Deniz - Aşk, Aşk - Deniz!!..
-Denize neden bu kadar düşmansın? Bunun denizle alakası olmayan bir şehirde yaşamanla bir alakası olabilir mi?
-Hayır hiç bir alakası yok.
-Peki neden bu kadar nefret ediyorsun denizden?
-Deniz kötüdür çünkü. Sinsidir birazcık.
-İlginç bir yaklaşım. Ama ben hâlâ cevabımı alamadım.
-Bak şimdi sen denize düştün diyelim. Ve dengesizlikle boğulmaya başladın. Birisi seni kurtarana kadar oradasın. Deniz seni öldürecek. Bir başkası da girdi denizin koynuna ve kurtardı seni. Daha sonra vazgeçer misin yüzmekten, denizden? Nefret eder misin?
-Hayır tabi ki! Neden nefret edeyim ki, tamamen benim hatam. Benim boğuluyor olmamda denizin bir suçu yok.
-İşte demek istediğim de bu. Deniz her zaman maşuktur küçük bey. Sizler de aşıklarsınız. Ne olursa olsun vazgeçemezsiniz denizden. Ölüm sebebin o olsa bile nefret edemezsin ondan. Eğer boğuluyorsan hata sendedir. Ama hata denizde olmandır. Onu koynuna aldığını sanır bazı insanlar. Denizi oyuncak yaparlar. Daha doğrusu yaptığını sanarlar. Alakası yok aslında. Dikkat et deniz severse seni yaşarsın. Sevdiremezsen kendini deniz yutar seni. Haindir deniz. Durgun halini sever herkes. Çarşaf gibi derler ya hani. En çok o zaman nefret ederim denizden. Kaç kişiye gel diyordur o zaman, kaptığı zaman birini daha yutacaktır. Halbuki coşsa deniz, belli etse kendini, dürüst olsa olmaz mı? Olmaz işte. İki yüzlüdür deniz. Anladın mı şimdi?
Sizler aşıksınız, deniz maşuk!
- Madem insanlar ya aşık olur ya maşuk, sen nesin peki?
-Ben aşka inanmam küçük bey. Aşk diye birşey yok benim lugatımda!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.