- 611 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
1 MAYIS KANSIZ GEÇTİ(!)
32 yıl sonra nihayet Taksim,solun en Marksist’inden en ılımlısına kadar bütün solculara açıldı.Solun bütün renkleri taksim de arz-ı endam ettiler.
Taksim meydanı birilerinin ifadesi ile 150 bin kişinin toplandığı bir insan seli içinde bayram etti(!)1 Mayısta.Bütün solun çoluk çocuğu Taksimde toplandı.Birilerinin ifadesi ile “Taksim Türkiye için bir milat”oldu.
Taksim birilerinin tabusu haline geldi, her yıl Mayıs ayı yaklaştığında 24 nisanlar gibi her 1 Mayıs yaklaştığında Taksim kavga ve çatışma sebebi olup çıkıyordu.Nihayet Taksim’i isteyenler kazandı ve Taksime çıktılar.
Devlet, devleti idare edenler geri adım attılar ve yenilgiyi mağlubiyeti tattılar.Birileri Taksimde ve basında zafer naraları attılar.
Türkiye Komünist Partisinden tutun,işçi partisine kadar ve solun bütün yeraltı ve yerüstü versiyonları kimliklerini Türkiye kamuoyuna.gösterdiler. Çünkü kazandılar.
Devletin idarecileri ise Taksimde kanın akmamış olmasını marifet sayıp tumturuklu laflar ettiler basına,yenilgiyi hazmedebilmek için.
Halbuki, Taksime çıkan gurupların farklı versiyonları Taksimde yapamadıklarını aynı gün Tunceli’nin Nizamiye ilçesinde Dört vatan evladını şehit ederek, yedisini de yaralayarak gösterdiler marifetlerini.
Bir gün önce Hakkari’de iki Mehmetçik şehit,bir gün sonra dört Mehmetçik şehit ve yedi yaralıdan dördü yine ağır yaralı…
Yani, yine 10’dan fazla eve ateş düştü ve milletin yüreği yine yangın yerine döndü.Yine çocuklar babasız,analar oğulsuz ve kadınlar kocasız kaldı.Ateş yine pek çok insanın bağırının ortasına düştü.
Ölenler milletin evlatları, açılım istemeyenler karşı taraftan! Karşı taraf kim? Karşı tarafta muhatabımız kim? İnsanımızın %98-99’umu yoksa %1-2 simi hangisi?
Kim ne derse desin, nasıl söylerse söylesin kesin olan bir şey var ki; 1 Mayıs kansız geçmedi, kan dökücüler Taksimde akıtamadıkları milletin kanını Tunceli’de ve Hakkari’de akıttılar.Yine ocağımıza ateş düşürdüler.
Olaylara düz bir mantıkla bakmak bize gerçekleri göstermez.Olayları neden ve niçinleri ile değerlendirdiğimizde, aynanın arkasını görmek için dinamik tahlil metodu ile yorumladığımız da daha net bir şekilde görebiliriz.
Dün,ABD ile istihbarat alışverişi yaptığımızı söyleyerek, uçaklarımız boş dağlara yüzlerce sorti gerçekleştirdiler ve o günün yöneticileri manşetlerde yüzlerce terör örgütü elemanın etkisiz hale getirildiğini söylediler Ancak bunların hiç birisinin doğru olmadığı anlaşıldı.
Bu günde; mademki ABD bize uydudan istihbarat sağlıyordu,50 civarındaki-kesinlikle daha fazladır.-teröristin gün boyunca karakolu tarassut altına almasından neden haberi olmadı ve orduya gerekli bilgiyi vermedi(!)Sonra bizim istihbaratımız armut mu topluyordu?
Okuyucularımız hatırlayacaklardır, dağlıca baskınında da aynı senaryoyu yaşamış ve bu birliği eleştirmiştik.ABD kesinlikle bizim işimize yarayacak bilgiyi bize vermez, taki bizimle ortak bir menfaati olmasın ve PKK’yı satması gerekmesin…
İnsanımız ve devlet adamlarımız Taksimde kan akmadı diye sevinirken;Taksimde akmayan kan ne yazık ki Tunceli’de ve Hakkari’de aktı.
Hani anlatılır;Hoca Nasrettin eşeğine yükü yüklemiş ve pazara gidiyormuş.Eşeğin yükü ağır.Yeteri kadar süratli gidemiyor.Hoca’nın da acelesi var.Hoca kızmış ve eşeğin kafasına elindeki sopa ile hızlıca vurmuş.Hoca vurunca eşekte arkasından gaz çıkarmış tabi…
Hoca kendi kendine:Allah Allah biz nereye vurduk,nereden ses geldi demiş.
İnsanlar taksime geldi ve vurdu ama sesi Tunceli’den Hakkari’den geldi.
Dün Samsun’da atılan yumruğun bedelini iki şehitle ödediğimiz gibi Taksim’de kan dökememenin bedelini Tunceli’de ödedik.Diyeceğimiz 1 Mayıs kanlı geçti.
Birileri senaryo yazdığımızı söyleyebilirler ancak,bu senaryoyu biz yazmadık.Yazanlar yazdı,ne yazık ki bu millette oynuyor.
Umarız gerek komşularla ilişkilerde ve gerekse açılımlar ile ilgili,anayasa ile ilgili Hükümet aklını başına alır ve olayların arkasına bakarak,görerek olayları değerlendirir ve milletin evlatlarının kanının akmasına engel olur. Her Allah’ın günü birkaç ocağa ateş düşmesini engeller.
Eğer gerçek anlamda yanlışlardan vazgeçilmezse ki, vazgeçmeyenler;Tarih,Millet ve Hakkın önünde hesap verecekleri güne hazırlansınlar.
Bizden söylemesi…
Mustafa Göktekin