- 1790 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Ölümün Hikayesi
Bir hastane odasındayım..
Varlığımın son gücünü sarf ederek yaşama bir adım daha yaklaşma gayretindeyim..
Olası ihtimaller aklımda geçmiyor değil..
Gözlerim kapalı.. Zihnim açık..
Düşünebiliyorum..Aklımdan ilk geçen.. Özlediklerim..
Hayata dair olanlar..
Ama sanki iki dünya arasında sıkışmışım..
Her iki tarafı da kabullenemeyen insan hali..
Sesler duyuyorum; ama karşılık veremiyorum..
Bir an bir karmaşa oluyor başımda..
Öldü diyorlar benim için..
Kalp atışlarını alamıyoruz.. Doktor bağırıyor..Şok yapıyoruz çabuk ! Yaşıyorum diyorum onlara ben yaşıyorum..
Duymuyor musun doktor yaşıyorum ben..!
Sonra anlıyorum ki benim çabam boşa ..
Üzerimi örtüyorlar ..
Hayır diyorum yeni bir başlangıç doktor duy beni!
Ölmedim yaşıyorum..!
Bir an bir sessizlik oluyor..Hissediyorum yalnızım..
Ne yapıyorlar bana bunlar diyorum ya da ne yapacaklar!
Boğulduğumu hissediyorum..
Hafif bir üşeme başlıyor..
Şunları duyuyorum bir an:
‘Ansızın gelir ölüm damarlarından kanın çekilir gözkapaklarını kıpırdatamazsın..
Tenin üşemeye başlar..
Sanki biri pencereyi açık bırakmış seni hasta etme çabasında..
Ve ansızın gelir ölüm..
Yitik bir aşkını son kez anımsarsın..
Beynindeki düşüncelerin seyrekleşir..
Yolcusundur.. Biletini almışlardır..
Doğarken nasıl eline verildiyse..
Giderken de geri gelmeyeceğini fısıldarlar kulağına..
Son bir kez sevdiklerine anlamlar yüklemek istersin..
Haykırmak konuşmakhırçınlaşmak..
Konuşma yetinde elinden alınmıştır maalesef..
Anlamlar yükleyemezsin sevdiklerine dair..
Hazırlanırsın ölümün soğuk yüzüne..
Ölüm sessizliği her şeyden acıdır..Ürkütücüdür..Korkutur insanı..
Dışarı çıkmak.. Oturduğun mahalledeki eski çeşmeden kana kana su içmek istersin..Sahilde uzun uzun yürümek..
Bacaklarının ağrıdığını hissetmek sonuna kadar..
Ölüm kokusundan uzakta arzulamak hayatı..
Bir yudum şarapta aşkın büyüsüne kapılmak..
Benliğinde özgür olmak..’
Ama bu insanlar ne yapıyorlar bana dersin..
Yaşıyorum doktor..Duy beni..
...
Vakit çok geçmeden ayak sesleri..Tanıyorum bu yürüyüşü..
Sonra birinin sesini duyuyorum..
Sevdiğim hayatımın anlamı olan bir insan var başımda..
Çok üzgün..Daha zamanız vardı diyor bana..
Yapacağımız çok şey paylaşacağımız bir hayat..
Ne oldu böle sana..
İnan ki bende bilmiyorum soruyorum kendime ama cevap alamıyorum diyorum..
İyi değilim..
‘Yaşamadığımı söylüyorlar..
Sana sarılmak istiyorum deliler gibi..Duymuyorsun beni..Ama sen beni duyabilirsin..Evet inanıyorum ben.. Sen beni duyuyorsun..’ diyorum.
Haykırıyorum..Uğruna ölebileceğimi söylediğim insanda susuyor bu akşam..Akşam dedim..Akşam mı gerçekten..Saat kaç ki? Annem ne yapıyor acaba? Duy beni..Ölüme de beraber gidecektik duy beni..Niye yalnızım..Neden yoksun yanımda..Cevap ver.. Bu kadar mıydı?. Hani hep beraber olacaktık..Ölürken de senle derdin.
Bir of çekesim var senle İstanbul’a karşı..
Çaylarımızı yudumlarken Hisar’da..
Beni unutma sakın..Bana ait her şey sende..Yaşat beni..
Boşa konuşuyorum..Ben şimdi gerçekten ölmüşüm..
Sen bile beni duyamıyorsan..Kurtuluşum yok benim..
Gidiyorum evet..Ruhum hep bir yerlerde olacak yalnız..
Unutmazsın dimi beni..Üzülme daha fazla..
İçin kan ağlıyor hissediyorum bunu..
Hep hissetmiştim nefesindeki seni..
Yaşamaya değer bulmuştum..
Ağlayamıyorum ben..Sende ağlama..
Bu sebepsiz gidişe dur diyen yok..
Git artık hadi..Beni bedenimle ruhumla baş başa bırak git..
Ben kendimde ölüyorum sen yokken de..Git artık beni bende yalnız bırak..
Ben ölüyorum.
Ben ölüyorum..
Ben ölüyorum...
Mustafa Hebip
YORUMLAR
çok etkileyici bir yazı istedim ki rya imiş diye bitsin...ama bunu düşünmemiz gerek bu sonu er geçyaşayacağız ölmeden ölmeyi yaşamalı herkes
saygılar
mustafahebip
saygılar..