- 1502 Okunma
- 25 Yorum
- 0 Beğeni
OKUMAYIN LÜTFEN !
“ Gel vatandaş gellllllllll ! Sudan ucuz kitaba gelllllllll. Bedava bunlar. Sigaradan daha ucuz bu kitap. Gelllll vatandaş gelll. “
Bu sesi duyunca, meraklanmış ve kalabalığın olduğu tarafa doğru yürümeye başlamıştım. Kitap okumayı sevmemden olacak; bağıran adamın anlaşılmaz kelimelerinin arasından, çekip almıştım o kelimeyi.
Bağıran kişinin etrafında, büyük bir halka olmuştu. Kalabalığın arasından, kafamı uzatarak, bağıran kişiyi görmeye çalıştım. Kısa boylu, çelimsiz bir yapısı, yorgunluktan kaynaklandığını, bir bakışta anladığım gözlerinin altında oluşmuş, torbacıklar dikkatimi çekti.
Uyanıklık yaparak, masanın etrafına iyice sokuldum. Boş bir kalabalık olduğunu anladığım, kalabalığı izlemeye başladım. Çok farklı tipteki, insanlarla doluydu. Kimisi eline aldığı kitabın, ebatlarını, karışıyla ölçüyor, kimisi de eline aldığı kitabın sayfalarını boş boş havalandırıyordu.
Bunları seyrederken de, kulaklarımı dikmiş, yorumları dinliyordum. Bir tanesi, yanındaki arkadaşına ;
“ Lan oğlum, epey de kalınmış ha ! Ben , baktım. Üç yüz sayfa var. Bu çelimsiz adam nasıl yazmış oğlum.”
“ Ne bilem lan. Hiç uyumamıştır herhal. Nasıl okunur, bu kadar sayfa lan. “
“ Hop ! Hemşerim. Bu, kaç lira ? “
Bağırmaktan, yüzü kıpkırmızı olmuş yazar, mahçup bir sesle;
“ İki lira “
Mahçubiyeti, yazdığı, emek verdiği, gecesini gündüzüne kattığı yazılardan olmadığını hemen anlamıştım. Onun utancı, emeğini, bilgi birikimini, hayallerini, maddi birikimlerini katarak, ortaya çıkardığı eserinin, bir sigara paketinden daha az eder olmasıydı. Ona baktığımı farketmiş olacak ki ; o da bana baktı. Gözlerinin içindeki, hayal kırıklığına ait bakışını görmüştüm.
“ Ver hemşerim bir tane. Komşunun torununa veririm. Hediye olur. “
Cebinden çıkardığı iki demir lirayı yazara uzattı. Birbirine değerken çıkardığı ses, içimdeki fırtınayı daha da coşturmuştu.
Hemen yanına yaklaştım. Masanın üzerindeki kitaplardan, beş adet aldım elime. Yazarın yüzünde, bir sevinç ifadesi belirdi. Topluluğa döndüm ve ;
“ Bir saniye beni dinleyin lütfen “
Bana merakla baktılar ve o an için sustular.
“ Söyleyin bana, en son ne zaman kitap okudunuz siz!!! "
İçlerinden, birkaç kişi çıktı. Geri kalan insanlar, onlara yönelttiğim sorudan rahatsız olarak, orayı terkettiler.
Kalabalığın birden dağılmasından sonra geriye, kala kala on kişi kadar bir kişi kalmıştı. Aldığım, beş kitabın parasını, arkasında yazan fiyat etiketine bakarak ödedim. Diğer dokuz kişi de benim gibi ödeme yaptılar.
Yazarın, yüzündeki memnuniyeti anlatmak ise kelimelerle anlatılmayacak bir şeydi. Okumayan bir topluma karşı, tıpkı Don Kişot gibi savaş açmaya kalkmıştı.
Vaz geçmemişti. Mücadele ediyordu. Tıpkı, bütün yazarların yaptığı gibi.
YORUMLAR
Çok teşekkürler sevgili gönül dostlarım. Sizlerin, sayfama ziyaretiniz ve düşüncelerimi okumanız, dünyanın en değerli şeyi benim için. Hepini,ze kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.
Aysel AKSÜMER
Az okuyan bir toplumuz vesselam,ben ancak kendim için konuşabilirim.Alışveriş merkezlerine gezmeye gidersek, ben hep yalnız gezerim,çünkü sadece kitapçıları dolaşmak, yeni çıkanları takip etmek hoşuma gidiyor. Bazı yakın akrabalarım, sen oku bize anlatırsn diye takılır.
Gençliğimize kitap sevgisi aşılasak, ne mutlu bize.
Nermin'ciğim, duyarlı yüreğine sağlık, sevgilerimle.
Umarım okumanın hazzına herkes kavuşur...Çok önemli bir konu da tokatı basmışsınız...İyi de ettiniz...Kimi utanmış, kimi çekip gitmiş, kimi de etrafına bakmış, kime...! Sesleniyor diye... Bu biziz işte...!
Okuma özürlü olsak da; yüreği bizim kadar güzel olan hiçbir topluluk yok kanımca...Merhamet ve şefkat var yüreklerde Türk milletinde....Hatasız kul olmaz diyerek, hatalarından ders alan bir Millet olmayı Mevla nasip eyle bizlere...
Sevgilerimi gönderiyorum dost yüreğinize...
Okumak bunu çok vurgulayan biriyim toplumuzun aydınlığa çıkabilmesi için bu şart.Bu yönü destekleyebilmek için site bile kurdum.Orada hayata dair...Bilgi kaynağı...Bilime dair konularım daha çok bu amaca yönelik oldu...Yapılması gerekenler siz gibi devamlı seslendirilmeli bence..Mustafa Sakarya arkadaşımın yorumuna katılıyorum belki çocuklar okur dememeliyiz öncelikle biz örnek olmalıyız...
Gönülden teşekkür ederim yazınız için ve başlığınız dikkar çekici lakin Okuyun Lütfen olması daha etkili olabilirdi belki..Kelimelerinizin anlamı daim olsun Nermin hanım...
Nermin Kaçar
Ya okudum da, içim burkuldu ve sızladı iyi mi...
Ne olacak memeleketimdeki bu yazarlarımızın hali böyle?...
Adamlar,yazarken gecelerini gündüz yapıyorlar,hiç anlayan yok...Manyak gözüyle bakıyorlar yazarlara...
Bir gün o yazarın yerinde olacağıma adım gibi inanıyorum...
Selamlar...
Nermin hanım, anladığım kadarı ile bu yazar arkadaş, yazar olacağım diye kendini helak etmiş..
Baksanıza yazar olayım derken farkında olmadan işportacı olmuş da, haberi olmamış..
Keşke terlik, tişört satsaydı.Eminim daha çok kazanırdı..
Sizden ricam, onu görürseniz uyarmanız olacaktır.Böyle ısrar ederse eğer, bir ihtimal parklarda şarapçı yazar olarak hayatını tüketebilir..
İstanbul da buna benzer bir çok şair, ressam gördüm diyebilirim..
Beni gülümsettiniz, çok teşekkür ederim..
Kitabı yeni çıkmış birisi olarak bu sahneler bana hiç yabancı gelmedi. Kitabımı benden hatır için alan bir çok dostum demişti "Ben okumuyorum ama, çocuklar okur" diye. Düşünmüştüm; bizim kuşak okumaya bu kadar mı uzak kalmış diye. Okumayan toplumların geleceğe dair güzel hayalleri de olmaz. Okuyan toplumlar ancak dünya üzerinde saygınlık görüp söz sahibi oluyorlar. Ve o toplumların insanları, insanca yaşama haklarını kazanıyorlar. Galiba toplumunun bireylerine okuma alışkanlığını çok küçük yaşlarda kazandırmak gerekiyor. Yoksa sonradan okumayı sevdirmek çok zor. Bu yüzden velilere ve eğitimcilere büyük iş düşüyor. Okumayı sevelim, sevdirelim, sonra yarınlardan haklı olarak umud edelim.
Kıymetli yazınız için tebrik ederim.
Emeğe saygı yok gerçekten, hazırcılık, kolaycılık, beleşcilik kol geziyor. Lüzumsuz şeylere mesela fal baktırmaya abuk subuk şeylere para bulanlar, kuaförlere bir sürü bahşiş verenler, kahvelerde orada burada oyun kağıtlarına para harcayanlar, kitap almaya gelince işin korsanına hilesine kaçıyor müzik piyasası da öyle... Yazık toplumuzun bilinçlenmesi lazım televizyonda, radyolarda çocuk, gençlik programlarında yer verilmeli bence... Teşekkürler güzel paylaşımınız ve anlamlı yazın için. Tebrikler. Sevgilerimle...
canım canım kutlarım seni harikasın
ne yazıkki okuma alışkanlığı olmayan bir toplumuz buna kendimide dahil ediyorum
iyiki bu siteye girmişim en azından burada yazılanları okumaya çalışıyorum gücüm yettikçe
rabbim yazarlara sabır ve cesaret versin yazmak kolayda bastırıp okuyacak in san bulmak zor çünkü yaşadım
çıkan kitabımı n çoğunu hediye etmek zorunda kaldım
saygılarımla nice güzel yazılara