Hey gidi hey!... “koyun düşmüş can derdine, kasap düşmüş et derdine” dedikleri herhalde bu olsa gerek; birkaç ay önce kritik bir okulda müdür olan bir arkadaşımla dertleştik, bana bir konuda bir şeyler anlattı duymaz olaydım. O kadar ibret dolu bir hadise ki içimede saklayamadım ,okuyucularımla paylaşmak istedim,arkadaşımdan izin almadan kaleme aldığım için de peşinen özür diliyorum…Biz medya mensupları bir az fırsatçıyız haber konusunda, o kadar da olacak…

Arkadaşım, çalışkan, gayretli,hoşgörülü ve sabırlı, varını yokunu eğitime adamış,vizyon sahibi bir eğitim emekçisi,ancak mevzuat hazretleri için işini evrak kaleme uydurmayı pek önemsemeyen bir tip.

2007-2008 eğitim öğretim yılında Valilik Oluruyla üç yıllıktan kalma 18 öğrenci 7-8 okuldan okuluna yönlendirilerek bir şube açılıyor.Bir yandan 20-30 gün gecikmeli olarak gelen bu öğrenciler, zaman zaman devamsızlık yapanlar da oluyor.Buna rağmen bu öğrencilere eğitim öğretim verilerek,devletin sıcak yüzünü gösterip,bu gençlere umut ve hayata bağlılık konusunda kayda değer bir eğitim veriliyor.
Okul Genel bir teftiş geçiriyor,Bakanlık Baş Müfettişi kısa zamanda okulun eğitim öğretim kadrosunu, idari kadrosunu tanıyor,eksiklerini tamamlamak için yardımcısıyla birlikte katkıda bulunuyor,ancak bir başka müfettişe hanım bu sınıfın derdine düşmüş, bütün okulu bir kenara bırakarak bu misafir sınıfın evraklarını didik didik ediyor.Bu arada bir öğrenci geç geldiği halde sınavlara alındığı,bir öğrencinin de ikinci dönemde kanaat notuyla geçtiği ve devam devamsızlıkların tam işlenmediğini tespit ediyor.Sanki normal bir zamanda normal bir sınıfta normal öğrencilere yapılan bir muameleymiş gibi soruşturma konusu yapıp Bakanlık nezdinde soruşturma açıyor.Enva-i türlü caza yağmuruna tutuyor öğretmen ve idarecileri.
Bu şubenin derslerine giren tüm öğretmenlere maaş kesim cezası,
Müdür ve müdür yardımcısına
Maaş kesim cezası,
İdarecilikten alınma cezası,
Kıdem Durdurma cezası,
Adli Soruşturma izin talebi,
Bu durum karşısında insana, “vay beee! ne müfettişmiş ama..” demek kalıyor.Demokrasi kültürü bizde gelişmemiş, aslından bu ibretli soruşturmadan dolayı Bakanlığın kapısına siyah çelenk bırakmak lazım.Hani teftişte rehberlik ön plandaydı….

Neyse ki yerel amirler bu arkadaşın başarısını,fedakarlığını,bildikleri için ilgili her yetkili, gücü nispetinde yardımcı olmaya çalışıyor, bu eziyetin hafiflemesi için kendine düşeni yapıyor,devletin devletliğini gösteriyorlar.

Arkadaşım müdürlükten istifa etti(görevden alınma cezasının uygulanmaması için),
İl Disiplin Kurulu Kıdem durdurma cezasını reddetti,
*Adli boyutta Cumhuriyet Savcısı ifadeye dahi çağırmadan “takipsizlik” kararı verdi.

Devletim, milletim adına gurur duydum bu sağduyuyu ,akli selimin galip geldiğini duyunca..Çünkü ortada bir yanlış var düzeltilmesi lazım ve %90 düzeltildi.%10 maalesef kaldı,Maaş kesim cezası,Ders kesim cezası,uyarı cezası,bunlar arkadaşımın dosyasında leke olarak kaldı.Hani bir laf var “çamur at izi kalsın” gerçekten çamurun izi kaldı maalesef.

Evet kabul ediyorum,mevzuata uymak lazım, usul ve esaslar uyulsun diye konulmuştur, fakat bazı sıra dışı haller var ki mevzuat hazretleri yetersiz kalıyor.işte orada idarecinin kapasitesi ve kabiliyeti ön plana çıkıyor,önem kazanıyor,bu süreçte böyle bir durumdur.Zaten sadece yoklamalar bile tam alınsaymış hepsi sınıfta kalacaklarmış,devletin valisi bile onay vermiş, uygun görmüş,doğru olanı da bu değil mi?

Yaaa dostlar işte böyle,bu arkadaş böyle bir sıkıntıyı göğüsleyip bu çocukların başarması için çaba harcadığına göre ödüllendirilmesi mi gerek yoksa cezalandırılması mı? sizin vicdanınıza havale ediyorum.Maaş kesim cezasından dolayı bu arkadaşıma Daire başkanı ve daha üst görevlere gelmesi için yolu kapandı,kendisi kadar eğitim öğretim de zarar gördü desem yerindedir.Eğitim Öğretim camiası onu iyi tanır.Kendisine geçmiş olun dileklerimi iletiyorum.

Selam ve sevgilerimle…
e.kaya