- 1033 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
SUSTUM....
Kocaman bir martı hızla süzülerek mavi sulara daldı. Tekrar çıktığında, ağzında bir balık vardı.
Doğanın ne muhteşem bir dengesi var. Her canlı, bir başka canlıyı yok ediyor. Her yok edenin, bir yok edicisi var.
Tavuklar telef edildiğinde; keneler ürediler. Durdurulamaz bir hızla. Ya da keneler hep aynı hızla ürüyorlardı ama tavuklar bunu anlamamızı engelliyorlardı?
Arılar görülmez oldular. Bir panik sardı insanlığı: Bitkiler üreyemeyecekler. Çiçeklerler döllenemeyecekler, başka bir çiçeğin polenleriyle. Bal, olmayacak, diye.
Bir arının et kesişini izledin mi hiç? Muhteşem bir manzaradır. Öyle sabırla ve öyle azimle çalışır ki; aklınız durur. Urla evimin balkonunda, ne zaman mangalda et pişirsem, bu doğa harikası olayı izlerdim. Her seferinde daha artan bir hayranlıkla.
Hayat, aynı doğa gibi. Peki, bunu hiç düşündünüz mü? Çeşitli duygular veriyor bize. Sonra, o duyguları yok edecek; başka çeşitli duygularımız oluyor.
Umut, umutsuzluğu yok ediyor.
Yalan, güveni bitiriyor.
İhanet, sadakati siliyor.
Acı. Ya acı’ya ne oluyor? Derinliğine, şiddetine göre değişiyor.
Hafifse acı; konuşabiliyor.
Derinse; dilsizleşiyor.
Aynı Seneca’nın dediği gibi; “Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir. “
Eser Akpınar
İzmir
25.04.2010
YORUMLAR
Oysa herkes arıları vejetaryen bilir, çilek, çiçek vs daldan dala konarmış sanırdık. Sizin gibi ben de şahit olmuştum bir seferinde bir arının et oburluğuna, şaşırmıştım da.
Hayatın doğa gibi olması gayet doğal zira doğa da hayatın olmazsa olmaz bir parçası, çoğu yerde kendisi. Güçlünün borusunun öttüğü, zayıfların yok olduğu bir tiyatora. Dediğiniz gibi insan müdahale etmediği sürece çark dengeli bir şekilde dönüyor. Müdahil olduğunda ya çok hızlı dönüyor, ya da tekliyor.
Bir yerlerde okumuştum çok evvelden bu volkan patlamalarının ozon tabakasındaki deliği yamadığı yazıyordu. Deme ki doğa da nefsi müdafaa hakkını kullanıyor. İlahi tecelli
Ne kadar insansı bir hareket değil mi. İnsandaki her volkanik patlama da aslında bir nefsi müdafaa değil midir?
Saygılar, selamlar
Umut, umutsuzluğu yok ediyor.
Yalan, güveni bitiriyor.
İhanet, sadakati siliyor.
Acı. Ya acı’ya ne oluyor? Derinliğine, şiddetine göre değişiyor.
Hafifse acı; konuşabiliyor.
Derinse; dilsizleşiyor.
ne diyeyim bu sözlerin üstüne
benim felsefem pes etmemek.kimsenin beni üzmesine izin vermemek.
dün bitti,
yarın ,bakacaz
eh o zaman bu günü yaşıyalım derim:)))
sevgilerimle.ve lütfen susma arkadaşım
Eser Akpınar
Sevgilerimle..Teşekkür ederim Nazan...
"Umut, umutsuzluğu yok ediyor.
Yalan, güveni bitiriyor.
İhanet, sadakati siliyor."
YÜREĞİNİZE SAĞLIK...
Eser Akpınar
Değer kattınız...Saygılarımla
evet efendim aynen öyle,
hafifi konuşuluyor
derini ise gittikçe derine
derinine dalıyor insanın...
tebrikler.
gözlerimiz aradı sizi Ankara da
eser hanım.
her dem saygımla.
Eser Akpınar
Çok teşekkür ediyorum...Saygılarım sonsuz, her zaman...
Kurgu ve anlatım mükemmel.. tebrik ediyorum...
"Acı. Ya acı’ya ne oluyor? Derinliğine, şiddetine göre değişiyor.
Hafifse acı; konuşabiliyor.
Derinse; dilsizleşiyor. " Sadece şu kısım üzerine bile saatlerce konuşulur.. Sayfalarca yazılır... Ama bu kadar güzel ve net bir sadelikle anlatılmış olması çok hoşuma gitti...
Yüreğinize sağlık....
Eser Akpınar
Değer kattınız...Saygılarımla...
harika bir yazı ,Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir..alkışlıyorum yürekten sizi.berçe
Eser Akpınar
Muhteşemdi yine Eser Hanım ben bu sözü daha önce duymamıştım ne kadar da doğru... Söylenecek bir söz bırakmıyor nutku tutuluyor insanın... Tebrikler harika bir yazıydı. Kutluyorum. Sevgi ve saygılarımla...
Eser Akpınar
Aynı Seneca’nın dediği gibi; “Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir. “
şu dip notlarınız yokmu,harıkasınız Eser hanım....sevgimle....
Eser Akpınar
teşekkürlerim ve sevgilerimle...