Seni sevmeme izin ver
Bir tek "seni seviyorum"a verirdim her şeyimi. Bunu hiç düşünmeden söylüyorum. Eğer hak ediyorsan sevgimi... Hayır bak, şimdi ben de saçmaladım; hak etmek de ne demek? Aşk sınır tanır mı ki? Carmen romanında da ihtirasları uğruna cinayetten ve hırsızlıktan çekinmeyen çingene güzeli Carmen’e aşık olarak parlak istikbalini yakmaz mı genç subay?
Bir "seni seviyorum"a verecek kadar deliyim ben de kendimi. Özgürlüğümü de... Varımı yoğumu da... Benliğimi de...
"Aşk köpekliktir" diyordu birileri değil mi?
Ah! Köpeklikten çekindiğim yok da...
Uğruna geleceğimi ve neyim varsa yakacağım insanı bulmak... Bir çingene bile olsa... Ve ihtirasları uğruna cinayetten çekinmese... Ve önce beni öldürse...
Bütün bunlar koymaz bana da... Bugüne kadar hep yanlış duvarlara dayadım merdivenimi. Yanlış duvarları boyadım.
Ya da... Yanlış değildi, ama... Yıkılıveriyordu nedense... Ağır mı geliyordum ne?
Ben hep öyle sevdim zaten... Bir tek "seni seviyorum"a verdim her şeyimi. Ah, hayır! Çoğu zaman bu bile değildi... Bu bile çokdu bana. Daha henüz lisedeyken söylemiştim sevdiğim kız Hatıra’ya.
"Seni sevmeme izin ver, o yeter bana." demiştim.
Ve o izin vermişti kendisini sevmeme. Hepsi bu... Ne bir karşılık, ne de bir şey... "Seni seviyorum" mu? Güldürmeyin beni! Ne haddime? Arada bir sadece uzaktan gülümserdi, o da azıcık...
Azıcık gülümsemeye sattım ben gençliğimi. Yıllarımı verdim ve tüm lise boyunca o kızı sevdim.
Ve Hatrıra’dan hatıra kaldı bana: Sonraki yaşamımda hep aynı şeyi istedim sevdiklerimden:
"Seni sevmeme izin ver, o yeter bana."