- 1498 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
VATAN İÇİN YAŞAMAK
Bu makaleyi okuyan tüm dostlarımı Türk Tarihi içerisinde gezintiye çıkmayı davet ediyorum.
Türk Silahlı Kuvvetleri, ilk kara ordusunun teşkil edilmesi ile yani, 2212 yıl önce M.Ö. 209 yılında Büyük Hun İmparatoru Mete Han tarafından kurulmuştur. 2212 yıllık Türk Harp Tarihi incelendiğinde vatan uğruna canlarını seve seve veren kahramanları görürüz.
Vatan Türk’ün yaşama gayesidir. Türk için vatan kuru toprak, toprak ise herhangi bir meta değildir. Türk Tarihi vatan ve toprağın kutsallığına ilişkin destanlarla doludur. En güzel şiirler vatan için yazılmıştır. İşte destanlaşan tarihten birkaç örnek;
"Hunlar zor durumda kalmışlar ve Çinlilerden barış istemişlerdi. Çinliler barış için Mete Han’ın sevdiği atı istedi hemen verdi, Ama Çinliler bununla da yetinmedi, Mete Han kendisine ait nesi var nesi yok ise hepsini verdi. Sonra Çinliler sınırda küçük bir arazi istediler, bu arazi hiç bir işe yaramayan kurak ve kumlu bir topraktı. Mete Han buna çok sinirlendi ve şöyle dedi: Benden ne istedinse verdim çünkü onlar benim malımdı. Fakat bu toprak benim değil milletimindir. O toprağı korumak için savaşır canımı veririm."
Siyonizmin kurucusu Thedor Herlz, 19 Mayıs 1901 tarihinde Sultan Abdülhamit ile yaptığı bir görüşmede, "Avrupa Borsasını elinde tutan Yahudilerin Osmanlı borçlarının tamamını ödemesi karşılığında Filistin topraklarının onlara verilmesini" içeren gizli bir teklifte bulundu. Bu teklif Abdülhamit tarafından, "Vatanın bir karış toprağı bile satılık değildir." cevabı ile geri çevrildi ve Duhuliye Nizamnameleri ile Yahudilere toprak satışı yasaklandı. Filistin Osmanlı Devleti’nin elinden çıktıktan sonra, yerli ahali paranın cazibesine kapılıp toraklarını satınca, o topraklarda İsrail Devleti kuruldu.
Günümüzde ise durum tarihimizden farklı değildir. Herkes takip edilen yol ne olursa olsun hedefe ulaşırken Allah! Allah! nidaları savurur, tıpkı savaşta ya da çatışmada şehit olacağını anlayan askerlerin düşmanın üzerine gittiği gibi.
Kınalı Ali’yi tahmin ederim ki herkes bilir, askere kına yakmak vatana kurban olması anlamına gelir. Ailesi evladını kutsal ocağa yolcu ederken vatana kurban olması için yolluyor. Şu anda bu yazıyı okuyan her değerli dostum şöyle düşünüyordur; şimdi çağırsınlar vatan için ölmeye, asker ocağına gitmeye hazırım.
Ben bu işin içinde olan ve askeri kucağında şehit olan bir insan olarak şöyle düşünüyor ve dostlarıma şu şekilde sesleniyorum. "Vatanı sevmek, vatana hizmet etmek sadece elinde silah ile dağda bulunan hainleri arayıp yok etmek değildir, sivil hayatınızda işinizi çok iyi yapıyor, tüm vatandaşlık görevlerinizi yerinize getiriyor iseniz sizler de vatanınıza hizmet ediyorsunuz demektir."
Ancak vatanını seven insanlar, bu vatan uğruna canlarını verdikçe ortalık vatan hainlerine kalıyor. Nasıl mı? Cevabı basit, gündemi biraz takip etmek bu sorunun cevabını fazlasıyla veriyor.
O zaman siz değerli gönül dostlarıma soruyorum, BU VATAN İÇİN ÖLMEK Mİ LAZIM YOKSA YAŞAMAK MI? Benim cevabım şudur, BU VATAN İÇİN ÖLMEMEK, YAŞAMAK LAZIM. Ya sizin cevabınız?
Tuncay ÇOLAK
Hakkari-2010
YORUMLAR
Herkesin aşkı başka başkadır. Çoğu insan basiti seçip bir kadına aşık olur. Ama vatan aşkı öyle midir ya ;vatana bir kez aşık oldunuz mu tüm kadınların aşkından da büyüktür o duygu. Yazınızda o duyguyu gördüm. Elleriniz dert, yüreğiniz hasret görmesin.Güne de cuk oturdu...