- 751 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Neden mi Anadolu Türklerin
“öyle değerli bir toprak ki Anadolu, bu zamana kadar hiçbir ulus bu kadar uzun zaman üzerinde yaşayamamış! Yaklaşık yetmiş ulusa ev sahipliği yapmış! Hititler, Frigler, Lidyalılar, İyonlar, Urartular (MÖ 2.bin-MÖ.600 yılları arasında)Persler (M.Ö 543–333) İskender İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu, Bizanslılar (395–1071) Osmanlı imparatorluğu (Türkler) (1071-...) sadece en bilinenleri; kurulan küçük kavimlerin gerçek sayısı çok daha fazla. Bilinen tek gerçek ise sadece adaletli insanları üzerinde barındırdığı…”
Dört mevsimi tam keyfiyle yaşayabildiğiniz, sayısız nimetleri yetiştirebildiğiniz; hani bir anlamda toprağa ne ekseniz, sevgiyle beraber güzelleşeceği ender yerlerden biridir Anadolu! Dünyanın beşiği olmayı her zaman hak etmiş. İlk medreseler, hanlar, kaleler, mimari eserler hep bu topraklarda inşa edilmiş. Sayısız bilim adamıyla dünyanın çözümü olmuş: “Matematikte Tales ve Pisagor, Tarihte Heredot, Tıpta Hipokrat, Felsefede Diojen, Mevlana…“ Osmanlının yetiştirdiği dâhileri sayamıyorum, sığmaz buraya! Çünkü Allah bu toprakları cesur yürekli, vefalı, halden anlayan insanlarla donatmış. Burada olup da güzel düşünmemek elde mi, insanlara yardım etmemek, haksızlığa karşı asi olmamak elde mi-değil tabiî ki de!
Bu toprakların hakkı fazlasıyla var üzerimizde. Çünkü gerçekleri ayna değil kara toprak gösterir. Çok değil bir metre kazmanız yeterli bu toprakları, görmek istediğiniz buysa eğer! Hani gerçekten bilmek istiyorsanız her şeyi, elinizi-kalbinize götürün ve sorun kendinize, “neden Anadolu bu kadar önemli yaşantımda” diye, sorun bir kerecik! Dert varsa-dermanında bulunduğu çok ender bir topraktır Anadolu!
Peygamberimizin İstanbul ile ilgili şu hadisini hem düşünürüm:” Muhammed b. Ebî Seybe, Zeyd b. el-Hubâb’dan, o da Velid b. Mugire el-Meâfirî’den işitmiş. Velid b. Mugîre Abdullah b. Bisr el-Has’amî’den o da babasından işittiğine göre Nebi (a.s.) söyle buyurmuştur:
“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan onu fetheden ordu ne güzel ordudur.” Acaba neden İstanbul, neden Anadolu bu kadar önemliydi! Birçok dine ev sahipliği yapmış bu toprakların asıl derdi neydi? Kimi bekliyordu! Hangi dine bağlı ulusun diline mazhar olacaktı! Bir gizli düğüm ki bunu ancak iyi insanlar açabilirdi ve öyle de oldu sanırım, şükürler olsun!
Bu dünyadan bize kar kalan çok şey var, en çok atalarımızdan, Anadolu topraklarından kalan… Ama biz bilemediğimiz bir umutsuzluk, karamsarlık hallerindeyiz. Mustafa kemal Atatürk hasta yatağından gelecek nesillerin aydınlanmaları için yazdığı ders kitaplarından eser yok şimdilerde. Bir de üstüne, kendi tarihimizi unutmaya çalışıyoruz! Bizler neyi hak ediyoruz acaba? Korkarım bu topraklar bizi de istemeyebilir! Yüzyıllardır yapılan güzellikleri unutarak yaşamanın bedeli bu olmamalı! Bu topraklara layık birey olarak yaşayabilmenin türlü mutluluklarını tatmak varken, içimizdeki bu vefasızlığın daha ne kadar esiri olacağız!
Unutmayalım gerçekleri kara toprak gösterir. Üzerinde yaşarken yaptıklarımızın hesabını altında vereceğiz. Kaldı ki bu toprakların üzerinde yapılan güzelliklere yenilerini eklemek varken, atalarımıza dua edip-şükretmek varken; hani daha çok çalışıp milli sermayelerle üretmenin mutluluğu tatmak varken-neden çaresiz olalım ki?
Biz Türkler bu Anadolu toprağının şimdiye kadar reddetmediği tek ulusuz! Çünkü dünyanın en güzel insanı olan Hz. Muhammed (s.a.s.) hadisine inanıp-savaşan tek ulusuz! değerini bilmeliyiz bu vatan toprağının, sahi haksız mıyım?
EMRE ONBEY
YORUMLAR
Hiç de haksız değilsiniz Sn. Emre Onbey ve çok güzel tesbitlerde bulunmuşsunuz....ama şu varki bizler malesef
gelecek nesile yeteri kadar tarihimizi, ve bu toprakların ne kadar zor şartlar altında savaşarak sahip çıkıldığını anlatmakda yetersisiz...Bunu milletçe kendimize görev edinmedikçe, birşeyler yapmak için çabalamadıca bu yara hep kanayacak ve çocuklarımız tarihindeki zenginliklerden habersiz, başka sevdalarda kendini kaybedecekler....
söz çok uzadı kusura bakmayın...
Kalemminizi kutluyor, hiç susmamasını diliyorum....saygılar
İtiraz ettiğiniz şeylere itiraz etmemek ve tespit ettiğiniz doğrulara katılmamak mümkün mü? Din, Dil, Tarih, Kültür, Bilim ve Sanatın geçmişi yatıyor bu topraklarda. O mayayı atanlar atmışlar zamanında ve çok da güzel tutturmuşlar. Okuyan,okutan,soran,sorgulayan,araştıran samimi yürekler, uyanık ve aydın insanlar sayesinde de sağlam köklerine tutunarak dalları ile semaları kucaklamak kalıyor geriye...
Düşündüren kaleminize sağlık...