- 397 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
G Ü N L Ü Ğ Ü M D E N - 40
G Ü N L Ü Ğ Ü M D E N – 40
Sevgili Tutku! Seninle bu: 40. Söyleşimiz. Alanyum’da çalışırken, kaçıncı söyleşimizde kaldığımı, tam anımsayamadığım için, soru imi koyarak, yeniden 1’den başlamıştım. Öğrendim ve artık düzgün gideriz.
Günlerdir, çok hastayım. Zaten bu kış, bir türlü tam iyileşemedim. Ama şimdi, ciddi boyutlarda. Ya virüs aldım, ya da deniz kenarında kaldığım o gece üşüttüm. Bu da, bronşitimi-astımımı kötü tetikledi bu kez. Cuma günü, işe gitmeye hazırlanırken. Apar topar hastaneye gittim. Öyle halsizleşmiştim ki. Beni takip eden doktor bile endişelendi. Hiç üşütmeyecek mişim. Eylül ayında, kesin grip aşısı olacakmışım. Kendimi hep koruyacakmışım. On-onbeş gün sonra, kontrola gidecekmişim. Ama sıkışırsan, hemen gel dedi. İlaç yazdı bir sürü. Hemen aldık.
Ben, geçen güz tam aşı olacaktım.Önce aşı bulamadık. Sonra da, şu domuz gribi ve onun aşısının tehlikeli olduğu olayları filan çıktı. Öylece vazgeçtim. Her türlü durumum nedeniyle, risk grubundayım. Aşı olmam gerektiğini, sağlık ocağındaki doktor da söylemişti.
Ağızdan sıkılan bir ilaç var. Ona, neredeyse hiç gerek duymazdım. Ama şimdi, sürekli yanımda taşıyorum. Çünkü, nefes almakta, sık-sık çok zorlanıyorum. Bu, çok kötü. Üzülüyorum, moralim bozuluyor. Sağlıklı kalmak istiyorum. Tüm gücümle, iyileşmeye çalışacağım. Cumaya kadar, işe gitmeyeceğim.
Belki ondan sonra da, orada çalışmam. Çok problem çıkarılıyor. Otobüsün akşamları Pazar günleri olmaması dışında: Başka başka sorunlar çıkarılıyor. Yani, hep olduğu gibi, sana yaşam hakkı yok deniliyor. Şu taksi parası, belimi bükmese, inadına kalırdım sahilde. Ama sanırım, Belediyenin sahilinde çalışmayacağım. Evim uzak. Ve akülü sandalyem, stand masam konusunda, sorunlar çıkıyor. Beni ekarte etmek istiyorlar.
Olsun be, Allah büyük. İlk günü iş bitiminde, Serap hemşireyi gördüm. Konuşurken filan, Oba Belediyesinin daha çok ilgilendiğini, iş imkanının sınırlı olmadığını söyledi. Kafamda, şimşekler çaktı. Ben zaten Obada oturuyorum. Oraya baş vuracağım. Telefon ettiğimde, neler yapmam gerektiği söylendi. Daha standlar da açılmamış. Sanırım yarın Yağmur’la, belgeleri hazırlamaya çalışırız. Obada çalışırsam? Akülü sandalyemle gidip-gelirim. Dünyanın taksi parasını vermem. Hem belki, her gün çalışma izni verirler. Kazancım yanıma kalır, biriktiririm. Bir yıllık kiramı ve Yağmur’un parasını biriktirsem, bayram ederim.
Kışa doğru, evi merkeze ve denize yakın bir yere taşımayı düşünüyorum. Tabii benim koşullarıma uygun bir yer bulursam? Obada, denize yakın bir yer de olabilir. Her Pazar olduğu gibi: Yağmur’larla, kahvaltıda birlikteydik. Yağmur bu gün, denize nasıl gidildiğini ? öğrenmiş. Bu, çok iyi oldu. İşimiz çabuk bitiyor. Yağmur, çok pratik bir genç kadın. Ne zaman iş yapıyor? Ne zaman yemek pişiriyor? Anlamıyorum. Zaten, bir gün yemek yapsa, iki gün yetiyor bana. Çok lezzetli yemek yapıyor. Yanında da, ya puding ya da yoğurt oluyor. Evim çok bereketli. Sebze ağırlıklı ve sağlıklı besleniyorum. Her gün süt içiyorum bir de. Ekmeği unuttum neredeyse. Sabah bir dilim yetiyor. Akşam, hiç yemem zaten. Çok sık balık yedim. Bir tavuk, değişik şekillerde, 5 kez yetti. Tek kişinin masrafı ne kadar azmış? Hayatı,yeni-yeni öğreniyorum. Bu gün Hakan bize, değişik bir omlet yaptı. Ne güzel? Ailem gibiler. Birbirimizi seviyoruz. Allah onları birbirine ve küçük canavar, Arda’ya bağışlasın. Bizi de ayırmasın.
Alanyum’dan başka, buraları bilmediğimizden, gezemiyorduk Yağmur’la. Artık işimiz bitince, deniz kıyısına gideriz. O da seviyor, bir de: Benim, mutlu olmamı istiyor hep. Kızım gibi görüyorum ben de onu. Alanya da yalnızlar. Onu, olumlu yönlendiriyorum. Bilmediklerini öğretiyorum. Evlendiğinden beri, hep evde, çocukla yalnız kalmış. Bunalmış. Benim yanıma gelince, çocuğu kreşe verdirdim, az bir ücretle. Kızcağız soluk aldı biraz. Arda ise, çok fark etti. Yazacak çok şey var Tutku. Ama çok yoruldum. Sonra söyleşiriz.
Nilgün ACAR 02. 05. 2010 ALNYA-EVİM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.