- 2150 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
Çamurlaşmış Siyasete Geçit Olmamalı
İki bin on yılı benim için hiç iyi başlamadı ve iyi de devam etmeyeceğinin sinyallerini ocak ayının ikinci haftasından itibaren vermeye başlamıştı ama her şeye rağmen bir umut ile " iyi geçecek " diye kendime telkinler vererek, önüme çıkan her engeli yenip, yeni bir engele kadar düz yolda yürüyormuş gibi hayatıma devam etmeye çalışıyordum ve hâlâ da çalışıyorum tıpkı ülkem gibi.
Önce kızımın rahatsızlığı, ardından kendi rahatsızlıklarım ve yürüyemeyecek kadar şiddetli bel ağrıları ile uğraşırken, baş ağrıları ve sonunda, bir buçuk hafta önce küçük bir operasyona yatıp, birkaç gün hastanede kalıp, evime geldiğimde TV’Yİ açıp, ülkemde durumlar nedir? Anayasa değişikliklerinden, çok önemli olan üç madde, TBMM’de kabul edildi mi? Muhalefet ve iktidar nasıl çalışmalar içine girmiş? AKP milletvekillerinden kaç kişi, yalnız kendi çıkarını değil, ülke çıkarını düşünmüş? diye merakla dinlemeye çalışırken, aynı zamanda, yokluğumda birikmiş olan gazetelere, tarih sırası ile göz gezdirmeye çalışırken, sayın başbakanın, Ana muhalefet partisine şantaj yapar gibi “ daha elimde ne kasetler var” açıklamasını okuduğumda tam bir şok yaşamış “ Yanlış okumuş olmalıyım. Bir ülkenin başbakanı hiçbir zaman, hiçbir şekilde muhalefet partilerine şantaj yapamaz, yapmamalı. varsa elinde bir belge, o belgeleri gerekli yerlere iletmeli ve oradan hesap sorulması istenmeli” demiştim.
Bu düşüncelerimi beş mayıs akşamı söylemiştim kendi kendime. Aynı gün edebiyat defterine gelmek istedim. Kim ne yazmış? Hangi arkadaşım , şantaj konusunda ne söylemiş? Nasıl bir tavır sergilemiş? diye merak etmiştim ama ne yazık ki, bu merakımı gideremedim. Çünkü bilgisayardan birkaç gün daha uzak kalmam gerekiyordu. Bir gün sonrasını merakla bekledim ve TV’DE yine TBMM’DE Kİ çalışmaları izlerken yüreğim bin bir parçaya bölündü. Gördüğüm manzara bir ülkenin milletvekillerine yakışmayacak manzaralardı. Yumruklar, tekmeler havada uçuyor, halkın vekilleri bir birlerine ağza alınmayacak sözler söylüyorlar, dört gündür üst üste verdiğimiz şehitlerden hiç söz edilmiyor “ Ölenler ölmüştür, kalan sağlar bizimdir” mantığını güttüklerini gördükçe, benim bile bir büyük olarak, bu kadar duyarsızlığı ve bu kadar kendini kurtarma çabası içine girmiş insanları görmekten midem bulanmış, daha fazla kusmamak için kanal değiştirmiştim, esas mide bulantılarının bir gün sonra yaşanacağını bilmeden.
Evet, esas mide bulandıran ve insanların en mahrem hallerinin gizli kameralarla çekilerek ortaya çıkartılması, özellikle de iktidara yakın bir gazetenin internet sitesinde gece yarısı apar topar yayına vermiş olması, yarım saat gibi kısacık bir zaman diliminde bu görüntülerin en çok kullanıcısı olan kanallara anında servis edilmesi ve şu anda geldiğimiz durum.
Bizler son beş yıldır bas bas bağırıyoruz. “Nerdeyse yatak odalarımız bile izleniyor. Bu pervasızlığa dur denmeli” diye. Hiç kimse ama hiç kimse bizim sesimizi duymadı. Duyan muhalefet partileri idi ama onları da susturmanın yolu bir sürü komplolar hazırlayarak susturmayı seçmekti ve ne yazık ki iktidar bunu yaptı. Ama yanlış yaptı. Bu ülkede mağdur edilenlerin her zaman iktidar olduğunu birkaç dakika içinde unuttu. Çünkü kendileri mağdur edebiyatı yaparak yirmi iki temmuz seçimlerinde yüzde kırk yedi oy ile iktidara geldiler ve yine aynı oranın kat kat üstünde bir oy oranı ile iktidardan düşecekler. Gelmiş oldukları durumu bildikleri için değil midir anayasanın, özellikle üç maddesini değiştirmeye çalışmaları. Yaşadıkları büyük hezeyan ile bu tür çamur siyasete bulaşmak hiçbir partiye oy kazandırmaz ve kazandırmayacaktır da.
Dün, Sayın BAYKAL’IN yaptığı açıklamadan sonra, Sayın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN’IN çıkıp “ Sayın BAYKAL istifa ederken bizi suçladı ama biz kendisini utandırabilmek için bütün şartları ortaya koyup, bu komployu düzenleyenleri ortaya çıkartıp kamuoyuna deşifre edeceğiz” demesini beklerken, yine bir başbakana yakışmayan tavır ile “ kendi pisliklerinin içine bizi çekmeye çalışıyorlar” diye bir açıklama yapması bir başka ayıp ve aymazlıktı hepimiz için.
Bizler, Sayın BAYKAL’A komplo düzenlendiğinden yüzde yüz eminiz. Sayın BAYKAL ve CHP teşkilatı bütün çıplaklığı ile olayı ortaya çıkartacak ve bu komployu hazırlayanlardan en ağır şekilde hesabını soracaklardır. Bu hesaptan kaçmak mümkün değildir. Tıpkı Van’daki olaylardan kaçamadıkları ve sonunda kabul ettikleri gibi.
Dünden beri öylesine canım yanıyor ki, bütün acılarımı haykırmak istememe rağmen, yine sağlık sorunlarım nedeni ile yazımı burada bitirmek istiyorum.
Ülkemin, hukuk kurallarına bağlı, demokrasiyi sindirmiş, Cumhuriyetçi, laik, ATATÜRK İlke ve Devrimlerini özümsemiş, düşüncelerinden ve yaşam tarzından ödün vermemiş, toprağına, bayrağına ve özgürlüğüne gelecek olan küçük bir zararda dahi tüm hücreleri ile ayağa kalkmış, onurunu, gururunu, kimliğini, kişiliğini satmaya çalışanlara karşı yumruğunu masaya vurabilen “ ne olursa olsun satarım “ diyenlerin sesini kısıp, “ Bu ülke bizim ve bizim kalacaktır” diye bağırabilen, çamurlaşmış siyaseti asla beynine almayan, belden aşağı vurmayan, şantajlardan ve gözdağı vermekten uzak duran ve insanca yaşamak için mücadele edebilen v.s yönetimlerin elinde var olmasını diliyorum.
Lütfen kendinize ve yüreğinize çok iyi bakın. Çünkü o yüreklere bu ülkenin çok ama çok ihtiyacı var ve hep de var olacak.
Saygılar hepinize
YORUMLAR
Bir yunanlı fikozof söylemişti, yanılmıyorsam Sokrates olacak..
---Demokrasi en iyi yönetim şeklidir, yalnız,cahil toplumlarda bu yönetim şekli kaos yaratır...Bu toplumlarda ayak takımının başa geçme tehlikesi söz konusudur---
Mecliste ki kavgalar, tekme tokatlar, küfürler şantajlar??
Sanki bizim gibi toplumların sorununu binlerce yıl evvel söylemişler..
SAYGIMLA..
Birileri, dernekleri, sendikaları ve diğer sivil toplum kuruluşlarını, pekçok siyasî partinin il-ilçe teşkilatlarını ele geçirdiler.
Şimdi CHP'yi ele geçirmenin planını yapıyorlar.
Yerel seçimlerde CHP'nin İstanbul Belediye Başkan Adayı'nın kim olduğunu araştırırsanız ne demek istediğimi sanırım anlayacaksınız.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
Öncelikle size ve kızınıza geçmişler olsun diyor, 2010 yılının kalan aylarının sıhhat afiyet getirmesini temenni ediyorum.
Saygılar, selamlar
Not:Genelde siyasi yazılara yorum yapmak istemiyorum. Çünkü tecrübelerim, memleketimizde siyasi tartışma standartlarının trübün kültürü, özellikle futbol trübün kültürü seviyelerinin de altında seyrettiği yönünde devamlı sürette ikaz ediyor beni. Heyhat herkesde Rayban marka önyargı gözlükleri buna mukabil beyinlerde Çin işi hafıza kartları. Sakın ha sakın kimseyi itham olarak algılanmasın söylediklerim.
İşte bunu becerdiğimizde "her şey güzel olacak"
Türkan Hanım, önvcelikle geçmiş olsun diyorum size. Yazıya katılıyorum. Yalnız şu da var, Baykal, durum bu hale gelene kadar, tası tarağı toplayıp, daha yararlı olabilecek gençlere bırakmalıydı koltuğunu. Yapılan şey ise çok iğrenç. Bu şekilde, bir insanı rençide ederek, bir yere varılmaz. Tebrik ediyorum Sevgili Türkan Hanım. Sevgilerimle .
İslam ayıbı ört der. Dini alet ettikleri siyaseti paçavraya çevirdiler. Milletin vekilinin beline değil azcık da milletin midesine bakın ne giriyor diye. Suikastmış kasetmiş çok güzel kamuyu oyalıyorlar, görelim bakalım bu arada perde arkasında nereler satılıyor nereler peşkeş çekiliyor.Orduyu karıştır, halkı orduya askere karşı kinlendir, sonrası kalmasın kimsede askere itimat. Ne geçecek elinize , elinizden gidenden başka. Çamur at izi kalsın mantığı buna k pekler bile güler, bu olayın doğruluğuna zerre kadar inancım yok.
geçmiş olsun. saygıyla
Her zahmette bir RAHMET, ve her rahmette bir ZAHMET vardır.Biz şuan hangisini yaşıyoruz bilmem.Her vesile ile.Bizim bizden başka kimsemiz olmadığını anlamamız gerektiği kanaatindeyim.İnsan müştereğinde buluşmadan.Lisan müşterek olmaz.Tilkinin kafese girmesi ,ne tavuk öldürmek içindir. Nede tavukların sahibini tavuksuz bırakmak.O sadece canı pahasına karnını doyurmak ister.Tilkinin bu cesareti açlıktan öleceğini anlama dürtüsündendir.Bu olay Bir Milletin HAYSİYETİ İLE oynama olayıdır.Ne baykal nede başka birisi.Ve bir fıkra.Keçi koyun ile dereden geçmek üzere hazırlanırken Koyunun atlarken açılan kuyruğu edep yerinin görünmesine vesile olur.Keçime me. me. mehhhh. diye basar kahkahayı.Koyun sorar hayırdır keçi kardeş ne oldu.Karşıya atlarken kıçın gözüktü der. keçi.Koyun mahçup olur.Ve herkez bilirki keçi parmak kadar kuyruğunu asla indiremez hep dik tutar.Yazı için hasleten teşekkür eder.İntibak'a vesile olmasını dilerim.Allah acil şifa versin.
Bülent Arınca suikastı delilleriyle ortaya dökülürken...Baykal patates diyerek alay etmişti....sonrada milletvekili sırasına koyarken büyük tartışmalar yapılan Nesrin hanımla özel anları çıkınca piyasaya....bu seferde suçu örtmek için Sarıgüle iftira etti....en sonunda diğer kasetlerin çıkma ihtimalinden korkup istifa ederken sağa sola bütün rakiplerine karalama yaparak hedef saptırmaya çalışarak 50 yıllık faullerine yenisini ekledi
Hırsızın hiç mi suçu ayıptır ayıp....alan razı satan razı bizde fadime şahin baskınındaki zorlama baskınları ve amacını bilen biri olarak sadece gülüyoruz....
------------------------
"AKP milletvekillerinden kaç kişi, yalnız kendi çıkarını değil, ülke çıkarını düşünmüş? diye merakla dinlemeye çalışırken..."
"sayın başbakanın, Ana muhalefet partisine şantaj yapar gibi “ daha elimde ne kasetler var” açıklamasını okuduğumda ..."
"Yaşadıkları büyük hezeyan ile bu tür çamur siyasete bulaşmak hiçbir partiye oy kazandırmaz ve kazandırmayacaktır da."
"Bu hesaptan kaçmak mümkün değildir. Tıpkı Van’daki olaylardan kaçamadıkları ve sonunda kabul ettikleri gibi. "
-----------------
Öncelikle acil şifalar dilerim Türkan hnm.Hassasiyetinizi paylaşıyorum.
Yazıları,yorumları okuyorum.
Gidecekler.Biliyorlar.
"Ya tarih yazarız,ya tarih oluruz" diyor,Türk büyüğü.
Hukuktan,meclise,meclisten TSK'ya,TSK'dan muhalefete...
Güç ellerinde iken,ellerinden ne gelebiliyorsa,ne yapabiliyorlarsa yapacaklar.
Şaşırmıyorum.
Varolun hep.Selam,saygı.
Çok geçmiş olsun Türkan Hanım. Bir an önce sağlığınıza kavuşmanızı diliyorum.
Kaset vardır ya da yoktur. Hiç önemli değil. Konunun büyük bölümü Baykal ve bayan milletvekilinin aileleri ile aralarındaki sorundur. O yapmış, bu yapmış...Hadi bunu da geçelim. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle rezil bir olay yaşanmamıştır.( A. Menderes'e mahkemede gösterilen iç çamaşırı ile farklı bir olaydır bu ). Siyaset, bu denli çirkinleşmemiştir. Olayın en acı yanı bu: Ne hallere geldik. Ne hallere getirildik. Kaybedecek neyimiz kaldı? çok merak ediyorum. Kaybettirecek neyimizi bıraktılar? Gündem saptırmak adına Hitler'in bıyığı bile manşetlere taşındıktan sonra...Söylenecek söz kalmadı diyorum...
Şehit üstüne şehit veriyoruz. Ekonomi yerle bir. Ülke, satılmış. Biz nelerle uğraşıyoruz. Baykal'ın kasedi. Hadi canım.! derler....
Haa bir de şunu merak ediyorum tabi ki; Bizim tarafımızdan yapılmadı diyenler. Taraflarından yapıldığı ortaya çıkarsa ne diyecekler acaba????????....Bir suç işlenmişse. Ve birileri hemen atlayıp: Ben yapmadım diyorlarsa...Çocuk büyüttük hepimiz...Açılımını gayet iyi biliriz..:-)))
Fikirlerinize her zaman saygı duymuşumdur. Saygımı yineliyorum...
Geçmiş olsun bir an önce iyileşirsin inş.Konuya gelince şu toz duman kalksın ortalıktan görecekler, 3 gün niye susuldu sanıyorlar, belgeler bilgiler toparlandı yavaş yavaş paylaşılıyor kamuoyuyla, 2 ayrı kadın figürü kullanılmış varan bir, bir çok görüntünün montajlanması var varan iki ve diğerleri, beklesinler görecekler.
Kendine çok iyi bak Türkan yeniden geçmiş olsun arkadaşım.
Malum kasetin arkasından hükümet ve islami kimlikliler çıkmayınca (ki temenniniz onların çıkması ) yeni makalenizde ne yazacaksınız merak ettim.Anamuhalefet partisi başkasını 19 yıl sekterliğini yapmış bir bayanı son dönemde mvekili yapmış ve ortaya çıkan ahlak dışı görüntülerle (ki yalanlanmadı ) ne derece bir siyaset güttükleri ortada iken (milletin vekiline yapılanları burada yazmak abes olurdu ki vekile yapılan millete layık görülendir) bunları atlayıp yok o öyle dedi yok görüntüyü bu verdi gibi olayı örtbas etme girişimlerine çanak tutmak şu sonucu doğurur ; siz bu siyasi anlayışa layıksınız demektir.
Al gülüm ver gülüm öyle mi? Gülerler adama.
ALEMDAR MİRZA
Size katılmamak elde değil..İzledikçe ve de okudukça huzursuzluğum gittikçe artıyor..Aynı duyguları birçok insan da paylaşıyor..Kırılma noktası vardır mutlaka diyorum ve de düzelecek birşeyler ..düzelmeli..Güzel yazmışsınız..Teşekkür ederim ve de geçmiş olsun Arkadaşım..:)