ÜZÜLME ÖĞRETMENİM
Güneşli bir gündü.Maliyeden emekli İzzet Efendi,Kuyumcu Hasan,çevrede yalancı olarak
tanınan Akrep Ali ve tanımadığım birkaç kişi parkta oturmuş söyleşi yapıyorlardı. Onlardan
birkaç masa uzaktaki akasya ağacının altındaki masada da oğlumun öğretmeni Barış Bey oturmuş kitap okuyordu.
Sonradan adının Sabri olduğunu öğrendiğim orta yaşlı bir adam Barış öğretmene taraf
sert sert bakarak masadakilere kaş göz işareti yapmaya başladı. Sonrada öğretmenin işi-
tebileceği bir ses tonuyla şunları söyledi:
-Şuna bak şuna!şu akasya ağacının altında oturan adama. Bir de öğretmen olacak.Aya-
ğındaki o ayakkabıyı,bacağındaki o pantolonu dilenciler bile giymez.Bu mu çucuklarımıza
örnek olacak? Yuh olsun böyle öğretmenlere be!...
İzzet Efendi:
-Ne o Sabri Efendi! Yine bir kuyruk acın var.Ne verdin de alamıyorsun bu öğretmenden
ki ileri geri konuşuyorsun? Bugün pazar,öğretmen istediği gibi giyinir.Sonra görmüyor mu-
sun öğretmenin üstü başı boya ve kireç. Anlasana bugün ek bir işte çalışıyor.Bir insanın
alnının teriyle çalışması ne zamandan beri ayıplanacak bir iş oldu? Herkesin senin gibi te-
fecilikten,dolandırıcılıktan,ihalelere fesat karıştırmaktan kazanmasını mı istiyorsun? Otur
oturduğun yerde.Açtırma kutuyu,söyletme kötüyü! Senin ne dolandırıcılıklar,ne üç kağıtçı-
lıklar yaparak bugünkü servetini edindiğini çok iyi biliyorum.Devlet bu öğretmene yetecek
kadar maaş verse boya bada gibi bu tür işleri neden yapsın?Bugün pazar,adam oturur evin-
de eşiyle,çocuklarıyla söyleşi yapar.Öğretmeni ve öğretmenlik mesleğini bu duruma düşürenler utansın!
-Ben senin söylediklerine asla katılmıyorum İzzet Efendi.Söylediklerimin de doğru olduğuna inanıyorum.Bana Arnavut Sabri derler.Söylediklerimden asla vazgeçmem. Tükür-
düğümü yalamam.Kafanı çalıştırıp sen de dolandırıcılık yapıp para kazansaydın?
- Bana bak Sabri bana bak! Sen boyundan,aklından ve zekandan büyük sözleri her zaman söylüyorsun. Gerçi öğretmenlere kızmanda birazda haklısın.Çünkü öğretmen sana dünyanın döndüğünü öğretti,ancak içinde dönen dolapları öğretmedi. Şunu da unutma,gayri
meşru kazandığın o servetin gün gelecek bir gün elinden alınacak. Akıl hocaların ve parti-
daşlarınla birlikte ceza evinde volta atarken benim söylediklerimin doğru olduğunu anlaya-
caksın. Lütfen sözlerine dikkat ederek konuş dedi İzzet Efendi.
Arnavut Sabri,İzzet Efendinin konuştuklarını hiç duymamış gibi öğretmenler ve öğretmenlik mesleği hakkındaki hakarete varan eleştirilerine devam etti.
Arnavut Sabrinin herkesin duyabileceği biçimde öğretmenler aleyhinde konuşması İzzet
Efendiyi iyice kızdırdı.Nasıl oldu anlayamadım.Ayağa kalkmakta zorlanan İzzet Efendi bie-
den ayağa fırladı. Sanki doksanlık İzzet Efendi gitmiş yerine otuz yaşında bir ordu komuta-
nıgelmişti.Elindeki bastonu sert sert yere vurarak dedi ki:
-Öğretmen toplumun aynasıdır.Öğretmeni ağlayan bir ulus gülemez.Öğretmen ,beyinleri aydınlatan bir güneştir.Eğitimine önem,öğretmenine değer vermeyen ülkeler kalkınamaz.
Öğretmenden korkmak,bilimden,gerçeklerden korkmaktır.Öğretmeni baskı altına alınan,basını susturulan bir ülkede hırsızlığın,rüşvetin,keyfi uygulamaların önüne geçilemez.
Cumhuriyetin her çağdaş yapıtında öğretmenin emeği ve alın teri vardır.Öğretmenler aley-
hine konuşanları kınıyorum,ayıplıyorum.Ben yurdumun tüm öğretmenlerini ve öğretmenlik
mesleğini seviyorum. Başöğretmen Atatürk de öğretmenleri çok severdi.Eğitmenlik yaptığım zaman yüce Atatürk’ün söylediği şu sözleri hiç unutamam. Hepinize söylüyorum.
Kulağınıza küpe olsun .Siz de unutmayın:
-"Ulusları kurtaranlar,yalnız ve ancak öğretmenlerdişr."Dünyanın her yerinde öğretmen-
ler insan topluluğunun en özverili ve saygı değer kişileridir."Öğretmenler!Cumhuriyet sizden
fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister."
Barış öğretmen, İzzet Efendinin konuştuklarından etkilenmiş olacak ki gözleri yaşlı yüzü
hüzünlü olarak masadan kalkıp gitti.İzzet Efendi Barış öğretmenin arkasından:
-Üzülme öğretmenim üzülme!Öğretmenlerin özverili çalışmalarını kerkes biliyor.Gün ge-
lecek her şey sizin düşündüğünüz ve istediğiniz gibi olacaktır dedi. Sonra da yüksek sesle
aşağıdaki şiiri okudu.
ÖĞRETMENİM
Bilgi pınarısın hiç durmadan akarsın.
Gönüllerde taht kurup çiçek gibi açarsın.
Ana gibi,baba gibi şevkat ile bakarsın.
Çok büyüksün öğretmenim,ellerinden öperim!
Bilgi kaynağısın her şeyi sen bilirsin.
Cehaleti yok edip yurda ışık verirsin.
Güneş gibi parlayıp,bir mum gibi erirsin.
Çok yücesin öğretmenim ellerinden öperim.!
Sevgi pınarısın güldür güldür akarsın.
Güleç ise yüzümüz,bülbülk olup şakarsın.
Asık ise yüzümüz üzgün üzgün bakarsın.
Çok büyüksün öğretmenim ellerinden öperim!
Çiftçi olup bin bir tohum ekersin.
Pilot olup gökyüzünde uçarsın.
Kaptan olup okyanuslar geçersin.
Çok yücesin öğretmenim,ellerinden öperim!
Mühendissin,mimarsın,her eserde harcın var.
Doktorun var,subayın var,işçin var.
Yedi kıt’a dört bir yanda adın var.
Çok büyüksün öğretmenim,ellerinden öperim!
Komutansın tabur tabur ordun var.
Jandarman var,yargıcın var,savcın var.
Arı mısın her çiçekten balın var?
Çok yücesin öğretmenim ellerinden öperim!
Türk gençliği duyarken ağzınızdan hürriyet.
Yirmi dokuz ekimde kuruldu cumhuriyet.
Emeğini unutmaz elbette ki bu millet.
Çok büyüksün öğretmenim,ellerinden öperim!
Umuyorum ilerde dertlerin de bitecek.
Türk gençliği sayende güzel günler görecek.
Gün gelecek her yerde anıtın dikilecek.
Her yirmi dört kasımda ellerin öpülecek.
Çok büyüksün öğretmenim,ellerinden öperim!
Müfit AKSAKAL
(Üzülme Öğretmenim,İstanbul 1993)
YORUMLAR
''...Öğretmen toplumun aynasıdır.Öğretmeni ağlayan bir ulus gülemez.Öğretmen ,beyinleri aydınlatan bir güneştir.Eğitimine önem,öğretmenine değer vermeyen ülkeler kalkınamaz.
Öğretmenden korkmak,bilimden,gerçeklerden korkmaktır.Öğretmeni baskı altına alınan,basını susturulan bir ülkede hırsızlığın,rüşvetin,keyfi uygulamaların önüne geçilemez...''
İşte okunması gereken ibret dolu bir yazı. Mükemmel mesaj..