- 801 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bu neyin nesi.
İnsan işin zahirinde kalma becerisine sahip değilse, aldanır. Cüz-i -irade ile yeryüzünde kendisine verilen mühleti, tasarruf hakkı elinde olan insan. Kullanma kılavuzu olarak maziyi, numune olarak da,
Cinslerinin yaşadıklarını kullanmak tan gafil olmamalıdır. Yeryüzünde. İnsan aklından daha ölçüsüz bir şey yoktur. Görsel veya işitsel olarak öğrendiği her kelime veya kavram beyinde yeni bir aktiviteye sebep olur. En imkânsızı yine en imkânsız şekilde düşüne bilen insan. Din, ahlak, örf ve kültürler markacında sistemli düşünmeye itilse de aklın sınırsızlığının önüne geçemez. Belki rüyalar bu sınırlandırılmanın emniyet sibop’u olarak çoğu zaman çıldırmanın eşiğinden bizi rüya yolu ile geri çeker. Küçük bir yaprak titremesinden bir dağın devrilmesine kadar her şey sebepler zincirine bağlı ise de. Bilinmesi gereken. Yaprağın sallandığı dağın ise devrildiğidir. Neden ve niçin lerin değiştiremeyeceği bu hakikat bizi yormanın bir adım ötesinde işe yaramaz.
Var sayalım ki. Okula giden çocuk. Öğretmenin in gazabından endişe ile elindeki misketi okulun girişinde atmış olsun. Yoldan geçen bir aracın tekerinden seken bu misket mağazada oturan bir müşterinin kafatasını kırarak ölümüne sebep olsun. Bu ölümün etkilediği insanlar eş ya da babasızlıktan perişan olup. Tecelli eden bu hal ile yoksul düşsün. Evlatları okulundan eş ise evinden olsun. Bu süreci dilediğiniz kadar uzata bilirsiniz. Bu masum hareketten doğup uzayacak senaryoyu beynimiz dilediğince uzata bilir. Hukuk fakültesinden hamallığa taşınabilecek bir tahsil hayatından tutunda ölümle zuhur edecek mirasın aynı akıbete vesile olmasına kadar her şey mümkün olur. Olayın
Kahramanı bir misket, sebep masum bir çocuğun kendi heyezanın tan ibarettir. Bu misket Adil olmacak olan bir Hâkimi. Adalete vereceği zarardan da kurtarmış olabilir.
Olaylar zahirine göre değerlendirilmez de işin içine Bâtıni manalar ilave edilirse. Çocuk geleceği okuyan bir Mucize olarak algılanır. Bu da yine beynimizin bizi yanıltması işi olur. Bunlar münferit olaylardır bize göre. Muhakkak ki, hiç ama hiçbir şey sadece kendisinden ibaret bir eylem ya da şahıs değildir. İşimiz her olayın görünen kısmına bakıp Hüküm vermekte adil davranmaktır. Adalet ise zamanın içine gizlenmiş bir HAKİKATTİR sadece. İnsanlar hemen hemen hiçbir zaman Adalet’i tesis edemez ancak adil davranarak İnsan olmanın onurunu korurlar. Adil alınmış bir karar. Adalete yazılmış bir mektup olmaktan ibarettir. Sizi vicdanen müsterih kılar. İşimiz inde hakikati bu kadardır zaten.
Yeni bir olay ve yankıları sürerken. Bu konuda yazmayı nedense vazife bildim. Yakın geçmişte. Zina suç olmaktan çıkarılmış. İsnat Şikâyete bağlanmış, taraflar arasında rıza var ise sulh sayılmıştır. Sanırım 24 Temmuz 2004 yılı itibari ile alındı karar (Anayasa mahkemesince.)Bu ölçü ile Rezalet olan nedir ben anlamıyorum. Müslümanlar olarak da bu işe bakalım dilerseniz. Zina isnadında bulunmak. en az 2 şahidin zinayı tescillemesi şartı konmuş. Yatağa girmeyi yeterli görmemiş bizzat fiili görmeleri şartına bağlamış ondada 3 kez gözlerinizi silip emin olun denmiş. Bu kadar imkânsız bir olayı itiraf etmeyen birinden nasıl öğreneceksiniz de bu bir zina olacak. Buraya gelmeden daha.<Kulların kusurlarını örtmekte gece gibi olunuz><Gıybet eden ölü kardeşinin etini yemiş gibidir>ve daha nice ayet ve hadislerle bu haller tasvip edilmezken murat edilenin İnsani olacağı hükmünü kim verebilir.
Hatırlayalım. Şu an isim hatırlayamadığım için yazamayacağım.yaklaşık 30 yıl önce aynı haberle aydan soy adlı bir hanımla bir millet vekili basılmıştı.Ardından.Müslüm gündüz, Ali kalkancı Hüseyin Üzmez.Şimdi Deniz Baykal.Bu eylemin Müslüman için anlamı GÜNAH dır.Olmayan içinse Birliktelik yada paylaşım ne derseniz diyin.Bizdeki neden İNFİAL.Yaklaşık 8 yıldır dizilerde ensest denecek kadar iğrenç ilişkilerin bozamadığı yapımızı DENİZ BAYKAL’IN Henüz netlik kazanmamış haberimi yıkacaktır.Hiç sanmıyorum.Yine birileri bize KUŞA BAK KUŞA diyiyor.Aklı olan bakmasın.Memleket elden gidiyor.SEVGİ VE SELAM.