KUŞ YUVASI
Güneşli bir ilkbahar günüydü.Kardeşim Adil’le Büyükçayır! gitmek için evden çıktık.Ev-
den üç yüz dört yüz metre uzaklaşmıştık.
-Meeee! Meeee! diye bir ses duyduk.Baktık kardeşimin kuzusu Kıvırcık geliyor.Biz önde
Kıvırcık arkamızda çiçek ve ağaçlarla kaplı yollardan geçerek Büyükçayır’a gittik.
Bağımızın çevresindeki ağaçlar renk renk çiçekler açmıştı.Annemin özenle diktiği
biber,domates,patlıcan,salatalık fideleri iyice büyümüştü.Geçen yıl kardeşimle birlikte
diktiğimiz erik ve kiraz ağacı fidanları da renk renk çiçeklere bürünmüşlerdi. Kırmızı,beyaz ve sarı güller ise bağımıza ayrı bir güzellik katmıştı.Gül,lale,menekşe,karanfil,gelincik
kokuları birbirine karışıyordu.
Kardeşimle birlikte bağımızın her tarafını gezdik.Sebze fidelerinin etrafındaki otları
yolduk.Demet demet mavili,kırmızılı,morrlu çiçekler topladık.Kardeşim,meyve ağaçlarının
dallarındaki kuşları görünce çok sevindi ve kendi yazdığı aşağıdaki şiiri okudu:
Gelin ağaç dikelim,
Çevremiz ağaç olsun.
Çıplak kırlar,tepeler
Yemyeşil orman olsun.
Bak şu bahçe ne güzel,
Mis gibi de kokuyor.
Ağacın dallarında,
Renk renk kuşlar ötüyor.
Kardeşim şiirini çok güzel okuduğu için kutladım.Daha sonra taze otlar ve yapraklar topla-
yıp Kıvırcık’ yedirdik.Koştuk,eğlendik.Ağaç dallarından tuturak sallandık.Dinlenmek için bir
ağaç kütüğünün üstüne oturduk.Ekmek,zeytin,peynir ve soğanla karnımızı doyurduk.
Kardeşim,ekmek kırıntılarını kuşlar ve karıncalar yesin diye bir çalının üstüne döktü.Kar-
deşim çalının yanındayken bir kuş geldi.Çalının üstünde telaşlı telaşlı ötmeğe başladı.Ağaç-
tan ağaca,daldan dala durmadan uçtu.
Kardeşim Adil:
-Abla,baksana ne kadar güzel kuş!Şunu tutup da bir sevsek ne iyi olur değil mi ?dedi.
-Adil,herhalde bu anne kuş.Zavallı kuşun buralarda yuvası vardır.Belkide yavruları var-
dır.Yuvasını bazacağız,yavrularını öldüreceğiz diye korkuyor,dedim.Kardeşim:
-Daha iyi abla!Yavruları tutar severiz.Sonra evimize götürür kafeste besleriz.Büyüyünce
bize alışırlar,dedi.Kardeşime dedim ki:
-Annemiz bizi doğurduktan sonra bizi sütleriyle besleyip büyütmeseydi ölürdük.Bu yavru
kuşları da anne kuşun büyütmesi gerekir. Haydi buradan gidelim.
Kütüğün üstünden kalktık.Giderken renk renk çiçeklerin arasındaki bir çalı demetinin
içinde kuşun yuvasını göedük.Yuvanın yanına gittik.Yuvada üç yavru kuş vardı.Bir yavru kuş da yere düşmüştü.Zavallıcık uçamıyordu.Onu elimize alıp sevip okşadık.Minik gagasın-
dan öptük.Sonra da yuvasına koyduk.Yere düşen yavru kuşu yuvasına koyarken diğer
yavru kuşlar yiyecek vereceğimizi sanarak ağızlarını açtılar.
Kardeşim Adilk:
-Ablacığım,vah vah,yazık çok acıkmışlar! Acaba ne yerler?Ekmek versek yiyebilirler mi?dedi.
O arada anne kuş,başımızın üstünde uçtu.Gagasında taşıdığı böceği yuvanın üstüne
bıraktı.Yavru kuşun biri böçeği havada iken kapıp yuttu.Yavru kuşların böcek yediğini
anladık.Kardeşimle,büyük,küçük böcekler bulup getirdik.Yavru kuşların ağızlarına verdik.
İştahla yediler.
Anne kuş,yine geldi.Telaşlı telaşlı yine başımızın üstünde uçmaya başladı.Bir daldan
öteki dala kondu."Cİik cik ciik ciikk öttü".Kardeşime:
-Haydi gidelim Adil!Anne kuş,yavrularına zarar vereceğimizi zannederek üzülüyor.Üzün-
tüsünü öterek belli ediyor.Gidelimde korkusu geçsin,dedim.
Oradan ayrıldık.Anne kuş hemen yuvaya gitti.Yavru kuşlar ağızlarını açıp annelerine
taraf gagalarını uzattılar.Anne kuş getirdiklerini sırayla yavrularına bir güzel yedirdi.
Müfit AKSAKAL