SİYAH SAÇLARINA
“Kapılar arkasında kalan bir aşk, yetim
Ve hiç dinmeyecek sana olan hasretim…”
Bilmiyorum, bu satırları sana yazmaya hakkım var mı ya da seni özlemeye?
Beni duyuyor musun? Onu da bilmiyorum.
Sadece sana yazıyorum, dinle:
Ne kadar çok isterdim bilir misin yine gözlerinde yitmeyi, sana son kez “ Seni seviyorum “ demeyi?
Bir bilsen.
Ama sen yoksun ve ben yalnızım her doğan günde.
Her sabah gözlerine uyanıyor gözlerim.
Her geçen bulutta biraz daha yürüyorum sana.
Ayaklarımın altından kayıyor yollar, hep sana çıkıyor.
Sana yazamadığım şiirleri okuyorum sensiz günlerime.
Takvim yaprakları biriktiriyor, her geçen günün üstüne seni yazıyorum.
Hatıraların rahat bırakmıyor gecelerde, senin sessizliğin giriyor yatağıma, sen oluyor geceler, simsiyah saçlarınla, kokun siniyor ruhuma.
Zor sorular soruyor hayat bana sensiz.
İlerledikçe zaman vurgunlar artıyor yüreğimin en derinlerinde.
Yaralarım dikiş tutmaz oldu sen gideli.
Üstelik tuz da fayda etmiyor.
Bu oyuna en başından başlasak diyorum, en başından, olmaz mı?
Sen de mızıkçılık yapıp gitmesen erkenden,
Bırakmasan beni bu kadar cellât arasında…
***
Şimdi, beni düğümlediğin ve öylece bırakıp gittiğin yerdeyim…
Gel de çöz beni…