- 557 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Ada Feribotu
Bir ada feribotunun içinde bulunan ve biraz deforme olmuş koltuğuna oturunca kulaklarıma doluşan motor seslerini senli düşüncelerimin güzelliğinde kısa notlarını okurken satır aralarındaki derin duygularını, resminde yüzünü, bakışlarında içini görmek ne güzel. O an hep öylece oturup gönülden seni düşünmek geldi. Garip olan da tüm bu hayallerin resmine bakarken olmayan senin ulaşılıp yaşanılmayan her etkin zaman dilimlerinin durmadan geçip gittiğidir.
Kelimeleri yazarken düşünceleri anlatmanın yetersiz kaldığı yerde neden yazmaması geliyor insanın. Böyle susmalarda bulunca kendini birçok sorunun cevabını ve kendini tanırsın, o kısa hayatı aralar gibi “sevda” gelir aklına. Ancak ne yaşamayı nede düşünmeyi içinde bulunduğun zaman dilimi nedeniyle müsait olmadığını anlayarak hayalini kurmaya çalıştıklarını yaşamamak ta bir yaşam gerçeği.
Bu gerçekler ışığında zalim acı saplanmıştır yüreğine, duyulan sadece iç çekmeler, çünküler ve yaşanmamışlıklardır. Hücum edip dudak kalesine çarpıp söylenemeyen kelimeler suskunluk gibi bir işe yarar mı bilinmez. Bir ada vapuru güvertesinde dalgaların sesine susarsın. İşte o an düşüncelerin seni sevdalının özlenen sesine, yarınların hayaline, sevda sarkılanına, aşk türkülerine, ilkbahar güzelliklerine ve dost sohbetlerinin özlemindeki güzel duygulara götürür.
Ancak buna karşın pozitif tanımların yoksa beynine saplanan kıymık kelimeler kendine bile itiraf edemediklerini çıkarır gün yüzüne. Karanlıklardayım sanırken aniden güneş açar masmavi deniz seni kucaklıyor sanırsın ve yaşamın devam ettiğini özgür martıların dans eden figürlü uçuşlarıyla duyumsarsın. İşte her şeye karşın bu ilkbahar sevdalarında hayatımıza bir şeyleri çekmek ve yaşamak istediğimizde davranışlarımızın arzularımızla örtüştüğünü görmek bizi insan olarak mutlu eden anlayış ne güzeldir.
Bedri Demirpençe
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.