- 808 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
B İ R D Ü Ş ! ! !
B İ R D Ü Ş ! ! !
Sıkıldım yine, hem de çoook sıkıldım. Sanki, soluk alamıyorum. Almak ta istemiyorum. Dün, son noktayı koymayı düşündüm, çeşitli biçimlerde. Sonra, şimdi değil. Şimdi içinde bulunduğum durumda, normal karşılanır. Hem burası son nokta olmamalı. Çok güzel bir zafer anında, dudaklarımda gülümseyiş çiçekleriyle konmalı son nokta dedim. O son nokta, kıpkırmızı-darmadağınık, katmer katmer çiçeklerle olmalı. Bakalım, zaman ne gösterecek?
Çok yorulduğum, sıkıldığım, üzüldüğüm zamanlarda, bir düş kurarım ben. Yine, amansızca acıtıldığım için, o düşü kuruyorum.
Denizin en derin yerinde, yumuşacık kumlara uzanmak. Başımı bir mercana yaslamak. Suyun yumuşacık sarılışlarını, tüm varlığımda duyumsamak. Bir süre, su altı dünyasının o, muhteşem görüntülerini izlemek ve uyumak. Yorgunluğum, bıkkınlığım geçinceye dek, yüzyıllarca da olsa uyumak istiyorum. Hiç kimse, hiçbir şey, bana ulaşamasa, dokunmasa. Sessizce ve istediğimce gizlensem, denizin koynunda. Hiç ağırlığın olmayacak. Tüy gibi hafif, özgür. Kısıtlılık yok hareketlerinde, istediğin her şeyi yapabilirsin. Ama ben, o en derin yerde, sığınağımda, sadece dinlenmek, uzak kalmak yaşam savaşımından. Yani, insanların anlamsız, gereksiz davranışlarından. Birbirlerini harcama, yaralama ve güç gösterisi uğraşlarından.
Bazen kaçış gerekiyor. Ruh ve beden sağlığın için. Ve ben, bu düşü kurduğum zaman, hissedebiliyorum. Genellikle, gece yatağımda düşlüyorum. Denizin ılık sularını, gerçekten hissedebiliyorum. Hafifliyorum, rahatlıyorum. Gülümsüyorum mutlulukla.
Önümdeki savaşımları aşmış olarak uyanmayı diliyorum. Aslında, bizim ciğerlerimiz su altında yaşamak için yeterliymiş. Yetersiz olan, suyun içindeki oksijenmiş. Bu nedenle, büyük balıklar da, suyun yüzeyine çıkarak, nefes alıyorlarmış. Beden kütleleri büyük olunca, onlara da yetmiyor suyun içindeki oksijen.
Bedenimi değiştirme yeteneğim olsa, kaçıp giderdim deniz annemin kucağındaki, en kuytu yere. Aslında, şimdi de gizlidir, beynimizin bir yerinde, şu değiştirme işi ve neler-neler. Koyu bir sis içinde her şey. İşte o yüzden, yanlış anlamalar.
Bir düşün içinde, yitip gitmek istiyorum, bir süre. Ben hep düşler kurdum, yaşadığımca. Hemen hemen tümü gerçek oldu. Yoksa, düş olan ben miyim? Heey neden olmasın? Birisi uyanacak ya da sıkılacak o düşten. Ve ben de yitip gideceğim. Düş içinde, bir düş oldu şimdi bu. Olsun, ne çıkar?
Nilgün ACAR 17. 04. 2010 ALANYA-EVİM.
YORUMLAR
kaçabildiğimiz, en kendimizdir düşler.sabırla işler, suya inmiş ceylan kadar tekinsiz bekleriz.einstein, gerçeğe giden giden en güzel yoldur demiş.beynini bizden daha fazla kullanan adam bunu diyosa vardır bi bildiği.))düşle kalın...
Nilgün ACAR
Düş içinde düş güzeldi. Bazen kaçmak isteriz ama sizin kaçış yeriniz deniz olması orijinal ama güzel bir düş.. Beğenerek okudum güzeldi anlatımınız saygı ve selamlarımla..