- 806 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEN HİÇ BÜYÜMEDİM
Ben hiç büyümedim sevgili. Hâlâ gözleri küçük ve çekik, güldüğünde yanağındaki gamzeleri iki kat daha derinleşen, iç çeke çeke ağlayan, aklı oyunda olan biriyim... Ben büyüyemedim ne yazıkki, hani küçük çocuklar sevdiklerine sırnaşırlar ya daha çok ilgi görebilmek için; işte ben de sırnaşıyorum sevdiklerime ilgi manyağı zannetseler bile, sırnaşmamı yılışıklık olarak tanımlasalar bile.
Ben hâlâ 6 yaşındayım sevgili. Aklı beş karış havadayım. İçten gülebildiğim zamanlarım çok, hıçkıra hıçkıra ağladığım, burnumu çekip kırmızı gözlerle etrafı süzdüğüm zamanlarım çok... En küçük şeyden mutlu olabiliyorum; örneğin gözlerimi kapatıp kuşların sesini dinlediğimde. Sanki sırtıma bir çift kanat takılmış ve dağlar, denizler, ovalar sadece benimmiş gibi özgürce uçabiliyorum o sesleri duyduğumda. Hâlâ salıncakları gördüğümde sallanmak geliyor içimden. Tutamıyorum kendimi ve gülümsüyorum sallanmaya başladığım zamanlarda.
İnsanları hep kendim gibi zannediyorum sevgili. Sanki onlar da benim yaşımda ve benim gibi bakabiliyorlar bir resme. Şımarıyorum, bana güzel bir söz söylenince. O sözler kulağımdan gitmiyor uzunca bir süre. İlgi bekliyorum, benimle oyun oynasınlar istiyorum, benimle birlikte şarkı söylesinler istiyorum. Ben bunları yaptıkça ve istedikçe sevgili, beni yanlış anlayıp yanlış tanıyorlar. Düşünmediğimi zannedip cahillik elbisesini giydiriyorlar üzerime. "Hiçbir şey sizin gördüğünüz gibi değil!" demek istiyorum; ama bakıyorum ki onlar aslında birer ölüymüş. Bedenen var olurken bu dünyada ruhen cesetleşmişler. Baktıça ağlamak istiyorum sevgili, fakat ben daha 6 yaşındayım ve hâlâ çocuğum onların istediği gibi ağlayamıyorum, gülemiyorum ki.
Benim elbiselerim hep renkli sevgili. Pembe giydiğimde kendimi mutlu, küçük bir prenses gibi hissediyorum. Beyaz giydiğimde üzerimi batırmaktan korkuyorum, kocaman insanlar bana bağıracaklar diye. O yüzden hep dondurma yerken üzerime bakıyorum bir damla dahi olsa akıtmışım mı diye. Yeşil giyince kendimi çayırlara benzetiyorum, ama üzerinde papatyaların açtığı çayırlara.
Geceleri sarılmak istememi küçümseme, yılışıklık olarak değerlendirme sevgili. Unutma ben küçüğüm. Sarıldığımda kötü rüyalar görmeyecekmişim gibi geliyor, gördüğüm zamanlarda da sen beni koruyacakmışsın gibi geliyor sevgili. Seni öpmemden rahatsızlık duyma. Bilir misin çocuklar öpüldükçe sevildiklerini düşünürler ve öptükçe sevgilerini karşı taraftakine aktarabildiklerini düşünürler.
Bedeninin tüm görkemine rağmen ruhu hâlâ büyümemiş olan benimle konuş, dertleş. Ben küçüğüm daha, o yüzden olumsuzlukların hepsini unutuveririm hemen. Aklımda hep beni mutlu eden şeyler kalır. Ele avuca sığmayan küçücük ruhumu küçümseme. Ben hiç büyüyemedim sevgili, o yüzden bana kızma. Büyürsem eğer, ölürüm sakın unutma. Çekik gözlerimle bakıyorum hala dünyanın uçsuz bucaksız uçurumlarına. Gördüklerim hep güzel, duyduklarım dinlemeye değer...