- 770 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SOFULAR KÖYÜ
SOFULAR KÖYÜ
Mehmet Sancak
Şirin bir dağ köyüdür sofular köyü,yazları çok sıcak,kışları buzulları aratmaz, kışın dünya ile bağlantınız kesilir, köyden hiç bir yere kımıldayamassın.hikayemizin geçtiği köyde size yaşadığım gariplikleri aktaracağım.
- bundan otuz beş yıl evveldi daha ondört yaşındaydım abim o köyde öğretmenlik yapıyordu,çok özlemiştik,babam ısrarımıza dayanamadı hafta sonu gitmeğe karar verdik,cumartesi sabahı babamın arkadaşı jeep ini getirdi, o yıllarda taksi yoktu.yola çıktık amma aksilikler hemen başladı ,çarşak çayı ( SİNOP/ boyabat’ın bir köyü ) taşmış izin vermiyordu bir türlü karşıya geçemiyorduk, ya bir şeyler yapacaktık,yada suyun çekilmesini bekleyecektik. mecburen suyun çekilmesini bekledik,tam dört saat sonra su çekilmişti,sabah çıktığımız yolculuğumuz akşam ezanı ile birlikte nihayete ermişti.
Hoş beş,özlem gidermenin ardından hemen yattım tabiri caizse haşatım çıkmıştı.sabah,temiz havanın da etkisiyle çok zinde uyanmıştım, yorgunluktan eser kalmamıştı,kahvaltımızı yaptıktan sonra keyf çaylarımızı içerken köylüler hoş geldin için eve gelmeğe başladılar, AMAN...oda ne, gözlerime inanamıyorum,köyün kadınlarının üzerindeki elbiseler hep ters, ters giyinmişlerdi ,hepimiz çok şaşırdık,daha önce böyle bir şey görmemiştik.abim dediki,,köy dağ köyü , haftada üç gün sular akmaz ,gelirleri yok deterjan alamıyorlar,onbeş gün tersini onbeş gün düzünü giyerler ve atarlar,sadece ufak çamaşırları yıkarlar deyince, gerçekten garibimize gitmişti.
Köyün birde delisi var adı ---KIBIŞTA- idi , herkez onu öyle çağırırdı,görünüşte köyün en akıllı sı gibi duruyordu.akşam oldu babam,abim ,köylüler ve deli dedikleri akıllı da hep beraber sohbet ederken ,babam yarın sabah gideceğimizi, dairenin anahtarlarının kendinde olduğunu söylerken, deli havaya zıpladı...gidecekseniz şimdi gidin, yarın sabah gidemezsiniz,buraya ibik kar’ı yağar dediğinde hepimizi bir gülme tutmuş,deliyle alay etmeğe başlamışlardı,,ağustos ta karmı olur,,valla deli bu. delinin kim olduğu sabah belli oldu, resmen deli bizdik...diz boyu kar yağmıştı, bir yere gitmenin imkanı yoktu,mahsur kalmıştık,ertesigün ilçe jandarmasından yardım geldide,köyden ayrılabildik,bizim için farketmezdi amma babam olanca fırçayı yemişti,buradan ben şunu öğrendim, kimseyi görüntüsüyle yargılamamalı ,kimin ne olduğunu bilemiyorsun....saygılar.
Mehmet SANCAK
( Duyguların Şairi )
( Bu öykü tamamen mehmet sancağa aittir. )