- 2105 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AİLENİN TEMELİ: ANNE
Bildiğiniz gibi aile, anne, baba ve çocuklardan oluşur. Her çocuğun bir anne, babası vardır. Dolayısı ile varlığımıza sebep olan anne ve babalarımıza gösterilmesi gereken sevgi ve saygı dan bahsetmek istiyorum. Annelerimiz; Bizleri dokuz ay karnında taşıyan, hamilelik süresince pek çok güçlüklerle karşılaşan, hayati tehlikeleri göze alarak çocuğunu doğuran, çocuğunu büyütmek için uykusundan, istirahatinden, sıhhatinden fedakarlık yapan kutsal bir varlıktır.
Anne gibi yâr olmaz… Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar. Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş… gibi sözler hakkını asla ödeyemeyeceğimiz analarımızı tanımlar.
Kutsal kitabımız Kur’anı Kerim anne ve babalarımıza karşı görev ve sorumluluklarımızı bizlere bildirmiştir. Bir ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer.” (1)
Sevgili peygamberimiz (s.a.v.) de : “Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın dargınlığı da anne ve babanın dargınlığındadır.” (2) buyurmuştur.
Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler, annenin evlat üzerindeki hakkının, babanın evlat üzerindeki hakkından daha fazla olduğunu bildirmiştir. Allah Teâlâ buyuruyor:
“Biz insana, anne-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) Önce bana sonra da anne ve babana şükret, diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş, ancak banadır.” (3)
Ayet-i Kerime, annenin çocuğu üzerindeki fedakârlığını çok veciz bir şekilde ifade etmiştir: “Vehnen alâ vehnin” yani anne günden güne ağırlaşmak suretiyle zayıflık üstüne zayıflıkla çocuğu karnında taşımıştır. Ayet-i Kerime’de özellikle annenin bu fedakarlığının hatırlatılması, onun evlat üzerindeki hakkının, babadan daha çok olduğuna delâlet eder.
Ebû Hureyre (r.a.) anlatıyor:
“Bir adam Peygamberimize gelerek:
-Ey Allah’ın Rasûlü, insanlar içinde iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en çok layık olan kimdir? dedi. Peygamberimiz:
-Annendir, buyurdu. Adam:
-Sonra kim? dedi. Peygamberimiz:
-Annendir, buyurdu. Adam: Sonra kimdir? dedi. Peygamberimiz yine:
-Annendir, buyurdu. Adam: Sonra kimdir? diye sordu. Peygamberimiz:
-Sonra babandır,” (4) buyurdu.
Yazımı Hz. Peygamber (s.a.v.)’in annelerin kadir, kıymetini yücelttiği şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: "Cennet annelerin ayakları altındadır." (5)
Günden güne bozulan dünya da malesef annelere de gereken değer verilmemektedir. Sadece senenin bir günün de anneleri hatırlamak, hal ve hatırlarını sormak çokta mantıklı değildir. her günün anneler günü olması lazım. çünkü anneler bu haketmektedir.
bir şiirimin iki mısrasın da şöyle demiştim:
Kim sever, sayarsa ana, babasını,
O’da görürü evladından aynısını...
Bu duygularla tüm annelerin anneler gününü kutluyorum. Ve değerli annemin ellerinden öperken, çocuklarımın annesine de hayırlı ve uzun ömürler diliyorum.
Erdinç TİP
Yazar- Şair
KAYNAKLAR
1- Kur’an-ı Kerim 46/15
2- Tirmizî, Birr, 3
3- Kur’an- kerim 31/ l4
4- Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1
5- el-Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, c. I, s. 335
YORUMLAR
el ve emeğinize sağlık.Bu gün okuduğum yazılarda bir anne tanımı bulamadım.Her yazı anneye teşekkür ederde .Anne kim kime anne denir bunu yazan olmamış.Hiç olmazsa ANNE doğum yapa bilen yaratıktır. erkekten anne olmaz zira erkekler doğum yapmazlar.diyen bile yok.sizin yazınızı en insan'a yakın yazı buldum.ve belki son okuduğum yazı bu,bu akşam için.İçimi size döktüm sayın lütfen.Ben İnsan sayısı ile doğru orantılı olarak ANNE sayısınında düştüğü ve içi boş bir anne kavramına muazzam methiyeler döküldüğü kanaatindeyim.Sevgi ve selam.