- 1040 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sevgilim, İstanbul
Sevgilim İstanbul’du. Sevdiğim İstanbul. Ayrılınca ağladığım İstanbul.
Benimle hüzünlenip gözyaşlarını akıtan, kana kana gönlünü bana açan İstanbul. Sen yokken kepenklerini açan dükkan sahipleri zevk vermiyor bana. Şakalaşamıyorum bakkal amcalarımla... Vapur sefalarının eski tadı yok, sen yoksun. Oratköy sahilinde caz konserleri uçurmuyor kırlangıçlarımı semaya. Yediğim kumpirde bile birşeyler eksik. Ne kadar ketçap koyarsam koyayım hoşuma gitmiyor artık. Uzattığım saçlarımın arasında kimsenin elleri dolanmıyor, koklamıyor içine çeke çeke beni.
İstanbul...
Sen anlarsın derdimi, beni.
Kimbilir kaç kişi bıraktı sevgisini senin kan sularına. Kaç kişinin bedenini okşadı rüzgarların. Dilsiz dar sokakların nelere şahit oldu yıllarca. Kaçamak bakışlar, gizli gülüşmeler, buluşmalar, öpüşmeler...
Utanan ruhlar.
Bende senin gibi dilsiz kaldım İstanbul. Adın dillere destan, güzelliğin... Ama seni kurtarana hasretsin bugün. Belki gelebilse açarsın kollarını sarılırsın sımsıkı. Ne olur gitme bir daha, ayrılmayalım ya da ben de geleyim seninle diye. Ama sen İstanbul’sun.
Gidemezsin ki!!!
Benim ne destan olmuş adım ne de güzelliğim var İstanbul. Sadece senin kadar büyük, senin kadar yüce, senin gibi eşsiz sevgim var.
Birde senin gibi yağmur bakışlarım...