- 652 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ÇANKAYA’NIN ZOR AÇAN GÜLÜ
Herkesin bildiği gibi 22 Temmuz seçimlerinde AKP oyların çoğunluğunu alarak ikinci kez tek başına iktidara gelmiştir. Aldığı oy oranıyla rakip partileri geride bırakmış hatta açık ara farkla çiğnemiştir.Sizce AKP neden ve nasıl bu kadar oyu alabildi? Bana göre 3 nedeni var.birincisi sayın başbakan Erdoğan’ın iktidarda kaldığı süre boyunca halkla iç içe olması ,onların dertleriyle ilgilenmesi ve cuma namazlarını bile halkın arasına karışarak kılması onlardan biri olduğunu göstermiştir.Başkaları gibi sözde değil özde bir samimilik göstermiş ve bu seçimlerde de karşılığını görmüştür.İkincisi ise halkın, muhalefetin giderek bayağılaşan tavırlarına bir cevap olarak AKP’ yi oy yağmuruna tutmuş olmasıdır.Tabi ki AKP’ ye karşı yapılan suçlamaların hiç birinde tutarlılık ,gerçeklik payının olmayışı da göz ardı edilemeyecek bir etkendir.Diğer sebep ise Abdullah Gül’ ün cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin meclise girmeyip Gül’ ün ayağına bağ olmaya çalışmasıdır _ki bu halkı kızdırmıştır.Çünkü halk sayın Gül ‘ü basından tanıdığı kadarıyla dış işlerinde gayet başarılı,her şeye sevgiyle yaklaşan,sakin ve sempatik biri olduğunu görmüş ve benimsemiştir.Ama muhalefet ve bazı çıkarcı kesimler Gül hakkında işiyle ilgili olumsuz şeyler bulamadığı için eşi Hayrünnisa hanımın başörtüsünü dillerine dolamıştır.Halbuki siyaseti, bir kadını çıkarlarına alet etmeden yapmaları gerekirdi.Ama onlar için zafere gidecek olan her yol mübahtır.İşte halk onların izlediği bu politikayı beğenmeyerek Gül’ ün cumhurbaşkanı seçilebilmesi için AKP’ ye oy vermiştir.Burada çok önemli olan bir şeyi göz ardı etmemek gerekir.Toplumumuz Gül’ün adaylığını bile bile oylamaya katılmış ve her şeye rağmen oyunu iktidara vermiştir.Demek ki halk başörtülü bir cumhurbaşkanına razı gelmektedir.O zaman neden hala bunun tartışması yapılmaktadır .Meydanlarda başörtüsü problemini çözeceğiz diye bas bas bağıranlar bu gün Abdullah Gül’ü sırf bu yüzden istememektedir.Daha doğrusu bunu bahane ederek koltuk sevdasına düştüklerini gölgede bırakmaya çalışmaktadır.Bu üç sebep sayesinde AKP iktidara gelmiştir.Lakin muhalefet halktan sert bir tokat yemesine rağmen yaramaz çocuklar gibi uslu durmamaya devam etmektedir.Tavırlarını meclise girmeyerek devam ettirmekte ve halkın kararını apaçık inkar etmektedir.Sivil anayasada yapılan düzenlemelerde başörtüsü problemi hakkında da maddeler olduğu ve halka sunularak oylamanın yapılması istenildiği gündemdedir .Aslında en başında her şeyin son bulması için halk oylamasına gidilmeliydi.Eminim oylama sonucunda başörtüsü karşıtı olanların yüzleri kızaracaktı.Çünkü bizlerin arasında sadece samimilik aranmaktadır.Kimseyi dış görünüşüyle diliyle diniyle giyimiyle ilgili bir ayırıma tabi tutmamaktayız.Hepimiz birlik içinde ve tek yürek halindeyiz.Darısı parlementonun başına.
YORUMLAR
siyasete giren yazıların yazılmadığını düşünüyordum.
bu tarz konuların polemik çıkaracağı kanaatindeyim.
kimin doğru kimin yanlış olduğu ile ilgili vereceğimiz hükümlerin yalnızca oy pusulalarında işimize yaradığını düşünüyorum.
bunun dışında kişilerin yaptıklarıyla ilgili zahir ve batın arasındaki uyama dikkat etmeye gayret ediyorum.
zahire göre hüküm verenlerden olmadım.
saygıyla...
İktidar güçlerini kaybetmek istemeyen çok dar bir elit çevrenin ihtirasları yüzünden ülke son 6 ayını heba etti..
Ne yazık ki hala da halkı anlamamakta ısrarlılar...Kendilerini geliştirip toplum içinde ve yönetimde bir yerlere gelmeye çalışan kadınların önü şimdiye kadar herhalde başka hiç bir
ülkede böylesine kesilmemiştir...Evinde, köyünde kaldığında, sesi soluğu çıkmadığında görmezden gelen çevreler, eğitim almak , çalışmak, sosyal hayata katılmak , söz sahibi olmak istediklerinde adeta canavar kesildiler engelleme yolunda...Sınıf atlamak isteyen 2. sınıf insanları sindirmeye programlanmış 1.sınıf vatandaş psikolojisi içinde davrandılar aydınlanmak isteyen kadının karşısında..
Halkın büyük bir kesimi ise bu tutarsızlıkların elbette farkında idi ve gerektiğinde nasıl davranacağını ortaya koymasını bildi...Bu azim ve kararlılığı sürdürdüğünde ülkemiz için daha aydınlık günlerin yakınlarda olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım..
Bu anlamda son yılların önemli bir konusuna işaret eden güzel bir yazı olmuş, kutlarım...