BİR EMÇALLİNİN VEDA MEKTUBU
Bir kıvılcım düştü önce büyüdü yavaş yavaş,kapladı sinemin her yanını söndüremez oldu,kurulan ortak hayaller,mutluluk sofrasında yediğimiz peynir ekmek, parkın doruğunda içimize işleyen rüzgar,kahkahalarımızın çınlattığı soru çözümü araları…
Dört yılı,hayatımın en güzel dört yılını geçirdim,tarla manzaralı,horoz sesli sınıflarında yazıları dökülmüş bir Anadolu lisesi,bahçesinde örgü ören bir teyze,sarı saçlı bir bebek kucağında… Kalabak su melodisi küfrettiren yazılı ortasında. Asfalt olunca etrafı sevindiğim,beyaz çoraplarımızda her daim çamur bırakan bakkal yolu. Bahçesinde 3 adet bank olan,dikili ağaçları bahar geldiğinde milli park değeri taşıyan,“Hocam siz bize söz vermiştiniz,dışarda ders işleyecektik” yalanlarının gerekçesi…
Her kalorifer hazinedir kış günü Emçal’imde. Sayıları azlığı nedeniyle :) O soğuk günlerde çekilen halaylar,söylenen türküler,atılan kahkahalar ısıtır bizleri. Paylaştıkça azalır dertlerin kaldırılamaz yükü,dilek duvarlarına yazılır sevdamız olan üniversiteler,hocalarımız akıllardan çıkmayan sözleri…
“Dinleyin de öğrenin gençler hani…”, “Oğlum,gelmeyeyim oraya boğarım…” , “Oğlum,kızım bak hala konuşuyor…” , “Yeteer kafam şişti sabah sabah…” ve daha niceleri…
Akılda kalan ne kosinüs teoremi,ne de Osmanlının duraklama dönemi. Ne bir edebiyat akımı,ne paralel kenarın alanı. Geriye kalan kocaman bir sınıfta atılan kahkahalar orta yerde,kıyıda köşede paylaşılan dertler,dökülen göz yaşları,kulağa küpe nasihatler,umutla güvenle bakan çakmak çakmak,anne baba titrekliğinde yürekler taşıyan hocalar…
Veda cümlelerimi söylüyorum sizlere şakası kalmadı artık,ben bir son sınıf öğrencisiyim ve bitiriyorum okulumu,ayrılıyorum sizden,gözlerim nemli,içim sızılı,anılarım buruk bir tebessüm dudağımın kenarında,uğultulu bir yalnızlık ayrılığın ardından,coşkularımız savurmuş öfkelerimizi,kırgınlıklarımızı sen ben değil biz olmuşuz farkına varmadan.
Bavulum dolu,taşıyor kenarlarından kazançlarım. Yapıtaşlarımı almışım ve gidiyorum. Son kez çıkarken bu kapıdan,kulağımda bir düdük sesi olmadan 4 yıl önceki çocuğu arıyorum,korkulu etrafına bakan. Pencerelere bakıyorum,el sallıyorlar hüzünlü,o çocuk orda kalmış,Emçal büyütmüş onu anlıyorum…
Gitmeden önce şunu söylemek isterim size,bana kazandırdıklarınız için teşekkür ederim. Beni,BEN yapıp,Biz olmamızı sağladığınız için minnettarım…
Sizi Seven Merve MUTLU
Muzaffer Çil Anadolu Lisesi 2007 Mezuniyet Töreni için kaleme almış olduğum yazı...
YORUMLAR
Bir kıvılcım düştü önce büyüdü yavaş yavaş,kapladı sinemin her yanını söndüremez oldu,kurulan ortak hayaller,mutluluk sofrasında yediğimiz peynir ekmek, parkın doruğunda içimize işleyen rüzgar,kahkahalarımızın çınlattığı soru çözümü araları…
Beni, BEN yapıp,Biz olmamızı sağladığınız için minnettarım…
Sevgili Merve, her yazınız beni bambaşka alemlere götürüyor. Satırlarınızı su gibi içiyorum. Rabbim kaleminizi daim etsin. O güzel yüreğinizin nadideliği hemen fark ediliyor. Allah ne muradınız varsa versin. İnşallah ileride çıkaracağınız kitaplarınızı zevkle okuruz. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Rabbime emanet olunuz.