- 1586 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İdeoloji ...Ahlak
Ahlak gerçeğe yakınlığı ölçüde gerçektir..."
“Kendini başka varlıklara irca ederek açıklamak, insanı mahiyetine aykırı bir tarz da düşünmek demektir..Varolanı kendisinin dışında, totolojiye bağlı bir şarta/töze bağladığımızda, onu bütünüyle bu töze indirgeyebilmek için zorunlu olarak bir kozalite ilişkisi geliştirmek durumunda kalıyoruz..
Mikro düzeyde ise cisim, parçacıklar bütünü olarak görüldüğünden parça-bütün ilişkisi kurulmaya çalışılmaktadır..
Yeni diyalektik materyalistlerden bazıları, bu esrarlı ve kör maddeden hür insan kişiliğine kadar yükselmenin güçlüklerini fark ettikleri için, eleman ter ilk maddede dahi bir ruh ve bilinç unsurunun bulunduğunu ve bu kuvvenin gelişmesinden yüksek realitelerin doğduğunu kabule mecbur kalmışlardır”.
Ahlak :Toplumsal ahlak özellikle bu işlerin pirlerinden Sokrates’den bu yana felsefede, topluluğa gönderilmiş ilk uyarıcıdan bu yana dinde ve yeni dünya düzeni adına ilk adımlardan bu yana ikisinden de uzaklaşmakta olan "çağımız anlayışı"nda önemli bir yer edinir kendine.bunun sebebi insanın şüphesiz sosyal bir varlık olması ve toplum içinde yaşama zorunluluğunun gittikçe daha da artmasıdır;gözlemleyebileceğimiz şekilde söylersek:Tarzanları bulmak zamanla daha da zorlaşıyor...
Toplum denilince anlaşılan bilinçli bir birliktelik olmalıdır;bu özelliğe sahip olmayan toplum "robot" özelliğinden öte bir özellik taşımaz, yine sağlam bir bilinç oluşmadığında da az önce söylediğimiz durumdan katlarca fazlası kötü bir durum oluşur;işin içine düşmanlık dahi girer...
Ahlak; iyi, güzel, doğru, yerinde, uygun davranış ve duruş biçimidir. Yüksek ahlakı ve yüce huyları hakikate yapıştıran ve o ahlakı daima yaşattıran da ciddiyet ile doğruluktur.
1:
Ancak, iyi-kötü, doğru-yanlışın kıstası, ölçüsü nedir? Kime, neye göre iyi, doğru, güzel, ahlaki; kime ve neye göre hata, çirkin, günah ve ahlak dışı? İnsanın aklı kısa, ömrü kısa olduğuna göre; ahlaki hakikatleri tüm yönleriyle ortaya koyamaz. Ayrıca, insan egoist ve bencil bir yapıya sahip olduğundan, daima kendisinden/nefsinden, cibiliyetinden yanadır. Oysa, bir arada yaşamak zorunda ve sosyal bir varlık olan insanlar, beşerüstü ve tarafsız bakacak genel ahlak prensiplerine muhtaçtır.
Kisiligimizi gelistiren, ruhsalligimizi, diger insanlarla olan iliskilerimizi artiran ve
zenginlestiren kavramlar dizisinin ideolojik tazahürü nasıl olmalıdır. "İdeoların" birçoğu ahlaki bakımdan diğer yapılanmaların ve düşüncelerin (tez)lerini çürütmek adına "ahlak"sız tavır sergilemeyi ! meşru görebilmektedir. Burda şu soru çıkabilir karşımıza (ahlak) bir ideolojimdir...?
Yada ideoloji ahlak mı ?
O zaman Ahlak görecedir.
Heycanlı bir konu üretim bir biri ardına ilerliyor gelin birde ideolojiye bakalım o ne diyor ...?
İdeoloji: Genel olarak siyasi ya da toplumsal bir öğreti meydana getiren ve siyasi ve toplumsal eylemi yönlendiren düşünce, inanç ve görüşler sistemi; bir topluma, bir döneme ya da toplumsal bir sınıfa özgü inançlar bütünü; bir toplumsal durumu yansıtan düşünceler dizgesi; İnsanların kendi varoluş koşulları ve ilişkilerinden doğan yaşam tarzlarıyla ilgili tasarımların tümü.
Biliyoruz ki ideoloji bir yönüyle ütopyayı gerçek kılma, hayata geçirmeye çalışma tasarımı, projesidir. Dolayısı ile ideolojiler yanılsamaları ve olabilirlikleri içeriğinde içkin olarak taşırlar. Bir anlamda ideolojiler yanılsamalar ve olabilirlikler üzerinedir de diyebiliriz. Bu noktadan sonra ideolojiler ihtiyaca binaen kendi ahlaklarını da parça parça inşa ederler. O inşanın ahlaki temelleriyle uğraşmak yanılsamanın hayatın hangi cephesine ve safına denk düştüğünü kavrama açısından veriler sunsa bile yeterli ve belirleyici bir önemde değildir. Çünkü bu sadece ideolojinin bir nevi etik bir sonucudur. Oysa, ideolojik temellerin hangi teorik mantık üzerinde inşa edildiğini, politik sonuç ve çıkarsamaları üzerinden ele almak onun hedefini ve dayanaklarını daha net açığa çıkaracaktır. Ahlak, ideolojinin bir anlamda giysisi niteliğini taşıdığından onun tüm çıplaklığı ile görülebilmesini, algılanıp sergilenişini en az mümkün kılacak noktasıdır. Bu giydirilmişlik ideolojiyi bir yönüyle örtük ve şık/estetik göstereceğinden dolayıdır ki, ahlakın ideolojik işlevinin de hiçlenemeyeceğini bizlere gösterir. Bu açıdan, ahlakın da -bir yönüyle de olsa- o ideolojinin politik sonuçlarının bir parçası olduğunu görebilmek gerekir. Ama salt giysilerle, ideolojinin bir tür örtüsü olan ahlakı ile uğraşmak, işi bir anlamıyla politik magazinle sınırlamak, değerlendirmek anlamına gelecektir.
burdaki üretim mekanizması geniş bir bir yelpazeye yayılabilir bunları çoğaltıp tek tek neden-sonuç ilişkisine dayanarak karmaşık bir hal almasını sağlayabilir .
- Bazı değerler ve bazı yaşam biçimleri birbirinden ne daha iyi ne daha kötüdür. Olsa olsa farklı şekillerde her biri yine kendi içinde değerli ve kendi içinde anlamlı yaşam biçimleridir.
- Farklılık ve çeşitliliklerin hoşgörüldüğü bir toplum olmak yeterli değildir. Aynı zamanda bu çeşitliliklerin onaylandığı ve özendirildiği toplumlarda insanlar dolu dolu yaşayabilsin
( İSAİAH BERLİN)
Selam ve Dua ile... fiemanillah
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.