BİR TOKAT BİR HAYAT VE BİR İNSAN....
Değerli dostlarım;
Öncelikle burada olduğum ve yürek sesimi sizlerle paylaştığım için duyduğum onuru ve hazzı anlatarak başlamak istiyorum yazıma.Kalem ile tanışmam ve kalemi kağıtlar ile savaşa sokmam henüz altı yaşındayken başladı bende.Okula gittiğimde okuyor ve yazabiliyordum.Öğretmenim benimle gurur duyardı ama asla duyduğu bu gururu ne bana ne de sınıfa hissettirirdi.Nasıl ki bir bahçıvan yetiştirdiği her güle ayrı ayrı özen gösterir,suyunu budamasını yapar ya işte aynen öyle idi Süleyman hocam.Ben dersi dinlemezdim çünkü bildiğim şeyleri dinlemek beni sıkardı.Herkes defterine "ali topu tut "yazarken ben defterin arka yüzünü çevirip şiir yazardım.
Öğretmenim yaklaşırken de defteri mahsustan yere düşürür sonra da geri alırdım görmesin diye.Direk defteri ters çevirip sayfayı açsam illaki görürdü ve bana kızardı eminim.Ama bir gün,işte o gün....Yani beni buralara kadar taşıyan o gün...
Yine öğretmenimiz tahtaya bir cümle yazmış ve kırmızı tebeşirle hecelere ayırırken ben de kendi yürek hecelerime dalmış,acaba böyle mi yazsam yoksa şöyle mi yazsam derken...yüzüme patlayan bir tokat ile sarsıldım.Bir süre kafamı yerden kaldıramadım.Yüzüm acımıştı evet ama yüreğim daha çok acımıştı.Hocam başıma dikilmiş yumruklarımı defterin üzerinden çekmeye uğraşırken ben de gözyaşlarıma düşmeyin sakın düşmeyin emirlerini vermekle meşguldüm.Bir yumruğumda kalem diğer yumruğumda gözyaşlarım öylece kalakaldım.Az bir zaman geçmişti aradan,hocam ver o defteri bana çabuk diye bağırdı.Çaresiz ellerimi çektim.Süleyman hocam defteri aldı masasına gitti ve okumaya başladı.Ben ise gözlerimin ucuyla onu seyrediyordum.Korkum geçmişti çünkü öğretmenimiz sol elini alnına koyup gözlerini bizden saklamak istercesine gizlenmişti.Diğer çocuklar ise dayak yeme korkusundan olacak ki tahtadaki cümleyi hecelere ayırmaya uğraşıyorlardı ara sırada bana bakıyorlardı.Adil uzaktan bana sırıtıyordu zaten her tenefüs sataşırdı.Cemile dudaklarını büzmüş,Ali ellerini ovuşturuyor,Berrin gözlüklerini siliyordu.Kısacası süpriz bir tokadın rüzgarı hepsinde ayrı ayrı esiyordu.
Derken zil çaldı,bütün çocuklar sessizce dışarıya çıkmaya başladılar.Bir tek ben kaldım sınıfta bir de Süleyman hocam.Yerimden kalktım yavaş adımlarla öğretmen masasına yaklaştım.Konuşmadan tek bir kelime bile etmeden öğretmenimin boşta kalan elini önce dudaklarıma sonra da alnıma götürdüm öptüm...Sonra da defterimi alıp koşarak dışarıya çıktım.Çünkü öğretmenim ağlamıştı.Ona yazdığım şiirin üzerinde damlaları görünce anlamıştım işte bu yüzden hemen kaçtım.Gözlerine ve o anki gözyaşlarına saygısızlık edemezdim.Bu gün hâla o defteri elime aldığımda buruk bir gülümseme kaplar yüzümü ve beni bu güne getiren Süleyman hocamın o tokadını hissederim yanağımda sevgiyle...
Sene sonu gelmişti karne alacaktık,hepimiz çok sevinçliydik.Hocamız içeri girdi elinde bir sürü paket ve karne ile.Hepimiz yerlerimize oturmuş heyacanla karnelerimizi bekliyorduk.Herkes sırayla öğretmenimizin elini öperek karne ile hediyesini alıp çıktı.Yine en son ben kalmıştım sınıfta bir de Süleyman öğretmenim..Gülerek beni yanına çağırdı hemen koştum.Bana ayrı bir poşetten güzel kalın bir defter ile dolma kalem çıkardı ve yanaklarımdan öperek bana verdi..Elini öpmek için eğildiğim de aniden elimi tutup avuçlarımı çevirdi ve sevgiyle öptü..Sakın pes etme,sakın yürek sesini haykırmaktan vazgeçme emi benim küçük meleğim dedi.
Karneme bakmadım bile...Süleyman hocam elimden tuttu ve beraberce sınıftan çıktık.Bahçede çocuklar aldıkları hediye hikaye kitaplarını birbirlerine gösteriyorlardı.Müdür beyin kısaaaaaaaaaa bir konuşmasından sonra herkes evine gitmek için dağılmaya başladılar.Yine en son ben kalmıştım okulun bahçesinde.Hademeler yerdeki pislikleri süpürürken bende hocamın bana hediye ettiği defteri aldım elime.Kalın kapağını açtım karnem duruyordu ilk sayfada yine bakmadan ikinci sayfaya geçtim.Süleyman hocam ikinci sayfaya karakalem bir el resmi çizmiş ve avucun tam ortasına o güzel el yazısıyla aynen şunları yazmıştı...
"""SANA ATTIĞIM TOKAT DEĞİL Dİ SADECE HAYATIN SANA ATACAĞI TOKATLARA HAZIRLIKLI OLMAN İÇİN BİR ÖĞRETMEN UYARISIYDI"""
Yine eylül ayı gelmişti.İkinci sınıfta olmanın heyecanı ile sınıfımıza girdik.Bütün herşey aynıydı sıralar, tahta,duvarlardaki atatürk resimleri herşey aynıydı.Ama değişen çok şey vardı.Süleyman hocam yoktu...Biz sömestre tatilindeyken o ebedi tatiline gitmiş ne yazıkki...Bütün çocuklar ağladı rahmetli olan hocamız için.Bir tek ben ağlamadım açtım defterimi aldım elime dolmakalemimi öğretmenimden kalan son hüznümü beyaz kağıtlara haykırdım.Süleyman hocamdan başka kimse duymadı beni..Hissettim...
Nur içinde yat hocam...Bana o gün o tokatı atmasaydın ben şimdi burada yazıyor olamayacaktım...
ecedemet....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.