- 1860 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DİZİ NİNNİ HİPNOTİZMASI
DİZİ HİPNOTİZMASI:
Globalleşen dünyada bilimsel ve teknolojik ilerlemeler devam ederken; iletişim sektörüde bunun payını almaktadır.Türkiye gibi gelişmeye açık ülkelerde,yapay gündem oluşturarak,bürokratik misyon yüklenen bazı medya grupları halkın zamanını; kadın proğramları,dizi yayınları,yarışma proğramları ile çalmaktadır.
Türkiyede televizyonculuk yaptığını sanan sözde kendilerini ünlü olduklarını ilan eden şahsiyetler kadın proğramları sunarak,kişileri sorgulayacak ve yargılayacak kadar ileri gitmişlerdir.Bu tür kadın proğramlarına konuk ettikleri halk trajedilerini,nonoş ve hasta medyum bozuntularını ve eline mikrofon alarak karga sesleriyle ben sanatçıyım diyen ses şarlatanlarıyla tüketici toplumun boş zamanını doldurmaya çalışmaktadır.Bu tür proğramları sunan kadın ve kadın ruhlu erkeklerin amacı sadece kendi egolarını tatmin ve ekonomik kazanç sağlamaktan başka hiçbirşey değildir.Bilinçsiz ve hiçbirşeydeyden haberi olmayan halkın içinde yaşamış olduğu ailesel yada çevresel ilişki bozukluklarını kendilerine gündem ederek sundukları proğramlarının alt kısmına sanki çok önemliymiş gibi altyazılarla geçirmeleride bu bozuk ahlakın yansımasıdır.Üstelik hergün o kanaldan bu kanala transfer edilerek,uzman veya prof olma kisvesi altında halkı bilinçlendirme paranoyasına kapılan kişilerden güç alarak ahkam kesenlerde cabası.
UYUTULAN RUHLAR:
Yeni dünya düzeni adı verilen küreselleşme hızla ilerleme gösterirken,beraberinde sosyal,kültürel ve ekonomik sorunların oluşumuna da katkı sağlıyor.Küreselleşme olgusunu başlatan ülkeler ekonomik ilerlemelerinin yanında bilgi ve teknik üreterek enformasyonel gelişimlerini sağlarken küreselleşmeye ayak uydurmaya çalışan ülkeler ise, küreselleşen dünya modelinin kıyısı ve köşesindeki artıkları toplayarak sözde bilgi toplumu olma yolunda taklitçi zihniyetle faraziler kuruyor.Toplumu oluşturan bireysel yapılanmanın,küreselleşen toplum modelinin açık pazara sunduğu entegrasyon bileşkelerinden pay alıp,küreselleşme yolunda bende varım anlayışının temelinde ütopik kurgulama metodolojisi yatıyor.Küreselleşmeye çalışan ülkeler,kendi coğrafyasındaki milliyetçilik edalarına sarılarak ekonomik,sosyal,siyasal ve hukuksal boşluklarını,küreselleşen dünya modeline ayak uydurmakla kaldıracağını sanması kendi kendini kandırma paradoksundan başka hiçbir etki oluşturmuyor.
Metafiziğin kendi disiplini içerisindeki aksiyonlarla küreselleşmeye çalışan ülkenin sosyal ve kültürel yapılarını ele alması kaçınılmaz kılıyor.Ülke halkının ruhsal yönden dejenere edilerek nasıl uyutulduğunu ve uyutulmayı hangi kurumların veya kişilerin sağladığını açıklamakla metafizik kendini yükümlü buluyor.Küreselleşmeye çalışan ulusların en güçlü bürokrasi ağını oluşturan Medya bu uyutma seanslarını programlarıyla nasıl gerçekleştirdiklerini deşifre etmek en azından ruh sağlığı üzerinde insanları bilinçlendirmek adına katkı sağlayacağı inancındayız.
1.Medyanın misyonunu açıklamadan, halka sunduğu toplum etiğine aykırı ve eğitimsiz şarkıcı ve mankenlerin sunduğu programlar insan ruh sağlığının temel yapısını bozuyor. Bilinçsiz olarak etkilenen ruh,depresyon ve bunalım kompleksleri yaşıyor.
2.Medyada müzik kanallarında,birkaç sözü bir araya getirerek müzik yaptığını sanan ve kendilerine sanatçı denilmesini isteyen şahsiyetlerin oluşturduğu müzik saçmalıkları artık insan ruhu üzerinde bıkkınlık oluşturacak kadar basitleşmeye yüz tuttuğu görülüyor.Müzik ruhun gıdası olmaktan çıkıp,insanı bir halden başka bir hale sokan ikilemler meydana getiriyor.
3.Medyada bazı müzik patronlarının anlaşmalı olarak bazı yeteneksiz ve eğitimsiz kişilerin fiziksel yönünden yararlanıp,karga seslerine demo vererek insan karşısına sunması,şarkıcılığın ekonomik kaygıdan başka bir şey olmadığı anlamına geliyor.Bu tür olgularla genç kızların gelişme aşamasındaki ruh yapısı bozuk,düzensiz bir sistemin içerisine girmesine neden oluyor.
4.Konser veren şarkıcıların aşk ve sevgi gibi ruh fonksiyonunu harekete geçirici kavramlarla müzik yapması ve bu müzikten etkilenen daha çok 10-25 yaş arası kız çocuklarının duygusallığa sürükleyip,konserlerde bağırmaları,çığlıklar atmaları kültürel gelişmelerin psikolojik yansımasının aksaklığını ortaya çıkarıyor.
5.Medyada haber kanalların veya haber saatlerinde çok önemliymiş gibi magazinsel şahsiyetleri aktarmaları,bunları gören magazin insanlarının kendilerini saygın ve çok önemli hissetmelerini sağlıyor.Bu pozisyonlarını gören birçok şarkıcı,oyuncu ve manken kişilikler siyaset programlarına kadar çıkabiliyor.Hatta bazılara siyasete soyunuyor ve bu ülke halkını uyutuyor.Psiko-sosyal dengesini yitirilmesine neden olan bu tür gelişmeler,temelde siyasetle ilgilenen kişilerin küstürülmesine neden oluyor.
6.Estetikle,orasını burasını değiştiren veya nonoş diye isimlendirilen bozuk şahsiyetlerin medyada bazı programları sunması bu halkın kültürel yapısıyla nasıl oynandığının göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
7.Fiziksel güzelliklerinin olması yanında retorik,diksiyon ve filolojik eğitim olmayan, konuşması ve ses tonu bozuk insanların haber programları sunması,bu konuda eğitim alan insanları,bu işten soğutmaya itiyor.
8.Televizyonlarda yayınlanan dizilerin insan sosyal yaşamını ve ruh dengesini bozukluğunu da beraberinde getiriyor.Oyunculuğu olmayan kişilerin basit kurgusal diziler yapması ve bu dizilerin reklamlarla abartılarak insanlara sunulması bunun sonucunda da fazla hayal kuran ruhun gerçek yaşamdan uzaklaştığı görülüyor.Şarkıcı,manken kişiliklerin oyunculuk yaparak ben sanatçıyım deyimi sanatın bu ülkede kalkınmadığını gösteriyor.
8.Tartışma programlarında reyting sağlama amacıyla bazı kişilerin komplo teorisi,kıyamet senaryosu,kuranı kerim şifresi,kehanet yapma programları gibi kurgularla insanların sosyal yaşam döngüsünde çatışmalar oluşmasını sağlıyor.
9.Kadın programlarında genç veya yaşlı insanları evlendirme yanlışlıkları yapılmasının yanında yarışmalarla pop star,pop vs. arayışına ve yarışına sokuluyor.Bu tür programları yapanlar sadece kendi kişiliklerini ortaya çıkarmak için yapıyor.Yada pop starlık kavramının kökenini ve nerede doğduğunu araştırarak bu konuyu değerlendirmeleri gerekiyor.
10.Kadın programlarını sunan bazı kişilerin öznel yargılarını kullanarak,halkın kültürel ve sosyal dengesinin bozulmasına etken oluyor.Medyum,büyücü,cinci veya astrolojiyle uğraşan insanları programlara çıkartılarak insanların gelecek yönünde bazı uydurma ve kurnazca laflarla insanlar ruhsal yönden kandırılıyor.
11.Futbol abartısıyla insanlar uyutuluyor.Başarıda çığlıklar,başarısızlıkta ise çok aşırı yermelerle insanların ruhsal dengesiyle oynanıyor.
12.Televizyonlarda yayınlanan programlarda konuyla alakası olmayan kişiler katılması o konuda uzman olan insanları mesleklerinden soğutuyor.
İnsanların içinde bulunduğu ruhsal yapısının sebepleri uzmanlar tarafından tam olarak bilinmemesinin nedenleri arasında "uyutulma"yatıyor.Depresyon,panik atak,kişilik bozukluklarının temel nedenlerinden biridir.UYUTULMA....
METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ
Türkiyede yeni bir sektör daha doğdu anlayışıyla hareket eden medya,dizi sektörü ile istihdam sağlama paradoksuyla tüm televizyon kanallarında mafya,derin devlet,aşk,macera,sihir ve komedi gibi gerçek dünyadan insanı kopararak,hayal dünyasında kahramanlar yaratan bu tip dizler,sosyal yaşamın gerçek sorunlarını tüketici toplumun zihinlerinde yer açarak,tüketici toplumu grup telkin edici hipnotizmayla sömürmeye devam etmektedir.Yapacak birşeyi olmayan toplumları eve ve televizyona çekmek için çeşitli senaryolar kuran yapımcı şirketler dünyaca ünlü hipnotizmacılarıda gecerek,hazırcı toplumu ütopyacı anlayışla şişirmeye devam ediyor.
Son dönemlerde türk televizyonculuğuna batı kültürünün post-modern denilen yarışma proğramları girmeye başladı.Pop,top,hop,türkü,alaturka,dans,tiyatro vb gibi yarışma organizasyonları yapılarak,zaten bir arayışta olan insanları bir araya getirerek yetenek kisvesi altında sözde juri ler oluşturarak,bayramlarda kurbanlık koyun seçer gibi koltuklarında oturarak kendi şöhret maskelerini,topluma daha güzel sunmak için yarışmalar düzenlenmeye başlandı.Bu tür yarışmalarda amaç kendilerini juri gibi görenlerin, benim kurbanım daha güzel seninki daha kötü olma anlayışından başka hiçbirşey sağlamadı.Yada bu proğramlarda amaç bir yetenek ortaya çıkarmak değil,bu proğramları düzenleyenlerin ekonomik kazanç sağlama ve juri denilen kişilerin şöhretlerini sürdürme uğraşından başka birşey olmadığı görülmesidir.
Objektif ve açık olmayan televizyon haberciliği de birbirleriyle yarış içindedir.Her bir kanalın haber proğramı her haberi kendine göre yorumluyarak sanki ilahi yargıçlar gibi sorgulama ve yorumlama yapma uğraşındadır.Bilinçli ve uyumuyan halk zaten hangi haber kanalını açacağını bildiği gibi hangisinde bir yorum olduğunuda çok iyi bilecek seviyeye gelmiştir.Mağazin haberleriyle desteklenmiş bazı haber kanalları,bazı ünlü adı verdikleri kişilerin özel yaşamlarını konu alarak onların yaptıkları işlerden öte kiminle ne yaptıkları,kiminle olup olmadıklarını sorguluyarak bu tür haberler yapmaları o ünlü denilen şahsiyetlerinin aslında sanat ile değilde gündemde kalmak için kendilerini piyasaya sürme uğraşı içinde olduklarını hemen anlaşılmaktadır.Her şarkı söyleyen ben sanatçıyım diyorsa o zaman mutfakta buşlaşık yıkıyarak şarkı söyleyen her bayan ve evlerinde şarkı söyleyen her erkekte sanatçıdır.Sanat bu insanların ellerinde laşkalaşarak,yok olmuştur.
Türkiye gibi 70 milyon nufusu olan bir toplumda sadece 3 milyon gibi çok az gazete satılması,insanların okumaması değil,milletin sizi nasıl değerlendirdiği ve ne kadar önem verdiğiyle açıklanabilir sadece.Yada gazetelerinizi 250 kuruşa değil 100 kuruşa da satsanız bu değişmez olacaktır.
Bazı proğramlarda promasyon yapmak ve çıkardıkları kasetleri(albüm)
lütfen korsanlardan almayın diyen bazı şarkıcılar, halbuki şunu çok iyi biliyorlar ki!kasetleri satılmamaktadır.Bu sadece reklam söylevidir.Hazırcı ve tüketici toplumlar her zaman kolay yoldan ve ücret ödemeden bir şeye hakim olma zekasıyla doludur.
Türk halkı artık bilinçli hale gelerek bu tür zaman öldürücü ve grup hipnotörlüğüne son vermesini bilmelidir.Bu tür proğramlara gerekli cavabı yine halk kendi vermelidir.Bir şeyi yok etmenin ve değiştirmenin en güzel yolu bu tip televizyon saçmalıklarına kayıtsız kalmaktır.
METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ.