bu sana son sözüm
Hasretin; hasretin aşmıştı rüzgarları da sen bilmedin hiçbir zaman.
Candan bir sızısın şimdi içimde; kalpten bir yara. Annem kadar sevdim seni, babam kadar saydım ama; “gidişi acıtır”, deseler inanmazdım. Bilemezdim böylesine yürek burkabileceğini.
Bir gelin gibi bekledim de seni geri gelen olmadı. Dönmedin benli sılaya. Gidemediğim yollar, yaşayamadığım yıllara aldırmaksızın baktım ufuk çizgisine. Beyaz gelinliği atıp da üstümden çekip gidemedim. Biliyordum çünkü gelecektin bir gün ve geldiğinde beni en muhteşem halimle görmeli; bir kez daha aşık olmalıydın bana. Gelmedin. Ve yarım kaldı bir hayat dolusu hayat.
Sen bir bardak demli çay gibiydin biliyor musun? Şimdi nasıl yani diyorsun biliyorum. Demli çay gibi; demir bağlarını koparan, yavaş yavaş zehir etkisi gösteren, oksidan bir şeydin. Beni kanımda antikor kalmayana dek çökerttin. Sonra; sonra bir elim tutmaz, kulağım duymaz, bir köşesi yüreğimin, çarpmaz oldu. Yani baştan başa yarım kaldım yokluğunda. Eksiltili bir cümle gibi yargısız, devrik bir cümle gibi bölük pörçük…
Sızılı bir şarkı gibi yalnız kaldı bedenim. Kemanım suskun, flütüm kırıktı. Sadece senin sesini duyabilmek adına dünyadaki bütün sesleri susturdum. Bir şarkı duyuldu uzaktan. Seni severdim diyordu. –dim… Evet ya aslında sei severdim. Önceydi ama bu. Görülen geçmiş zaman kadar önce. Şimdi bilinmez ne halde yüreğim. Sen gittin. Ben yarım kaldım. Kalmıştım.
Dirildim yeniden. Anka kuşu gibi küllerimden yeniden doğdum. Ben seni severken acıdım kendime. Kızdım, yenildim. Şimdi sana acıyorum. Bir aşkı yaşayamayacak kadar eksik, savaşamayacak kadar korkaktın çünkü. Ben seni bilmediğim bir uçurumun kenarında beklerken; senin yazık taraflarının farkına varamamışım meğer. Şimdi; bilmediğin yollarda sen beni bekleyeceksin. Ve ben derin bir huzurla sana gelmeyeceğim. Yine ve yeniden bir aşk yarım kalacak. Yarının yarım yanları, yırtık bir kumaş gibi yamalı kalacak belki de. Ama sen yine korkak, yine eksik kalacaksın…
Yalnızlık yarım kalmış bir yazı gibi. Bitmek bilmez hiçbir zaman. Bir çiçekle bir böcek bile olsa yine yalnız insan. Benim tüm dünyada ailem var diyebilmek adına; sevenlerin sevilen kadar sevmeye yürekleri olmalı. Sevebilmek için, sevilebilmek adına; seviyorum sevmeyi sevmek kadar….
fmü
YORUMLAR
Yazının girişinde özlem,aşk,hasret;gelişme bölümünde isyan,kızgınlık ve öfke;sonuç bölümünde ise güçlü ve dik bir duruş var.Yazım diliniz çok iyiydi.Verilen mesaj da bir o kadar net.Herkes aşkı yaşayamaz maalesef.Aşk çok zor bir duygu.Onu yaşamakta yürek ister.Bazı insanların yüreği o kadar güçlü değildir.Sahip çıkamaz aşk.Kaldıramaz.
Önemli olansa aşk acısına rağmen dik durmaktır.Bunu başarabilen her zaman aşk'ı hakeder.Nice güzel aşk'lara...
Öncelikle yazım ve anlatım konusunda Edebiyat Eseri nitelikli yazın için kutluyorum. Sürekliliği, akıcılığı, betimlemelerin, her şey duygularını daha ön plana çıkartmış. Olağanüstüydü bence... Canım nedense duygusal insanların karşısına bazen onu anlayacak yürekler çıkmaz. Ama önemli olan er veya geç olaylara gerçekçi tarafından bakabilmek. Bu anlamda satır aralarında bu gücü gördüm ben. Yani duygusallığın yanında mantığını da kullanabilmen büyük başarı.... Umarım güzel kalbin mutluluğu yakalasın.. Gönlünden geçen ne varsa olaylar o yönde gelişsin çünkü hakediyorsun güzelliği...
Kutluyorum, sevgilerimle...
Bir aşkı yaşayamayacak kadar eksik, savaşamayacak kadar korkaktın çünkü. Ben seni bilmediğim bir uçurumun kenarında beklerken; senin yazık taraflarının farkına varamamışım meğer. Şimdi; bilmediğin yollarda sen beni bekleyeceksin. Ve ben derin bir huzurla sana gelmeyeceğim. Yine ve yeniden bir aşk yarım kalacak. Yarının yarım yanları, yırtık bir kumaş gibi yamalı kalacak belki de. Ama sen yine korkak, yine eksik kalacaksın…