SON HAMLE

• 21 Nisan 2010 Çarşamba 14:27:16

Son hamle, derin dünya devletinin, gizli planlarını uygulamaya koyup, ellerinden gelen her şeyi yaptıkları zaman ve yaklaşmak da olan deccalin ayak sesleri, Filistin halkı kunalı kuzular gibi, tek tek namluların hedefi ve birer birer yokedilen bir halkın dramı, bütün bu olanlara rağmen, uyanmamak da ısrarcı tavrını sürdüren İslâm Alemi. Siyonistlerin kanlı pençeleri sadece Filistine uzanmış değil “KÜFÜR TEK MİLLETTİR” Hadisi Şerifini ispat edercesine, bir taraftan çin, hindistan, diğer yandan rusya, avrupa ve amerika birleşik devletleri ile işbirliği yaparak, değişik coğrafyalardaki Müslüman halklara kan kusturmak da. Önceleri insanlar maymundan geldi, iddiasında bulunanların yaptıkları gibi, torunlarının da yaptıkları, maymundan geldiklerini iddia ettikleri insanları, yeryüzünden silmek, iddialarının kaynağı ise hahamları tarafından, eski mısır’ın pagan inancından etkilenerek, kaleme alının talmut ve değiştirilmiş muharref tevratta yatıyor, onları koyun keser gibi kes, doğra, nesillerini kurut, kadınlarını kirlet, çünkü bu sapkın inanca göre, yeryüzünde bir kendileri hakiki insan, kendilerinin dışındaki insanlar ise insan kılıklı hayvanlar ve bu inanca göre bu hayvanların katledilmesi onlara göre çok normal ve yine ayrıca ancak, bu insan kılıklı hayvanların yok edilmesiyle suretiyle, yeryüzünde milli ilahları yehovanın krallığı kurulabilir, bu ve buna benzer bir sürü saçma sapan iddia, lakin işin en garip yanı ise, bizlere göre saçma gelen bu sapkın görüşlerin, uğruna dünya da planlar yapılmak da şeytanın yolunda giden bu sapkın düşünce, yine şeytanın en büyük vesvesesi olan kendinin olmadığına inandırmak tezinden hareketle, kendileri de kurmuş oldukları çeşitli hümanist vakıflar ve benzeri kurumlarla insancıl bir maske ile planlarını uzuncu bir süre gizleme yoluna gittiler. Önceleri daha işin en başında; Endülüs’ün yıkılışı sonrası, Endülüsten miras kalan bilim doğrultusunda, yeni kıtalar keşfeden avrupalı vahşiler aracılığı ile, hileli ticaret anlayışları sayesinde yerleştikleri yeni kıtada, insanoğlunun yeni dünyada kurduğu medeniyetleri ortadan kaldırılıp, o medeniyetlerin kurucusu olan; inka, aztek ve maya ırklarının nerdeyse yeryüzünden silinmiş bir hale getirilmelerinin baş mimarları ve fikir verenleri olan bu zihniyet, zamanla güçlerini içten içe artırarak, asrımızın başında artık güçlerinin doruğuna ulaşmış ve bu zaman diliminde, gerek doğu gerekse batı olmak üzere, dünyaya çeşitli akımların yayılmasını sağlamışlardır, asırlardır süre gelen bir birikim sayesinde, büyüde ilerlemiş hahamlarının şeytanla yaptıkları transtla, yeryüzüne şeytanın doğurduğu idoolojileri yayarak kominizm ve faşizmi ve nice izimleri, insanlığın başına musallat ettiler, dünyayı ele geçirmenin kısa bir provası uğruna bu iki idooloji; 20.yüzyıl insanlığının başına, geçmiş zamanlarda yaşanmayan büyük bir felaket getirdi. I. dünya savaşı sonrası önlerindeki en büyük engel olan; İslam Milletlerinin tek temsilcisi, asırlarca cihana adalet ve hoşgörü dağıtan Osmanlı Devletinin yıkımı ve bu yıkım sonrası, bir sürü karmaşanın yaşandığı büyük bir coğrafya ve bu coğrafyanın nerdeyse kalbi sayılacak kutsal topraklar, üç semavi dince de kutsal sayılan KUDÜS. Ve çok geçmeden avrupalı milletlerin, başta ingilterenin yardımı ile iki bin yıllık düşlerine kavuşmanın sevinci ve bu sevinç sayesinde geçirdikleri cinnet ve karmaşa, kaos ve son nokta, artık her şeyi açıktan yapmanın cesareti var üzerlerinde, bir sürü plan ve projeden sonra, bizzat kendilerinin gerçekleştirdikleri 11 Eylül saldırısı sonrası, ellerinde bulunan dev yayın organları aracılığı ile, parçalara ayrılmış ve her bir parçada derin yaralar ve ayrılıklar oluşmuş Müslüman Milletlerini hedef tahtasına koyma ve dünyanın tek devi, aynı zamanda da kendilerinin de biricik maşaları, başta amerika ile diğer batılı devletleriın yanısıra, putperest çin ve hindistanıda kışkırtarak sahte bir terör uydurması ile kıyamet savaşı, kendi deyimleri ile armegedon’nun bizzat uygulamaya geçirilmesi...
Dünyanın her yerinde Müslüman coğrafyası teker teker işgal edilmekte, insan hayatı o kadar ucuzladi ki, ekranlardan seyrettiğimiz katliam görüntüleri bizi zerre kadar etkilemez hale geldi, çok tehlikeli gelişmelere sahne dünya.
Hiçbir Peygamber yoktur ki ümmetini deccale karşı uyarmamış olsun, hiçbir peygamber yoktur ki, o melunun şerrinden Allah (C.C.)’a sığınmamış olsun. Perdeler nerdeyse kalktı gibi, daha ne beklenmede, ne uyandıracak bizi bu gaflet uykusundan daha ne. “ALLAH (C.C.) YOLUNDA ÖLDÜRÜLENLERE ÖLÜ DEMEYİN, DOĞRUSU ONLAR, DİRİDİRLER.” (bakara 154) Bu Ayeti Kerime ne anlatıyor bize, Ölümsüzlük önümüzde, hemde şereflerin en büğüyü sunulmak da bizlere. Kuranı Kerimde anlatılan Hz.İbrahim kıssası neler anlatıyor bize artık anlamamazlıktan gelemeyiz, vakit gittikçe daralmakta.

Gelecek kalplerimizdeki tohumlarda saklı, o tohumlar ki, her biri bir ışık busesi gibi aydınlatmaya gebe karanlıkların ufkunu, gelecek öte iklimlerin ülkelerinde kıyama kalkmış yiğitlerin omuzlarında, sapanlar var ellerinde, tankların karşılarında çocuklar var, adı için taşlar havalanmakda, adı için tankların üstüne, o taşlar ki siccil taşları gibi inmek de. Yiğitler var koca koca yiğitler dağlara omuzlarını vermiş yiğitler, birer birer ölüp birer birer dirilen yiğitler var dağların eteklerinde. Viraneye dönen şehirler de ağıtlar yakmada kadınlar, sağır kulaklar var, kör gözler, kırılacası eller var zalime alkış tutmak da, yürekler var hissiz vurdumduymaz kaskatı yürekler, taşları utandıracak yürekler var.
Gelecek yüreklerimizde taht kurmuş, yüreklerimiz kafeslerini parçalarcasına bilenmek de, saatler var vakti getiren saatler, saatler müjdelere dönmek de, çok yakınlardan gelen ayak sesleri var, o ayak seslerinin ardında adaletin temsilcileri var yanlarında teraziler var, zerre kadar hata yapmayan teraziler, kılıçlar var kıldan ince kılıçlar ellerinde, O geliyor, O geliyor; Kalkın ey kadınlar ve erkekler, kalkın ey bebeler ve piri faniler, kalkında gösterin o hayasızlara İSLÂM"ın İzzetini ;
Gelecek yüreklerimizden fırlamış da geliyor.