SİSLİ BİR ANKARA SABAHI
Ankara’da kapalı bir mayıs sabahı. “Şimdi İstanbul’da olmak vardı” dedirtiyor adeta. Neden bugün günlük güneşlik değil hava. Annesiz kalmış çocukların hüznüne mi ortak oluyor acaba?
Bugün “Anneler Günü” her güzel şeyi dar zamanlara sığdırma itiyadında olan insanoğlu, bugüne kadar hiçbir ölçü aracının miktarını ve mikyasını belirleyemediği sevgiyi de bir güne sığdırmayı tercih etmiş. Bazı ülkelerde mayısdan farklı aylarda, bazı ülkelerde mayısın ilk pazarı, bizim ülkemizin de de dahil olduğu birçok ülkede de mayısın ikinci pazarı anneler günü olarak kutlanıyor, kutsanıyor. Mebdei ve menşei ne olursa olsun güzel ve doğruya şapka çıkarmak civanmertliktir. Ve dahi aklın yolu birdir.
Böyle anlamlı bir günde felaket tellallığı yapmak istemem; ancak anasız kalmış yavruların, huzur evlerine terk edilmiş anaların ve evlatlarını terör belasına kurban veren, “Anneler Günü” gelince yüreği bulgur bulgur elenen, cayır cayır yanan anaların varlığını da göz ardı edemezdim.
Huzur evinde geleni gideni olmayan terkedilmiş anaların yüreğinde kopan tufanı hangi doğa olayı ile izah edebilirsiniz. Anne sözcüğünü duyar duymaz boğazı düğüm düğüm olan, çile çizgilerinin çiçek çiçek açtığı yüzünde boncuk boncuk gözyaşı sızan şehit analarını nasıl, hangi hediye ile mutlu edebilir siniz? Sanırım onlara yine en güzel ve anlamlı hediyeyi sonsuzluğun sahibi bahşedebilir. Yoksa hiçbir maddî değer onların kayıplarını telafi edip hüzünlerini gideremez.
Onlara sabrı cemil dilemek ve ellerinden öpmek adına bugün kendi annemizin yanında, en az bir şehit anasını, veya huzur evinde yaşayan analarımızdan bir kaçını ziyaret etmeli, hüzünlerine kahırlarına ortak olmalıyız.
Nerden aklıma estiyse bu erguvan mevsiminde böyle hüznü kaşımak... Sanırım tüm bunları sabah demlerindeki kapalı hava aklıma düşürdü. Yoksa, böyle anlamlı bir günü hüzün yumağına sarmak, hüzünlü konulardan dem vurmak gibi bir itikadım ve itiyadım yok. Cümle analara evlat acısından amade,sağlıklı ve huzurlu günler diliyor ve ellerinden öpüyorum.
Anakara,09.05.2010 İbrahim KİLİK