeni aydınlık çağın örnek bir uygulaması sayılmıştı…
93 savaşında yerinden yurdundan zorla sürülen milyonlarca Müslüman muhacirin yaşadığı dramlar bugün hala konuşulmaktadır. Hani aydınlık çağın gerekleri? Benzer vahşetlerinin hangi birini sayalım?
Günümüzde durum değişmiş midir?
Mazlum Filistin halkının çektiklerini hatırlayalım. Sapan ile tanka taş attı diyerek öldürülen çocukların evlerini, aileleri içindeyken, tankla bolduzerle üstlerine yıkan zalimler! Nerede Fatih Sultan Mehmed Han’ın aydınlık çağı açan uygulamaları, nerede sizin vahşetiniz?
Birisi bana izah etsin!
Fatih Sultan Mehmed Han bu zalimlere mi Yeni Aydınlık çağı getirmişti?
Nasıl yani?
Hangi aydınlık çağ?
Ekrem Şama
YORUMLAR
Çok düşünüyorum.
Bunu bir türlü aklım almıyor.
Aklımdan neler neler geçiyor…
Önce “Karanlık Ortaçağ” deyimine takılıyorum.
Peygamberimiz Hz. Muhammed A.S’ ın aydınlık İslam’ı getirmesi ile İslam Dünyası gerçekten karanlık çağları kapatıp aydınlık yepyeni bir çağa girmişti.
İstanbul’un fethedildiği yıllarda da bu aydınlık çağ, tüm İslam Milletinin hayatını şekillendiriyordu.
Karanlık ortaçağ deyimi olsa olsa İslam’ı kabul etmemiş olan toplumlardaki karanlık zulüm çağını ifade edebilir.
Örneğin batı gerçekten karanlık bir çağın içindeydi. Mezhep farklılıklarından dolayı kendi halkını katliamlara uğratıyordu. Mazlumlar ezildikçe eziliyor, köleliğin en iğrenç uygulamaları yapılıyordu. İşkence ile insan öldürmek kural haline gelmişti. Güçlü olan daima eziyordu, sömürüyordu. Derebeylik sisteminin en ilkel şekli yaşanıyordu. Kazıklı Voyvodalar iş başındaydı. Müslümanları yağlı kazığa oturtur, binbir işkence ile katlettirir, keyifle izlerdi.
Şimdi aklıma takılan şu:
Fatih Sultan Mehmet Han aydınlık çağları hangi kesimler için başlatmıştır? Müslümanlar için mi? Ama Müslümanlar zaten aydınlığın kendisini yaşıyorlardı.
Nitekim İstanbul’un fethinden önce nasıl yaşıyor idiyseler, bu yaşayışları değişmedi ki. Fatih kendi devleti ve milleti için babası Murad Han’dan, dedesi Mehmed Han’dan, ya da atası Orhan Han’dan daha aydınlık bir yaşam tarzı mı getirmiştir? Bence hayır.
İnsan hak ve hürriyetleri, namus emniyeti, mal emniyeti, can emniyeti ya da din hürriyeti önceki dönemlerde de zaten kamil manada sağlanmış idi. Belki insanların refahının arttığı söylenebilir. Ama bu çağ değişimi değildir ki…
Peki Fatih Sultan Mehmed Han batı dünyasının yaşamakta olduğu karanlık çağı değiştirebilmiş midir? Bunu kabul etmek kolay mı?
Değerli ufku geniş düşüner yazar kalemine kuvvt, yüreğine sağlık.
Yazını süzerek okudum. Gerçekten çok yazmışsın. Çok farklı penecereden bakmışsın. Seni bü güzel düncenden ve böylesine farklı bir yaklaşım sergilemenden dolayı seni kutluyorum.
Senin yazını okudum artık konu ile ilgili olarak bende düşünüyorom. ...........???????????????............ !!!
Tebrikler
Saygılarımla