DOSTA MEKTUP
Nasıl başlamalı söze? Onca cümleyi birbirine ekleyip kelimeleştiren kalemim aciz kalıyor yazılan sen isen.
Geçen yıl bu zamanlardı bu şehri terk edişin, sensiz bitirdiğim yazın sıcağında üşüdü yüreğim, sensiz gelen kışın ayazında tutuştu ellerimdeki boşluğun… İlkbahar geçti yaz geldi, gidişinin birinci yılındayım, alışamadığım yokluğunun on ikinci ayındayım…
Alıştım diyen dilim yalan söylüyor sana ilk defa, gelip geçen mevsimler dolduramadı boşluklarını, kimselere veremedim, vermedim içimdeki bitimsiz yerini…
Gülümsüyorsun yüzüme bir fotoğrafın yansımasında, öpüp okşuyorum çehreni. Bir damla yaş süzülüyor fotoğrafının tam ortasına çocukluğumuzdaki gibi yine birlikte ağlıyoruz bak, benim gözyaşım senin yanaklarından akıyor!
Şimdi burada olsan sarılır göğsüne dayardın başımı, gözyaşımı silip annem gibi okşardın saçlarımı… Unuturdum tüm ağrılarımı, unuturdum bu dünyanın kahrını… Yoksun!
Evlenişini düşünüyorum, beyaz duvak altında parıldayan siyah saçlarında açan bahar çiçeklerinin anne oluşunla dev bir ağaca dönüşünü ve bir mahkeme salonunda o çok sevdiğin güzel gözlü adamından ayrılışını anımsıyorum dün gibi… Yaşamadığım her şeyi sende izledim yıllarca evlilik, Annelik ve soğuk mahkeme odalarında yaşanan ayrılış… Güçlü durabilmeyi, sil baştan yaşamayı sende öğreniyordum. ‘’Ah bir evlensen anne oluşunu görsem’’derdin ya hep içten içe korkardım ‘’ ya o mahkemelerde son bulursa’’ … Artık korkmuyorum ne yazıldıysa onu yaşayacağım deyip topu kadere atıyorum. Yüzüksüz ayrılıklara ev sahipliği yapmaya devam ediyor gönlüm, bağışıklık kazandı ruhum elvedalara bir senin gidişine alışamıyor bu yüreğim. Bir sigara daha yakıyorum fotoğrafına üfleyip dumanı kızmanı bekliyorum ‘’ üfleme suratımın ortasına şu zıkkımı’’ deyişini bile özlüyorum.
Ve Senden gelen telefonla değişiyor evren, sesinde boğuyorum sessiz iç çekişlerimi.
Nasılsın diyen dilin yalanlara itiyor benliğimi,’’ iyiyim canım iyiyim’’ .
Soluk alışımdan anlarsın hüznümü bilirim istesem de inandıramam seni bu iyiyim yalanına, iyi değilim dostum, yalnızlığım aldı başını gidiyor hiç iyi değilim… Sensiz aylar yıllara döndü, sensiz güldüm, sensiz ağladım ve ilk defa sensiz bir yaş günü kutladım.
Söndürürken mumları o kapıdan girmeni diledi yüreğimin en dost yanı, o kapıda sayısız insan yüzü belirirken bir sen eksiktin, bir sen yoktun iyiki doğdun diyen!
En az senin kadar iyi değilim dostum!
Sana değil, seni uzaklarıma götüren o şehre tüm sitemlerim. Sana değil, o şehre tüm küsmelerim…
Yıllar sürsede dönüşün, bıkmadan, eskimeden, eksilmeden bekliyor olacağız o gül yüzünü ben ve İstanbul!
Not: Ruj izli bir mektupla yüzünde gülücük olmak isterken, gözyaşımın izi sürüldü satırlara beni affet dostum ve sil artık yanağından süzülen tuzlu damlaları…
YORUMLAR
Merhaba...
Siteye yeni katıldım ve bu şahane dizeleri okuyup nasıl yorumsuz bırakmış olmalarının şaşkınlığını yaşıyorum? okuyupda bakışlarını uzaklardan alıkoymak imkansız .. sürükleyişine karşı konulmuyor , tek kelimeyle mükemmel olmuş , yüreğinize sağlık..