bitti
Sevgili sevgilim olma işini bitirmiş kişi;
Şimdi ne söylesem sana? Ne yapsam da yerle yeksan edebilirim şu onulmaz gururumu?
Yalnızlık sevgilim, öyle koyuyor ki bazı gecelerde. Sana bunu anlatamam. Ama biliyorum sen hissedersin. Biliyorum sende seversin beni. Bazen geliyorumdur seninde aklına. Yoksa… Anmak istemiyor musun beni? Biliyorum; incindin sende en umulmadık zamanın birinde. Ama biliyor musun sevgilim; özlemin kor gibi hala içimde. Seni unutmaya çalışmak bile zor gelirken kalbimin en ücra köşelerine, hala sana aşkımı, özlemimi öğretiyorum. Bir yandan siliyorum seni ömrümden, hayatımdan, benliğimden ve onulmaz kırıklarla dolu bedenimden. Bir yandan da gizli bir güç tekrar örüyor seni bana. Bir bir, satır satır, yürek yürek ezberletiyor. Seni yeniden; baştan aşağıya, biteviye…
Niçin bu kadar zor seni öldürmek… Bilinmezliğin içine hapsedip de seni; eski hayatımın en mutlu zamanlarına dönmek neden bu kadar acı? Bit artık içimde. Sigaramın dumanında olma mesela, yaptığım kekler hatırlatmasın seni bana; özellikle üzümlü olanlar; git ve bir an önce beni benimle bırak. Şarkılar susmuyor nedendir bilmem. Kahvenin telvesinde bile sen varsın sanki. Bir an için kırk yıllık hatır kayboluyor dudaklarımda. Teşekkür donuyor, tebessüm küsüyor, puslu bir griliğe gömülüyor yüzüm. Tüm bunların sebebi senken; hala sana seviyorum diye aptalca cümlelerin yeri oluyor yazılarımda…
Bak bizim şarkımız çalıyor. Titriyorum farkında lığımın bir karış ötesinde. Sadece merak ediyorum sende hala düşünüyor musun beni? Bazen özlemle yanıyor musun? Ellerine bakıp da boş kalan parmaklarına lanet ediyor musun? Hayır yapmıyorsun; bunu çok çok iyi biliyorum. Nereden mi? Sen atarken ayrılığımızın soğuk saatinde o bağımızı; haykırdığın kadar bittim sende. Sen beni; yere attığın o yüzük gibi silkip bir köşeye, kumlarla yorgan yaptın üzerime. Bittik birbirimizde ve sen şimdi mutluluğa bir adım daha yakınsın. Ne mutlu bana. Mutluluk seni çok sevdi. Hayat oyun oynamadı sana. Ve sen; benim gibi unutmak adına binlerce defa öldürmedin kendini.
Bak şarkımız çalıyor. “son defa”… Ve bende son defa dinliyorum bu şarkıyı. Boğazımda düğümlendi bir çığlık. Kulaklarım duymak itemiyor. Kalbim sensiz yapamıyor. Çaresiz ve öksüz gibiyim. En sonunda; doldu gözlerim yine. Tam yirmi dört saattir çıkmıyorsun aklımdan. Neden? Bu şarkı bittiğinde bende son defa seni düşünmüş, sevmiş, özlemiş ve kaybetmiş olacağım. Son defa seni seveceğim. Ve gün doğacak karanlığın içinden. Belki bir zaman sevemeyeceğim, belki uykularım bölünecek hıçkırıklarla ancak bitecek tüm bunlar. Bu şarkı bittiğinde hayata yeniden; “merhaba”; diyeceğim. Ve kalbim bomboş olacak. Yerine gelecek olanı senden daha çok seveceğim kim bilir?
Son defa sevgilim; seni kaybettim. Ve ben yeniden benim. Umutluyum yine, hazırım bütün zorluklara. Dağları bile dize getiririm şimdi. Yine ben oldum. Yine çocuğum, yine haylazım, yine ağzım kulaklarımda ve kahkahalarım devamlı. Sevgilim bu sana son mektubumdu. Eline geçmeyecek, okunmayacak olan son mektup. Seni yarınlara mutlu bir şekilde emanet ediyorum. Kalbim rahat şimdi. Yüreğim yeni bir maceraya hazır. Sana mutlu bir ilişki; kendime beş yılların bitmeyeceği bir aşk diliyorum Allah’tan.
Ellerimden ellerine “SON DEFA” elveda…
FMÜ
YORUMLAR
Çok başarılı bir yazıyı her zaman ki gibi. Tebrik ediyorum. Sevgilerimi sunuyorum.