- 937 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ANNEM
Her yıl Mayıs ayının, ikinci haftasına denk gelen Pazar gününü, Anneler Gününe özel kutluyoruz. Bahar mevsiminin, en güzel zamanlarını yaşadığımız şu günlere en uygun özel bir gün olsa gerek.
Anne … Dünyanın, en kutsal varlığı… Dokuz ay boyunca, canından can katarak dünyaya getirdiği yavrusunu, bir ömür boyunca, seven, koruyan, fedakarlık yapan insan… Karşılıksız, çıkarsız seven… Çocuğunun mutlu olmasını isteyen, dualarını esirgemeyen…
Bu yazımda, size Annemden söz edeceğim. Annem, şu an altmış dört yaşında. Babamın, genç sayılabilecek bir yaşta ölümünden sonra, evin hem annesi, hem de babası oldu. Biz üç kardeşiz. Babamın öldüğünde, ben ve ağabeyim evli ve birer de çocuğumuz vardı. Kız kardeşim,küçük yaşta yakalandığı hastalıkla hala mücadele veriyor. İkisinin, üstlendiği bu sorumluluğu, babamın ölümüyle annem devraldı.
Her ne kadar da yardımcı olmaya çalışsam da, evli olmam nedeniyle, çok faydalı olamıyorum. Babamın ölümünden sonra o güne kadar dışarıdaki işlerle uğraşmayan annem, mecburen öğrendi. Bu belki de onun için daha yararlı oldu. O şekilde, kendini bırakmadı ve hayata küsmedi.
Annem okula gidememiş. Daha açıkçası, annesi ve babası tarafından gönderilmemiş. İki tane de erkek kardeşi var. Sırf kız olduğu için ilkokula göndermemişler. O zamanlar, okuma yazma seferberliğinin olduğu dönemlermiş. Öğretmen, kaç defa gelmişse, kapıdan geri dönmüş.Dolayısıyla da, okuma hakkının elinden alınmasına karşı çıkamamış. Kaderine razı olmuş.
Babam ile evlenmiş. Babam, ilkokul öğretmeniydi. Aynı köyün çocukları ve arkadaşlarmış. Yeni evli iken, babamdan öğrenmeye çalışmış. Fakat, bir sözüne kızarak, okumayı sökecekken; küsmüş ve bırakmış.
Annem, çok akıllı bir insandır. Okuma- yazması olmadığı halde, aybaşında babamdan aldığı maaşının hesabını kendisi yapar.
Ne zaman bu konuda söz açılsa, gözleri dolar, ağlamaklı olur. Kin duygusunu bilmemesine rağmen, rahmetli annesine ve babasına bu konudaki kinini kusar kelimeleriyle. Onlara kırgınlığını dile getirir.
Ne zaman eline bir evrak alsa, okuyamamanın ıstırabını çeker. İçini çeker. Dikkatle bakar. O anda, ben ondan daha çok üzülürüm. Kahrolurum. Yanında olduğum zamanlarda, elinden alırım, okurum ona. Beni dinler dikkatlice. Dinler ama anlarım onu.O, kendisi okumak ister.
İki ayda bir yazdığım dergi çıkar. Bana gelen dergilerden, bir tanesini onlara ayırırım. Sayfamı açarım. Yanına otururum. Yazımı okurum ona. Zevkle dinler beni. Bakışlarındaki gururu, sevinci görürüm. Daha çok üzülürüm. Halbuki, sevinmem lazım ama üzülürüm.
İçimden, bir kez de ben söylenirim; anneanneme ve dedeme. O’nu küçük gördükleri, cinsiyet ayrımı yaptıkları için kızgınlığım daha da artar. En çok da anneanneme kızarım daha çok. Kadın olmasına rağmen, kendi cinsine yaptığı haksızlığı affedemem.
Kendimi daha çok şanslı hissederim. Annemin, benim okumam için gösterdiği çabaları anımsarım. Sabahın erken saatlerinde, bizim için kalktığı, kahvaltıyı hazırladığı günler gözümün önüne gelir. Bizim için yaptığı fedakarlıklar aklıma gelir.Yüzüne bakarım. Kırlaşmış saçlarını gördükçe, içim sızlar. Yüzündeki kırışıklıkları gördükçe daha çok üzülürüm.
Korkularım, her gün git gide artıyor. O’na olan sevgim, bir güne sığabilir mi sizce? Onlara aldığımız hediyeler ile borcumuz ödenebilir mi ?
Anneler Gününüz kutlu olsun. Onları, bir gün değil her gün hatırlayalım. Onlara, sarılalım. Onların, nur yüzlerini her gün öpelim. Onları kırmayalım. Üzmeyelim.
YORUMLAR
canım ALAH uzun ömür versin de anneni hep kucakla
bir şeye takıldım niye babana darılıp okumatı öğrenmeyi bırakmış oysa ona nisbet daha çok azimli olurdu sanırım üzüldüm okumamış olmasına peki siz niye öğretmediniz öğrenmenin yaşı yoktur sanırım
sevgilerimle
annenizin sizinde anneler günü kutlu olsun
saygılarımla
Çok güzel bir paylaşımdı. Aklıma annem geldi. Babam biz çok küçükken ölmüştü. Geride beş çocuk. Zavallı annem o zaman okuma yazması da yoktu. İnat etti hem bize baktı, hem de, okuma yazma seferberliğine katılarak okuma yazma öğrendi. Onun bu hareketi bana her zor işimde itici güç oldu.
Yazınız her zamanki gibi çok güzeldi. Bu vesileyle bir anne olan sizi ve tüm annelerin "Anneler Gününü" saygıyla kutlarım.
Mustafa Sakarya tarafından 5/8/2010 10:06:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kendimi daha çok şanslı hissederim. Annemin, benim okumam için gösterdiği çabaları anımsarım. Sabahın erken saatlerinde, bizim için kalktığı, kahvaltıyı hazırladığı günler gözümün önüne gelir. Bizim için yaptığı fedakarlıklar aklıma gelir.Yüzüne bakarım. Kırlaşmış saçlarını gördükçe, içim sızlar. Yüzündeki kırışıklıkları gördükçe daha çok üzülürüm.
çOK ANLAMLI BİR YAZIYDI...ANNELER GÜNÜ SADECE MAYISIN İKİnci haftası OLARAK KABUL ETMEK DOĞRU DEĞİL BENCE...HER GÜN, HER SAAT, HER DAKİKA VE SANİYE ANNELER GÜNÜ BENCE...
BENİM ANNEM DE OKUR YAZARLIĞI OLMAYAN BİR KÖYLÜYDÜ...AMA BİZLER İÇİN CANINI VERİYORDU...
ANNELERİMİZİN HAKLARINI NE YAPSAK ÖDEYEMEYİZ...SAĞLIĞINDA ONLARIN KALPLERİNİ KIRMAMAYA DİKKAT ETMELİYİZ...
nERMİN KARDEŞİM,TŞK.EDERİM SANA...
SAYGILARIMLA EFENDİM...SELAMLAR...
ayhansarıkaya tarafından 5/8/2010 12:53:56 AM zamanında düzenlenmiştir.
Allah uzun ömürler versin annenize.. Sizin gibi bir evladı olduğu için de çok şanslı.. Ben de size katılıyorum annelein hakkı ödenmez. Annenin yılın her günü, saati ve dakikası kalbi çocuklarına atar bence hergündür anneler günü. Kutluyorum böylesine güzel ve anlamlı yazınızı. Sevgilerimle...