- 830 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ADINI SEN KOY
Şiir; Bir yürek hoplaması ve efkârın sevdalara demlendiği andır, bir öncüdür, şiir bir ayağa kalkış, haykırarak şahlanmaya davet ve kanat çırpmaktır. Şairin aklını bir kenara bırakıp öte iklimlerde gezinmesi, itaatle isyanın kardeşliği, bülbülün viran bağlarda nağmeler yakmasıdır şiir.
Bir tohumdur şiir, o narin haliyle, taşları bile deler ve gamzelerini güneşe doğru açar, bir gözyaşı yağmurudur ki yağdıkça tane tane, en çorak toprakları bile umuda, sevdaya, güzelliğe ve aşka yeşertir.
Şairlik ise dünyanın çilesini, hasretini, özlemini ve sevdasını çekmektir, ağır yüklerin altına girmektir. Şairin kaleminden dökülenlerle hissedilir, hissedilemeyenler ve onun kalemiyle anlatılır anlatılamayanlar ve anlaşılır anlatılanlar. Aklı olmaz şairin, bir divânedir ve aşka vurgundur, yükünün ağırlığından bitap düşmüş, pasaklı bir dilencidir, bazen bir çocuktur, bazen bir Ferhat, bazen de Kerem yada Mecnun hiç farketmez adı yoktur, sen onu yanında sansanda, o gezinmektedir öte iklimlerde, "şairim" demekse öyle herkezin haddi değildir, sırat da kör ve topal koşmaktır şairlik.
Aşk; O’nu kelimeler anlatamaz ve aciz kalır. Öte iklimlerde yaşanır aşk ve kalple hissedilir ve ancak kalple tadılır lezzeti, acı olsa da zevk verir o tat damaklara, sarhoş misali geçirir kendinden ve bir Mecnun eyler aşk insanı. Kısacası Sevgilinin Cemalinin yansıması karşısında kişinin sarhaoluk halidir.
Ateş; kalbi temizler, parçalara ayrılan demiri bir araya getirdiği gibi, ham yürekleri yakarak, evire çevire pişirir ve kendine getirir, birleştirir de ayrı gönülleri bir gönül eyler. Kendine geldikçe o yürekler, arınır kötü duygulardan ve kirlerden ve dahi dünyaya bir başka bakar o kalbi taşıyanlar, umuda bir başka bakar, sevdaya bir başka bakar.... Ve artık her şey güzelliğe ve tutkuya ve özleme ve aşka ve güle ve Leylaya dairdir.
Ölüm; Kavuşmaktır, hakiki anlamda hissedilen yaşamın ilk adımı, gerçekle, yalanın ayrışması, kapıların ardına kadar açılması, adaletin kilidi ve insan acziyetinin bitişidir ölüm. Sır perdelerinin kalkışı, sırların ifşas, gerçeğin ta kendisidir. Güneşin hiç batmayışı, güllerin hiç solmayışı, yüreklerin kıpır kıpır kanatlanması, kanatlanıp da sonsuza uçmasıdır. Rüyadan uyanmak, uyanıp da gönül yurduna bilenmektir, ölümün kefenlenip toprağa verilmesi, ölümsüzlük yoludur ölüm. Gurbetten sılaya dönüş gibi, sılaya bir bilettir ve sılada SEVGİLİ’ye kavuşmaktır. Gelişi güzel, alışı güzel, gidişi güzeldir. Cennetin kapısıdır ölüm, daha söze ne hacet! herkez memnun ki halinden, bin şu kadar yıllık dünyanın sonunda, dönen yok ölümün ardından.
Mahşer; Maskelerin bir bir düştüğü, kalplerde saklı kalan nefretin, kinin ve intikamın sökülerek çıkarıldığı, aktörlerin rolünü kaybettiği, perdelerin bir bir kapanıp, yeni bir perdenin açıldığı yerdir Mahşer. Dünya hayatında haksızlık edenlerin, haksızlığa uğrayanların, korku ve seviçle kaynaştığı, itaatle isyanın ayrıştığı yerdir Mahşer. Yapılanların, her ne varsa zerreden kürreye tartıldığı, terazilerin ince ayar kıldan ince, kılınçtan keskin terazilerin, adalet dağıttığı, vücudun bütün azalarının konuştuğu, yüreklerde saklı kalanın açığa çıkarıldığı, yüzlerin kararıp aydınlandığı, sonsuzluk menzilinin durağı, ölümün kefenlendiği, Mecnunun Leylasını aradığı yerdir Mahşer.
Cennet ve Cehennem, layığı olanın son durağı, son mekânıdır. Dengesizliklerin dengelendiği, ümit ile korku arasında gidip gelen ve kafeslerini parçalarcasına atan yüreklerin hasatlandığı, hasatların toplandığı yerlerdir.
"Merhum Babamın dediği gibi (Cehennemi yedi, sekiz cenneti kime ihsan eder lütfi himmeti. Sağ yanda kurtulmuş İslâm Ümmeti, Nasıl haşr olacak sol baka baka)"
Cennet ile Cehennem kapılarını açmış da ardına kadar, misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak için sabırsızlanmaktalar ve heyecanlanmaktalar.
Ve "SEVGİLİ"; O’na anlatmaya gücüm yok, sustum kaldım. Anlayan anlamıştır ve oda susmuştur.
YORUMLAR
o gün şefi ül uzma muhammet mustafa ,sağ yanında veziri ali ,erenler olsun inşallah
sevgili'yi anlatmak ve ona kavuşmayı ummak çok büyük ruhların işi dadaş
yazın anlamlı
ama bize düşen kendi boyutumuzda karınca kararınca
selamlar dost
faruk tabak tarafından 4/21/2010 3:25:57 PM zamanında düzenlenmiştir.