APOLİTİK ÇOCUK OLARAK YETİŞMEK
Seksenlerin sonundan doksanların başına doğru çocuk olmak…
Yani iki farklı kuşak arasına sıkışmış bir nesil olarak yetişmek…
Siyasi hareketliliğin en yüksek seviyede olduğu bir dönemin sonuna doğru hayata gözlerini açmak,
“Siyaset” sözcüğünün ağızlara bile alınmak istenmediği bir dönemde büyümeye çalışmak…
“Politika” denildiği zaman saf saf bakılan bir ergenlik geçirmek,
Politika kavramını geç öğrenmenin üzüntüsüyle ilk gençlik dönemine adım atmak…
Ailesinde dönemin siyasi olaylarına karışmış en az bir fert olması ve bu yüzden tüm ailenin sütten ağzının yanıp yoğurdu üfleyerek yemeye çalışması…
Aile içindeki sohbetlerde kullanılan kelimelerin özenle seçilmesi ve sadece havadan sudan konuşulması…
Bazı yazar ve şairlerin kitaplarının evde sıkı sıkı saklanması ya da evden uzaklaştırılması…
Her şarkıcının şarkısını dinlememek, kasetini almamak, eğer evde kaseti varsa onu özenle saklamak…
Aile dışı sohbet ve görüşmelerde politik davranmak, rengini belli etmemek…
Korkmak ve korkan bireyler yetiştirmek,
Yani apolitik çocuk yetiştirmek…
Evet, yanlış duymadınız, apolitik çocuk yetiştirmek…
***
Hani soruyorsunuz ya bazen bu ülkenin gençleri nerede, neden sesleri çıkmıyor, neden siyasetten bu kadar uzaklar diye…
İşte bu yüzden…
Bu ülkenin şu anki gençleri seksenlerin sonunda, doksanların başında çocuktular ve her şeyden bihaber, korkak, tepkisiz yetiştirildiler…
Kendi çabalarıyla bir şeyler öğrenmeye, bir şeyler yapmaya çalıştılar;
Erken yoruldular, çabuk pes ettiler…
Şimdi gençlerin çoğu duyarsız, tepkisiz ve bencil diye kızmayın lütfen…
Onları sizler böyle yetiştirdiniz…
Sizler korktunuz, onların da korkmasını istediniz.
Çocuklarınız büyüdükleri zaman etliye sütlüye karışmazlarsa her şey çok güzel olacak zannettiniz; siyaseti hem kendi zihinlerinizden hem de çocuklarınızın zihinlerinden sildiniz.
Peki, şimdi ne oldu biliyor musunuz?
Ne olduğunu söylemeyeyim,
Korkarsınız…
Saygılar…
Pelin…
(01042010)