- 1208 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
BEDAVA TATİL…
Başıma gelen bütün olumsuzluklar; sakarlığımdan, her şeye gerekli gereksiz kafamı uzatmaktan ve en önemlisi de hanımın sözünü dinlememekten geldi…Ne kadar kendimi,medeniler sınıfında görüyorsam da bilinç altımda gizli tuttuğum, kadından üstün olma hastalığım var ya…Ataerkil özellikler,genlerime kazınmış bir kere…Rahmetli babamın,kromozomları benim üzerimde fazla olmalı ki;farkında olmadan onun kopyacılığını yapıyorum…
Neyse efendim, gelelim şu “bedava tatil” muhabbetine…Okuduktan sonra beni nasıl değerlendireceksiniz doğrusu bilemiyorum…
Şubat ayının bir pazar sabahı, Ak köprüdeki bir etkinliği izlemek için evden ayrılırken;hanım:
-Aman herif, gördüklerini sadece izlemekle yetin, hiçbir şeye kafayı uzatma, sorarlarsa emme basma tulumbası gibi salla ve konuşma…
Ne yapsın kadıncağız; yirmi beş yıllık sakar kocasının ruhunu bilmez mi…
Ben de kendimden emin bir şekilde:
- Sen merak etme canım…Benim ıhım bile çıkmaz.Sadece bakar geçerim…
Evden ayrıldım ya…Sokakda yürürken:
- Ohhh beee,özgürlüğüme kavuştum…Evlenene kadar, rahmetli babam yönetirdi beni;”aman oğlum şöyle yapma,böyle yap;şunu yaparsan başına şunlar gelir diye…Bir türlü kendi benliğimi bulamamıştım…Bir ara yazar olmaya kafayı koyduğumda; “ aman ha,yazar falan olma,yanlış bir kelime kullanıp da hapishanelere düşmek de var bu işin ucunda,zaten sakarın tekisin…” diye nasihatta bulunurdu…
Kaldırım taşlarında adeta sek sek oynuyordum…Tek başınaydım.Özgürlük bu muydu acaba?... Evde hanımın yanında kuzu gibi, dışarıda ise aslan gibi kendimi hissetmek…
Neyse Batıkent’ten metroya bindim. Güneş gözlüklerimi de taktım,başkalarının yüz profilinde bakışlarım anlaşılmasın ve yabancı gözlerle gözlerim çakışmasın diye…
Bir ara gözlüklerimin altından, yanımdaki adamın okuduğu kitaba gözlerim kaydı…Gözlerim numaralı olduğu için kafayı,adamın omzuna doğru uzatınca; adam,ters ters suratıma bakışlarını fırlattı.Ben ise ısrarlıydım,kitabın adını öğrenmeye… Tam olarak okudum da, rahatladım.Adam,benden tamamen gıcık kapıp,kitabı şakk diye kapattı.Sanki suratıma şamar vurmuştu…
Neyse bir terslik olmadan,Ak köprüde indim…Etkinliğe doğru yanaşırken,davul zurna sesleri, kulağımı tırmalamaya başlamış, benim ruh halimi çoşturmuştu,uzaktan uzağa…
Biraz daha yanaşınca aman Allah’ım neydi öyle…İçim kıpır kıpır…Zurnacının yanakları şişip şişip iniyor…Davulcu kendinden geçmiş,tokmağını “güm güm “diye vurdukça; ses, kulaklarımda yankılanıyordu…Tut tutabilirsen beni…İçimdeki bütün sıkıntıları atmıştım…Pazardaki stresi de yaşamıyordum nasılsa.
Yok efendim,poşet mafyasıyla uğraş,yok efendim hırsızlara göz kulak ol,yok efendim kurallara uyulacak anonslarına dikkat et…Bunların hiç biri yoktu.
Davulcu ve zurnacının önlerine kendimi bir attım,pir attım…Şıkır şıkır oynadıkça kendimden geçiyordum…Biraz sonra benden cesaret alan bir bayan,karşıma geçip başladı hoplayıp zıplamaya…Hanımın tembihleri,kulaklarımda çınlayınca; oynamayı, tadında bırakıp,oradan uzaklaştım ve binanın içerisine girerek etkinliği gezmeye başladım.
Stanttları dolaştıkça merakım arttıkça artıyordu…Kara kalemle resim yapan ressamı izledim.İzledikçe de kendimden geçmez miyim…
- Kaça yapıyorsun?
-Otuz..
- Hımmm…
Cebimdeki para yetersizdi.On lira vardı. İş olsun diye;
- On liraya yapar mısın benim resmimi? Dedim.
- Gel,On beş olsun…
Neyse ressamdan yara almadan kurtuldum…
Tatilcilerin standının önünden geçiyordum ki;bir kadının sesiyle irkildim:
- Bedava Afyon kaplıcalarına gitmek ister misin, beyefendi?
Bedava kelimesi cazip geldi bana…Bu yaşıma kadar hep tırnaklarımla kotarmıştım ya…Bu bedava işi nasılmış acaba diye sormaya başladım:
- Nasıl olacak?
- Oradaki konaklama bize ait, yol masrafları da size ait efendim…Listeye yazalım mı?
Hanımın sözlerini, tembihlerini çoktan unutmuştum.
- Yaz bakalım…
Bu bedava tatil yazımının üzerinden bir ay geçmemişti ki;cep telefonuma çağrı geldi.Karşıdan tiz bir bayan sesi:
- S…Otel’in bedava tatilini kazandınız. Eşinizle birlikte Tunalı Hilmi deki şu adrese gelin ön koşulları konuşalım…
Allah Allah…Bu da neyin nesiydi…Beni çok seviyorlardı demek ki…Hanımı bin bir türlü cambazlıkla ikna edip,tezgahı erkenden topladıktan sonra belirtilen yere gittik.
Salona geçip oturduğumuzda; üniversite son sınıf öğrencisi genç kızın esiri olduk adeta…
Tatilden anlatıyor da anlatıyordu. Kendisi yorulduğunda; konuşma sırasını,otuz yaşlarında bir delikanlı alıyordu…İki saatliğine gitmiştik.Dört saat oldu hala konuşuyorlardı.Neyse benim de kafam balon olmuştu zaten…
Konuşmalarının sonunda:
“ üç yıl ücretli,üç yıl da hediyeli toplam altı yıl S….Otelin tatil senetlerini,hanımın bütün itirazlarına rağmen imzaladım…Erkeklik gururumuz var ya;paçayı yine de hanıma kaptırmıyorum…Halbuki karşımdaki tatilciler, paçalarıma öyle bir daldılar ki…
Neyse…İki gün sonra da Afyon kaplıcalarına yazan kadından telefon geldi.Ben de durumu anlatınca; “Tehlikeli bir iş yaptığımı,kendimi riske attığım söyledi…Ben yandım anama tutuştum…Ne yapmalıydım.Sözleşmeyi okumamıştım.Hemen okudum.Tüketicinin, on gün içerisinde cayma hakkı olduğunu anlayınca rahatladım.
Ertesi günü,aynı adrese gittiğimde;bana bin bir türlü maval okumaya başladılar. Yok efendim,senetler İstanbul’daki merkeze gitmiş de, falan filan da, ben iki gün sonra gelecek mişim de …
On gün dolmadan yasal hakkımı kullanmalıydım. Dilekçeyi kendim yazıp,tüketici mahkemesinin kalemine gittim.Bayan memure, dilekçeye şöyle bir baktı:
- Bu dikekçe olmamış. Yeniden yazdır…
Desene ben,üniversiteyi boşuna bitirmişim.Adliye sarayının dışında;”dilekçe yazılır” diyenlerin birine derdimi anlattım.Adam,çok bilmiş edasıyla dizinin üzerine koyduğu çantanın üzerinde dilekçemi yazdı.Bir ara karışacakmış gibi oldum.Fırçayı atmakta gecikmedi:
-Hemşerim,bu dilekçe mahkemeden geri dönsün gel anlımı karışla…
Dilekçeyi tekrar bayan memureye götürdüm.Bayan,şöyle bir inceledikten sonra:
- Sana da mı bedava tatil kazandınız diye telefon ettiler?…
- He, bana da…
Üç mayısta mahkemeye çıktım.Hakim,önündeki dosyayı inceledi,inceledi…
-Anlaşmanın reddine,senetlerin davacıya iadesine ve on beş gün içerisinde yargı yolu açık olduğuna diye karar verdi.
Karar verdikten sonra da yüzüme:
- Bu zamana kadar öyle tatil beni bulmadı,şöyle sazlı sözlü bedava bir tatil…
Bu akşam, kapının zili çalınca;dürbünden baktım.Dayanamayıp açtığımda; genç bir bayan, çantasından bir şeyler çıkarıp, başladı konuşmaya:
-Efendim,bu görmüş olduğunuz ürün….falan…..filan…
Hanım, mutfaktan bağırıyordu:
- ÇABUK KAPIYI KAAAPPPPPPAAAAAAAATTTTTTTTT!!!!!!!!!!!!!!!!!!!...
YORUMLAR
Yalın bir anlatım halk diliyle bir anlatım yazılış ve anlatım tarzını edebiyatcı arkadaşlarımız beğenmeyebilir ama bence samimi, bir yazım....
Ayhan bey sizi tanıdığım kadarıyle maddiyata önem veren bir insan olamıyacağınızı düşünüyorum.
biliyorumki parasızlık sizi bedava tatile ilginizi artırdı.
"Bedava sirke baldan tatlıdır" sözü parası olup bedeva sirke yalamaya çalışanlar için olabilir..
Maddi zayıflık boynumuzu büksede hamd olsun demek bizim ruhumuzu rahatlatır.
Ha bu arada kendini yengeye kaptırmışsın dizginleri eline al sonun kötüye gidiyor...
Ben bu sitede tek sakar tanırım oda sen değilsin....Bayan arkadaşların bazıları hanımın sözünden çıkmayın deselerde sakın ha onlara aldanma....
Güzel bir yazı anıların bol şerbetli olsun.........
.............selamlarımla
SABAH SABAH BÜYÜK FİNCANA ÇAYIMI DOLDURDUM VE YAZINIZI OKUMAYA BAŞLADIM...
VALLA GÜLERKEN DÜŞÜNDÜM DÜŞÜNÜRKEN GÜLDÜM..
AMA HATASIZ KUL OLMAZ DEĞERLİ ARKADAŞIM,İLLAKİ HATA YAPACAĞIZ Kİ DOĞRULARI BULALIM..
DOĞRUNUN YOLU HATADAN GEÇER MAALESEF..
ÇOK SÜRÜKLEYİCİ VE GÜZEL MESAJLAR VEREN BİR YAZIYDI,BENCE GÜNE DÜŞMELİ..
KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK..
SAYGILARIMLA...
Ayhan Bey aynı olay benim de başıma geldi işyerindeyim amirim başımda çalışıyoruz. Şahsıma telefon aldım nasıl buluyorlar hala anlamış değilim. Beş günlük bedava tatil kazandığımı söylediler. Ben inanamıyorum tekrar tekrar soruyorum gidecektim Allah'tan bizim yan şubede bir bayan arkadaşı da aynı tuzağa düşürmüşler bana detaylı bir şekilde anlattı onlara da senet imzalatmışlar. Ama demişti ki değişik bir ortam değişik bir hava ve dediğiniz gibi saatlerce konuşulup beyni uyuşturma tekniği kullanıyorlarmış bu arkadaşlar da karı koca senet imzalamışlar. Ondan sonra ben de telefonla aradıklarında hayır diyebilmiştim. Eğer beni uyarmasalar biz de aynı şeyi yapacaktık. Bir de sokaklarda ücretsiz cilt bakımı diye dolaşanlar var onda da benim yazık ablacığım dillerinden kurtulamamış kuaförde senet imzalatmışlar sonra ben ne yapacağım cilt bakımını beni zorladınız demiş ama çok uğraşmıştı bu işle.... Çok temkinli olmak lazım devir kötü....
Dört dörtlük harika bir yazı okudum sayfanızda. Sizi tebrik ediyorum. Saygı ve selamlarımla...
nasıl bir kahkaha attım bilemezsin...bofiste herkes delimi bu adam diye bana baktı...
eh aşkolsun yanı..
bu kadar mı benzeşir haleti ruhiyelerimiz...
aynı dertlerden bizim hatun da muzdarip...
sen yine ucuz kurtulmuşsun ben ağır zaiyatlar vermiş biriyim bu konuda..
adamlar gelip buluyorlar onca insanıon içinden beni..hanımda;
yahu yirmi yıldır bakıyorum ben göremedim alnında bir yazı..senin nerende yazıyor da gelip seni buluyorlar diye takılıyor..
neyse geçmiş olsun..oturup dertleşiriz bunları bir gün))))
tabiiii arkadaşın toynak olursa daha belalara yeni başlayacaksın...bilmediğin bir yerde .bir davul ve zurna sesiyle oynuyorsan allah suzan kardeşime sabır versin.....neler çekmiştir neler......seni değilde onu dinlemek gerek.....toynakla altı ay gez sana metroyu bile pazarlarlar....dost acı söyler.....yemin ediyorum gülmekten yazmaya zorlanıyorum.....şimdiye kadar yazdığın yazıların en muhteşemi diyorum.... güne düşmezse üzülürüm....saygılar
aynı şey başıma geldi desem inanmazsın Ayhan kardeşim
Pazarlamacı bayanlar ve baylar bana dediler ki
biz başarısız mıyız Celal Bey
Neden daha hala evet demediniz.
Ben de evet hayatımda sizin gibi pazarlamacı görmedim çok beceri sahibi ve maharetlisiniz ama
yanlış adama denk geldiniz dedim.
Onlar bana devre mülk satmak için 4 saat uğraştı
ben onlara paramın olmadığını anlatmak için çok uzun bir nutuk çektim
bedava verelim at şuraya imza dediler
Dedim yol parası bulamam
yeriniz çok uzak :))))
sevgilerimle
çok güzeldi
Hemen son sahne gözümde canlandı
Sevgili Suzan Sarıkaya mutfakta, eşi Ayhan Sarıkaya kapıda
Nerdeyse elinde süpürge ile gelse yeridir Suzan Hanımın
Gülmekten gözümden yaşlar geldi (sen benim halimi anla artık ağabey)
Boşuna dememişler ucuz etin yahnisi yenmez diye
Yine de kolay kurtulmuşsun büyük bir kazadan, bence bir kurban kesmelisin
Kesmelin ki (bizde gelim sebeplenelim) :))))
Sevgiler hep yüreğine olsun
Harika bir anlatımdı yine