SAKAT ÇOCUK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
On bir on iki yaşlarında bir kız çocuğuydu.Altın sarı saçları,deniz mavisi gözleri vardı.
Üst geçit köprüsü merdiven basamaklarının birine oturmuştu.Yapmacık ağlamaklı bir
sesle:
-Teyze acım!Lütfen bir ekmek parası...
Üstü başının temiz ve düzgün olması yapmacık konuşmaları,dilenciliğe yeni başladığını
gösteriyordu.Çocuğun güzelliği karşısında donup kaldım.Başına daha kötü şeyler gelebileceğini düşündüm.Birisinin bu çocuğu dilenciliğe zorladığına emindim.Sevecen bir
ses tonuyla sordum:
-Nerelisin kızım?
-Türkiyeli.
-Hepimiz Türkiyeliyiz.
-Annen baban yok mu?
-Yok.
-Amcan,dayın,teyzen,ağabeyin,ablan da mı yok?
-Hem var,hem yok.Lütfen teyze böyle sorular sorupta beni üzmeyin.
-Özür dilerim hanım kızım.Amacım seni üzmek değil.Ancak şunu bilmeliisin ki dilencilik iyi
bir davranış değildir yavrum!İnsan alnının teriyle kazanıp yemeli.Dilenciliği bırak.Bir iş
bul ve çalış.
-Teyze,eli ayağı sağlam olan bir sürü genç iş bulamıyor.Benim gibi sakat bir çocuğa kim
iş verir ki?
-Karamsar olma kızım! Sen çalışmak iste yeter ki sana iş veren bulunur.Ben de iş bulabilmen için sana yardımcı olacağım.
-Teyze,herhalde fark etmedin.Benim bir bacağım yoktur.Annem ve babamın öldüğü
trafik kazasında ben de bacağımı kaybettim.
-Çok büyük geçmiş olsun hanım kızım.Amacım seni üzmek değildi.Ama çok şükür yine
sağlıklısın.İki elin,iki gözün sağlamya.Görüyorsun,duyuyorsun.Hem görmeyen,duymayan,iki eli olmayan insanlar bile çalışıp alın teriyle para kazanıyor.Sen
bu durumunla bile çalışıp para kazanabilirsin.Unutma sakat olmak,çalışmak ayıp değil,dilenmek ayıptır.Şunu da unutma ki biz sağlam insanlar bile her an sakatlanmaya aday insanlarız.Hele bu İstanbul’da.
Konuşmallarımdan çok etkilendiğini,yüzünün sapsarı olmasından anladım. Yüzüne üzüntüyle bakarken çenesi titremeye başladı.Bakmaya doyum olmayan güzel gözlerinden de yaşlar akıyordu.Hemen çocuklarım aklıma geldi.Ben de ağladım.
İstemeyerek para verdim.Hemen evine gitmesini,dilencilik yapmamasını ,isterse benimle gelebileceğini söyledim.Yanından ayrılırken ağlayarak peşimden şöyle seslendi.
-Annem de sağ olsaydı sizin söylediklerinizi söylerdi.Size söz veriyorum teyze.Bir iş
bulup çalışacağım.Bir daha karşılaştığımızda beni dileniyor olmayacağım.
Bir melek kadar güzel olan bu sakat kız çocuğunun dilencilikten nasıl kurtarılacağını günlerde düşündüm.Sonunda onun durumunu gazetemdeki köşemde anlattım.Sakat kız
çocuğu zaman zaman rüyalarıma girdi.Onu belki görürüm diye üst geçit köprüsünden
çok geçtim.Ancak onu hiç görmedim. Aradan kaç yıl geçti bilmiyorum.Bir gün kuaföre git-
tim.Saçımı fönleyen genç kızı birisine benzettim.Ne zaman nerede gördüğümü ve kim ol-
duğunu bir türlü anımsayamadım.Kızın yüzüne dikkatle bakmaya başladım.Kuaför kız
gülerek dedi ki:
-Teyzeciğim! Avcılar’daki üst geçit köprüsünde dilencili,k yapan kızım ben.Siz olmasay-
dınız hala dilencilik yapıyor olacaktım.Siz beni dilencilikten kurtardınız.Yıllar önce gazetedeki köşenizde durumumu anlatmanız kaderimi değiştirdi.Avcılar kaymakamlığındaki görevliler beni arayıp buldular. Bir yurda yerleştirdiler.İlköğretm okulunu yurtta bitirdim.Hem okudum hem de kuaförlük kursuna gittim.Devlet onaylı
kuaförlük belgem var.İyi de para kazanıyorum.Bu iş yeri de benimdir.Sizin yıllar önce
dediğiniz gibi alnımın teriyle çalışıp para kazanıyorum.Kimseye muhtaç değilim.Kazancı-
mın bir kısmını biriktirip ev aldım.Sizi evimde görmek,öğütlerinizin bir kısmını da evimde dinlemek istiyorum.Şimdi verin o ak elinizi öpeyim.
Geçmişte acıdığım o dünyalar güzeli kızın şimdiki durumunu görünce dünyalar benim oldu.Onu özlemle kucaklayıp öptüm.Emekli bir öğretmen ve gazeteci olarak yapmış olduğum bu hayırlı iş nedeniyle çok ama pek çok sevindim. Onu kucaklayıp tekrar öptüm.
O da tekrar elimi öptü.Hizmetinin karşılığı olarak vermek istediğim parayı da almadı.Yanından ayrılırken güven veren bir sesle:
-Teyzeciğim! Sizin duyarlı bir gazeteci ve emekli bir öğretmen olduğunuzu bi,liyorum.
Sizi evimde görmek istiyorum.Lütfen isteyimi kabul edin,dedi.
Ben de kendisini bir gün muhakkak evinde ziyaret edeceğimi söyledim.Birbirimizin
telefon numaralarını aldık.Vedalaşarak sevinç içinde kuaför dükkanından çıktım.En kısa
sürede benim gözümde hala sakat bir kız çocuğu olan melek kadar güzel bu genç kızın
ziyaretine gideceğim...(05.05.2010)
Müfit AKSAKAL
YORUMLAR
En çok ihtiyacımız olan, fakat halâ olamadığımız bir özellik ; duyarlı toplum olmak ! Yazıda, bunun önemi bir kez daha hatırlatılmış bizlere. Birimiz ya da bir kaçımızın duyarlı olması yetmez ; hepimiz duyarlı olmalıyız. İyi bir toplum olmak istiyorsak, belki de ilk şart bu olsa gerek.
Günün seçkisine ve değerli yazarına tebrikler.
Yazı çok güzel, kurgu ya da gerçek olması bir şeyi değiştirmez. Bu kız gibi binlercesi sokakta dileniyor, bütün dileğim diğer çocuklarımızın da bu yolu seçip, çalışarak hayata atılmalarıdır. Çin atasözü gibi ( Balık vermeyip, balık tutmasını öğretelim.) Güne gelmesi güzeldi kutlarım. Sevgi ve saygılar...
Çok güzel
Yazı kurgu tahminim...Fakat günün yazısını kutlarım.
Çok özel buldum gerçekten. Hayal bile edemez insan böyle düzene girmiş bir hayatı.Tabiki iyimserlik düşündürür olabilecekleri. Yada olmasını arzuladığımız gerçekleri...En azından kuaförlükten artırdığı parayla ev alabilmiş olması.Çok daha büyük bir kudret. Gerçekse gerçekten o engelli kız çocuğu için mutlu oldum.
Allah diğer avuç açan ve de bizlere yardım etsin bu konular gerçekten hassas mevzular.
Çok saygılar