- 847 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEDEL
Doğu illerimizin bir yerinde, mert, dürüst özü sözü bir bey varmış.Beylik babadan atadan değil halktan kalmış kendisine.Yürüdü mü çarşıda tanıyana tanımayana selam verir,hal hatır sorardı.Belde de sözü geçen biriydi.
Evli iki çocuk babası. Ailesine düşkün.Hanımı eşine saygı duyar o ne derse sorgulamadan yerine getirirdi.Bilirdi ki beyi bir şey dedi mi yanlışı olmazdı.
Akrabaları o akşam yemeğe gelmişlerdi. Gelenler amca çocuklarıydı.
---Buyurun agalar hoş gelmisseniz evime.
---Hoş bulmuşak agam. Bizim oğlan büyüdü. Yukarı köyden muhtar Niyazi aganın bir kızı var onu istermisin bize.Seni kırmazlar sayarlar.
---Rabbim yazmışsa, hayırlısıysa neden olmasın .Hele gidin hazırlığınızı yapın.Haber salın yarın akşama kahve içmeye geleceğimizi bildirin.
Çocuk heyecandan uyuyamadı o akşam. Kolaymı bey kızı isteyecek de muhtar kızı vemem diyecekti.Güzeller güzeli muhtarın kızını geçenlerde Çolak Velid’in düğününde görmüştü. Bir köşede oturmuş halaya zılgıtla eşlik ediyordu.
Akşam olmuş topluca yukarı köye gidilmişti.
Muhtar Niyazi bahçe kapısında karşıladı konuklarını.Havlayan çomarıda azarladı bakışlarıyla. Çomar bile o kadar irkildi ki sindi bir ağaç dibine.
Kahveler gelir bey kızı bir süzer ki bakışları titretir genç kızın yüreğini.Birden beyin bir lafı ortalık da buz gibi hava estirir.
Muhtar der bey,
--Kızını kendime istiyorum.
Herkes donmuş kalmıştı. Kim karşı çıka bilirdi ki beye.İyi hoş biriydi ama tersi dönerse nefes aldırmazdı o an orda hesap keserdi.
---Muhtar Niyazi sana kızımı vermek onurdur beyim der.
--Nazlı güzel kız çeyizini hemen o arada toplar ve beyin atına biner düşerler evin yoluna.
Beyin hanımı kapıyı açar. Karşısında daha yaşı 18’lerde bir kız ve beyi durmakta. Anlamıştır üstüne kuma gelmiştir bey. Ama hiçbir zaman sesini çıkarmaz, hürmette kusur etmez beyine de kumasınada.
Yeni eşden beyin üç çocuğu olmuştur.Tam bir bey hanımı gibi yaşar evde, her isteği anında gerçekleşmektedir. Bir zaman gelir ki köyden göç etmek zorunda kalırlar şehre.
Ama kalabalık bir aşirettir beyin aşireti.Çoğu köyde kalmıştır bırakmamıştır topraklarını. Beye şehir hayatı değişik gelmiştir. İlk kez elektrik görmüşlerdi.O ana kadar gaz lambaları lüksdü onlar için.Zamanla şehre alışmış uyum sağlamışlardı.
Bir ikindi vakti ezan saati yaklaştığında acı haber geldi köyden.Beyin genç eşinin erkek kardeşi, tarlaya giderken traktörü devrilmiş ve altında kalarak orada ölmüştür.
Apar topar köye giderler.Yas halindedir aşiret.Genç eş çok üzülmüştür. Kendini toparlayamaz ve rahatsızlaşır birden bire. Ne bir şey yer nede konuşur. Canlı ölüye dönmüştür.Bey apar topar alır en yakın ilçedeki hastane görürüz nazlı eşini.Ama geç kalınmıştır.Yapacak bir şey kalmamıştır.Son anlarını yaşamaktadır nazlı gelin.Yanındaki beyine dönerek:
---Beni kucağına al der. Son birkez gökyüzüne bakmak istiyorum.O bey ki kaşlarından gözü gözükmeyen gözyaşlarına hakim olamaz.Kucağına alır ve gökyüzünü seyreder nazlı eşiyle.
Eşi kollarında son nefesini verdiğinde geride en küçüğü emzikli üç çocuk bırakmıştır.
İlk eş öz evlatlarından ayırmaz hatta sevgini bu evlatlara verir. Ne de olsa emanettir kumadan bu evlatlar.Nasıl olur bilinmez gögüsleri sütle dolar ufak çocuğa süt annelik etmeye başlamıştır.Artık üvey olan bu evlatların en küçüğü sütünden içmiştir.Ondan bir parçadır artık. Çocuklar büyüdüğünde hepsi bir yerlere dağılır.En küçük kız evlenip yurt dışına çıkmıştır.Üç dünya güzeli evlat dünyaya getirdi ama bir türlü mutlu değildi. Eşi çocukları da mutlu edemiyordu. Beyde geçen sene vefat etmişti. Şimdi o küçük kız hem öksüz hem yetimdi.Beyin büyük eşi hala kol kanat germekteydi ama anne sevgisini tatmamıştı asıl nazlı annesinden.Görmediği annesi hala arada rüyalarına gelmekte okşayıp sevmekteydi hala büyümeyen küçük kızını…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.