- 867 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KEHANET
Dışarıdan bakıldığında kemiklerin görünüyor, ey insan! Dudaklarını uçuklattın Plath’ın, yuvaya dön. Kötü kalpli siyonistin ağzında salyalar -ki onlar, dua niyetine okunmuş. Okyanus derinliğinde hatıra değer ne varsa karaya vurmuş. Pis kokular ortalıkta ve rüzgar. Saklanın ölümlüler! İğne yapraklı ağaçlara özenen şu çirkef bozkır bile gerçeğin ta kendisi. Soluk bir surattan çıkarılmayı bekler sanrılar.
Uğultuların içinde yaşayan melek, meleğim.. Sesimden ürktü mü çocuklar? -Öyleyse beni dinleyin!
Yerin renginden çoğalttım şu bulut kostümlerimi.Toparlandı akşam, geceye indim. Kurbanlık hayvanlar dergahı ve unutulmuş küheylan atkısı kadar belirgindi ay. Sardım boynuma, oy! Sürelerden süre beğendi milat. Nefesi koktu kılavuzumun. "Griye hüküm sürmeliydi Tevrat" diye söylendi mavi ve ey yeşil! Gök benim, yer senin. Diaspora cemiyetlerinde kelle başına iki yüz papel sınırlarım. Annem yetim yurdu. Baş tacı ilahlar fıtratlarına düşkünlükleriyle bile övünmeyi beceremiyorlar. Gidişatım oldukça bozuldu. Ne mızrak tutabiliyor elim, ne de bir bayrak. İri göğüslü kutup şövalyeleri için kazıtılan mezarlar kafamda yer değiştiriyor, oy! Yankılar, yankılar, yankılar.. Bana doğruyu söyleyin!
YORUMLAR
çok güzel. sanki orta çağda bir şehrin ortasına kurulan tiyatrolarda oynanan bir oyun gibiydi.. hamletvari konuşmalar. bir iç hesaplaşması..
kaleminizi yazı anlamında,-ki sadece bunu okudum ama :) - yazdığım masallardakine benzer buldum ve tarzımda,çok yakın geldi..
bence yazı yazmaya da devam etmelisiniz.