- 921 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İSTANBUL’DAN.....(İSTANBUL'UN HAL EKLERİ..SON-3-
Elinde tahta bir bavulla gelmişti Musa İstanbul’a.Kısmen özgür sayılırdı gelirken .En azından canı çektiğinde cebinden çıkarıp cigarasını yakabiliyordu.Şimdi kelepçeleri bileklerini ağrıtıyor,canı sigara çekiyor içemiyordu.Tren bir yılan gibi tıslayarak yavaşça kavradı rayları.Haydarpaşa garı hıncahınç insan kaynıyordu.Çoğunluğunu askerlerin oluşturduğu bir kalabalıktı bu.İnsanlar trenlere biniyor garda kalanlar gidenlerin ardından mendil sallıyorlardı.Musa yanındaki askerlere baktı.Daha çocuktu bunlar.Memleketin gençlerini, memleketin başka gençleriyle korkutmuşlardı.Tanklarla tüfeklerle daha büyük görünüyorlardı ama neticede arkalarından ağlayan anaları, bacıları, yavukluları vardı onların da.Gardan aldığı köfte ekmeği paylaştı asker çocuk Musa’yla. ”Kim hangi safta olursa olsun aslında hepimiz biriz. “diye düşündü .
Yirmi seneden bahsetmişti babası .Yirmi sene yıldızların altında yürüyememek,güneşi bir avluya hapsetmek…Yirmi sene Neslihan’ın saçının teline dokunamamak..çocuklarının büyüyüşüne şahit olamamak…Annesin yaşlanmasını, Murat’ın düğününü görmek istiyordu.İstanbul’u görmek istiyordu bir kez daha.Vapurla boğazda gezmek,Eminönü’nde balık ekmek yemek,Sultanahmet’te namaz kılmak,Ayasofya’yı son kez gezmek, Üsküdar’da, Kadıköy’de ,Moda’da Arnavutköy’de, Tophane’de, Bebek’te, İstiklal Caddesi’nde yeniden dolaşmak istiyordu. Efsaneler şehriydi İstanbul .Efsanelerin insanlar gibi yaşayıp çoğaldığı şehir.Esaret işte burada başlıyordu.Ona ait olmayan her şeyi sevmekle.Bu bir insan,bir ideoloji yada bir şehir olsun.İnsan işte şimdi tutsaktı.Eğer seneler sonrasını görebilseydi beraber hapis yatacağı Yılmaz Güney’in filmlerinde, aslında seyrettiği şeyin bu şehir olduğunu nereden bilecekti.
“Hiçbir şey değil de senden ayrılmak koyacak bana İstanbul” oldu, sahip olamadığı nazenin şehir arkasından melul melul gözyaşlarını dökerken kaldırım taşlarına …
VE İSTANBUL…
Asiye çok aradı haber sordu Hasan’dan.İzini bulamadı bir türlü.Sanki görünmez olup kayboldu. İşine geri döndü.Yüzündeki yaralar iyileşti yüreğindeki acılarsa hiç dinmedi. Bir gece ölüsünü buldular tuvalette Hasan’ın.Kalp krizi dediler.Kimse karnındaki şiş izlerini sorgulamaya cesaret edemedi.
Necati katillikten beraat etti.Ağır tahrik bulundu ama siyasi suçtan yargılandı.Sular durulunca çıktı mapustan. Memleketinde belediye reisi seçildi dediler sonra.
Ve Musa…Altı sene damda yattı.Babasının yardımıyla memleket mapushanesinde, kendi deyimiyle “krallar gibi” bakıldı.Bir Neslihan,bir esaret bir de İstanbul oturdu içine.Afla salıverildikleri gece çocuklar gibi şendi bütün mapushane…
YORUMLAR
Ve bir degil birkac hayatin bitisiydi istanbuL rüzgarinda, basladigi yerden kimini kopardi
bittigi yerden baslatti kiminide..
Nasildi yazgi, nasildi hayat..
Burnumun diregi sizladi yasananlar karsisinda, nar misali korlaniyorum tütsülenen ruhum gecemde es oluyor her defasinda bana.
Kalemini okumak deger sevgili yürek, degersin okunmaya vesselam.
Sevgimle..
Fani olmasada Baki dedik degil mi?
öyle de kalsin.