sizi hala anlamakta zorlanıyoruz ve çözemedik belki de bu hiç ber zaman gerçekleşmeyecek en azından biz tarafından:) (mazide kaybolmuş iki talebeniz)

Birbirimize olan nefretimizde mi boğulacağız ???

evet durum onu gösteriyor kisacasi.

yüreginize saglik
sonsuz saygiilar.

sayın razının son iki yazısında bir tezat göremiyorum..her iki yazıda da safsatalardan oyunlardan bıktığını ve şucu bucu lardan uzak olduğunu ifade etmiş özetle..ne diye tezat arayıp samimiyetsizlikler çıkarıyorsunuz anlamadım..haklı değil mi siz de bıkmadınız mı bu oyunlardan..

tuhaf bir önceki yazınız b u yazınız hiç birbirini tutmuyor sanki iki ayrı kişiliğiniz var .Bence milletimizBaykal için kafa yormasın değmez oyun içinde oyun var

11 Mayıs 2010 Salı 20:40:11


bu bir fıkra değil mi...
öyle olmalı
ama komik değil...

Ana muhalefet partisi liderine düzenlenen bu komplo kuşkusuz ilk değildir

evet itiraf ediyorum görüntülerdeki deniz baykal değil...benim...

fıkranın sonu...

11 Mayıs 2010 Salı 23:43:20


etme bulma dünyası...
deniz baykal en iyi bildiği işi yapmalı
anayasa mahkemesine gitmeli !!!

10 Mayıs 2010 Pazartesi 23:36:00


72 yaşına kadar onurlu ve şaibesiz bir hayat süren bir siyasetçi için hazin bir son.


baya şaibesizmiş doğrusu....
kaset oyunlarını Baykal herkesten iyi bilir...

Baykal ve avanesi az sallamadı o kasetlerden
az can yakmadı

anlamalıydı Baykal
derin birileri bir gün Sarıgülün yada bir başkasının yolunu açmak için o kasetlerden birini de baykal için servis eder...


bu arada iki evli insanın eşlerini aldatarak bir şeyler yapmasını savunanlar gözlerini açmalılar
bu ülkede tv seyreden çocuklar var...



Yukarıya kopyaladıklarım yazıların altına düşen yorumlarınızdır sizin yazınızdaki SAMİMİYETİNİZE inanmak çok zor.

hııımmm... bu arada sayın Baykal belkide cumhurbaşkanın olarak geri döner kim bilebilir ki....

ama onun için adam gibi bir adam olup %50 oy oranını aşmak lazım tabii ki...çünkü artık söz Milletin de ondan....

neyse bekleyip görücez bakalım....zamanla bunuda öğrenicez....

maksadının aksiyle tokat yemek budur herhalde...

bilmem ki öylemidir ve siz ne dersiniz....

tevafuk bu ya, Nesrin baytokta ifadenize yakın şeyler söylemiş ve birde, biraz daha üstüme gelierseniz ağlarım demiş üstelik....

susmak lazım sanırım....çünkü hemen herkes "susun!! susun!! duymasın kimseler" diyor....

ama nerdeee.... İsrafil sura üfledi bir kere....sağır sultan ile kör rıza dahi duydu ve gördü bu olayı...benim anlamadığım şey şu...bazan öyle yazıp öyle masum ifadeler kullanıyoruz ki,sanki bizim Türkiyemiz beyaz sütten yeni çıkmış bir ak kaşıkmış da,hiç bir bulaşık suyuna değmemiş ve hiç bir eğri yola girmemiş gibi lanse dliyor....

iyide Türkiye hiç bir zaman çok sakin ve masum bir çocuk omadı ki...o hep hiperaktif koca bir adamdı.

ne gelene yol verdi ne gideni rahat bıraktı....ölüler dahi hesaba çakiliyor Türkiye de....zavallı adamlar zaten dünya dolusu bir veya bin milyar günah ile göçüyorlar,yetmiyor bir de mezar da insanları hortlatıp kimlik testi yaptırıyorlar...

ben biraz daha yumuşak usluple peeesss diyorum yani....bu kadar olur anccak...

bir insanın aybını meydana çıkarmak elbette ki çok çirkin bir durum ama,o insamnlarda yaşarken ve yönetirken kendilerini az biraz denetlemek mecburiyetinde değilmilermi...kendini idare edemeyen bir insan koskoca bir Türkiyeyi nasıl idare etme hülyasına dalabilir ki...

acı oolan şey şu....erdemsiz olmak...bu ne kadar çirkin bir edurum yalnızca sayın Baykal için değil bu bütün insanlık için geçerli bir durum...

insanlar dindar olmak zorunda değiller ama, insan olma mecburiyetindedirler...sayın Baykal önce hükümeti hedef aldı şimdide Sarıgül diyor...

zihinler çok çok bulanık ve deveyi iğnenin deliğinden geçirmeye çalışıyorlar şu anda....
ben açıkcası, Baykalın ilk fırsatta döneceğini düşünüyorum ve bu duygu sömürüsü ve acımtırak olan gözyaşıyla dolu sahnelerinde, yaklaşan kurultay ve seçimlerde koltuğu yenileme ve tekrar tapulama hevesi olduğunu düşünüyoruım....

Atatürk kimlere emanet etmiş bu ülkeyi....ee tabiiki Chp ye.....yazık acı ve utanç verici....


saygılar.....

empati gücümüz ve tahammül sınırımız kalmadı ne yazıkki güzeldi sevgili razı tebrik ediyorum.

Bu Türkiye'nin tablosu değil aslında ; bir şey şart, ses edecek,ses verecek bir şey şart artık değil mi !


Merhametini dileyelim Allah'ın, başka kaçarı yok ; musibetin tarihini yok edeceğe az kaldı bence...


Sayılan ve de yanına eklenecek olanların artık hakikaten boğduğu bir zamanı yaşıyoruz, artık mecburen kardeş olacak herkes diyesim geliyor "o onu yiyor diğeri ötekini". Son yaşanandan önce diyordum bir şey olacak ama ne , çünkü o kadar rezaletvari bir meclisimiz var ki Allah'ım tuz ruhuyla temizle dualarını sayardım inkâr etmiyorum; ne zaman izlesem sürekli kavga, kanayan burunlar, çekilen saçlar ne yok ki vallahi bayanım ama henüz öyle ulu orta saç çekmiş değilim...Meclis mi ne suçları var sanki (!), halk diyesim var o da değil efendim , değil işte. Canı sıkıldı ülkelerin birbirlerinin iyice suyunu sıkmaya başlayacaklar o zaman Kürt/Türk çatışmasını bile aramazsak Havin değilim ben...


Şu çok Sayın çok kıymetli Fadime Hanım (!)Aheeeyyy, hay canına yandığım insanım. Reha Muhtar'ı hatırladım bir anda hep o konuk ederdi programına. Neye üzülsek acaba ; kadının kanalların izlenme rekorlarını kırmasına sebep olmasına mı , inanıp ah vah deyip üzülen insanımıza mı , haysiyetinin yerlere alındığı izleri taşıyan defterin şimdi sınır dışlarında sürgün olmuş olmasına mı ...

Üzgünüm ama sadece:

"gülüyorum"

onlara ; yazığım vatanıma, yaşım vatanıma...


Bir cümle hatırlıyorum yıllar öncesinde şöyleydi sanırım :


"yer yüzünde hiçbir hadise yoktur ki asır öncesinde kaleme alınmamış olsun"..


Yaşanacak olanlar da yazılmıştır, yaşanmışı zaten yazılmıştı. Çok aciz bir cümle olacak ama konuşmak ne fayda...


Yazı çok sıkıntılı dakikaların resmi gibi duruyor; üzüldüm. Bununla olağan görünen pek çok yazım hatası da var, bir kez daha gözden geçirmeli.


Sesleniş,


herkes aynayla konuşsa hiç bir şeyi kalmaz insanlığın ama gel gör ki ayna şeytanın avuçlarında...


Sevgilerimle.

Çok haklısın Üstad, dışarıdan yıkmalarına gerek bile kalmadı artık, kendi kendimizi yıkmayı başarabiliyoruz. Bana kalırsa görüyoruz da ne yöne gittiğini durumun, sadece motivasyon eksikliğimiz var, hani biri çıksa , biri kazan kaldırsa, biri böyle gelmiş böyle gitmemeli dese, ya da vursa masaya "uyanın" dese...