- 1573 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Gizli Hazine-2
GİZLİ HAZİNE-2
dünden devam...
Belki de biraz sonra bitecekti tüm hayalleri ve özlemleri.
Garip bir isyan ve kabul edilmişlikle karşıladı adam bunu. Zaten yapacak başka bir şey de kalmamıştı…
Heyecandan kuruyan dudaklarından acı bir tebessüm yayıldı yüzüne… İçinde garip, anlatılmaz bir heyecan vardı.
Zihni bir anda geçmişe yelken açtı uçsuz bucaksız denizlerde…
…
Bir Akdeniz Eylül’ü…
Sıcak sayılabilecek akşamın son saatleriydi. Deniz hafif kıpırtılı, martılar yavaş yavaş uçuyordu yerlerine. Bulutların arkasına gizlenmiş ay göz kırpıyor, arada yakamozlar cevap veriyordu gülerek…
Gün ışımak için acele ediyordu sanki gecenin bitişini beklemeden.
Hareketli bir gecenin ardından güneş yüzünü gösterecek, denizin içinden yeniden merhaba diyecekti dünyaya…
Beyaz saçlı adamın bir gecesi daha sona erecekti az sonra… Bunca hengamenin, bunca koşturmacanın ardından bir gece daha bitecek; yeni bir gün ve taze umutlar yerini alacaktı. Güneşin ilk ışıklarıyla hayat denen sahnede…
Yeniden doğan güneş ve yeni bir gün, taze umutların başlangıcı değil miydi? Hep öyle söylenmiyor muydu?
Umut etmek varsa yarına, çekilen acılara değerdi.
…
Yaşam böyle bir şeydi işte. Evdeki hesap çarşıya uymuyor, bir anda her şey altüst oluveriyordu. Yapılan tüm planlar, programlar, hesap kitap, birden boşa çıkabiliyor; hayal kırıklığı yaratabiliyordu.
Şükretmeyi bilmek gerektiğini bir kez daha anladı beyaz saçlı adam.
…
Zor da olsa uyanmıştı uykudan. Gördüğü sadece kötü bir rüya idi. Hem de kötü bir rüya…
Yavaşça doğruldu yattığı yerden. Yastığı arkasına dayadı, yaslandı, derin bir nefes aldı. Başucundaki sehpada duran yarım bardak suya uzandı. Birkaç yudum içmeye çalıştı… Yutkundu… Zorla yutabilmişti suyu. Nefesini kontrol etmeye çalıştı.
Kalbi bir yere yetişecekmiş gibi hala hızla atıyor; gözlerinin önünden mezarlık, kazma, gri duman ve yaşamı saniyeler içinde geçip gidiyordu. Tekrar yokladı kendini. Yatağının içindeydi ve yaşıyordu. Elleriyle yüzüne dokundu, gözlerini ovuşturdu, saatine baktı…
Evet yaşıyordu…
Derin bir nefes daha aldı, sudan bir yudum içti. Gördüklerinin bir rüyadan ibaret olduğuna artık iyice emin olmuş ve alabildiğine rahatlamıştı. Çok sevindi.
Yaşadığı korkunç gecenin etkilerini bir an önce atmalıydı üzerinden.
…
Kayıp ya da gizli…
Hiçbir hazinenin peşinden koşmayacaktı bundan böyle. Elindeki hazineye sahip çıkacaktı sadece.
En büyük hazineye: “Sağlığına, sevdiklerine, çocuklarına, dostlarına ve insanlığa” sahip çıkacaktı .
Bunların en değerli hazineden daha değerli olduğunun nihayet farkına varmıştı beyaz saçlı adam.
Başkalarını kandırabilirdi belki insan.
Ya kendini?
İyi biliyordu. Ancak başkalarını kandırabilirdi. Kendini asla…
…
Kendine söz verdi. Elindeki hazineye sahip çıkacak, bilmediği hazinelerin peşinde koşmayacaktı bundan böyle.
Sağlığına daha çok dikkat edecek; sevdiklerine, çocuklarına, dost ve arkadaşlarına daha fazla vakit ayıracak, mümkün olduğunca kimseyi kırmayacak ve üzmeyecekti.
Çünkü zaman hızla akıp gidiyordu insanın elinden.
Ve bir değirmen gibi öğütüyordu durmadan…
Sözünü tekrarladı beyaz saçlı adam:
“En değerli hazineme hep sahip çıkacağım.”
Saygıyla selamlar.
Günay ÖZDEMİR
mayısaonaltıkaldı / merSİNop
YORUMLAR
Biz insanoğlu hep, karşımızdaki güllere uzanmak isterken, ayaklarımızın altında ezdiğimiz papatyaların farkına, güle uzanamadığımız zaman anlamıyor muyuz?. Oysa önce paptyaları ezmeden güle uzanmayı başardığımızda hayatın gerçekten yaşamaya değer olduğunu ve en büyük hazinemizin de sağlığımız ve insanca duygularımız olduğuun farkına varabiliyoruz değil mi?
Hikayenin iki bölümünü de okudum ve kendi payıma düşen dersleri de aldım Günay bey. Akıcı, sade ve ders veren bir hikaye idi okuduğum.
Saygılar yüreğinize
rüyamıymışşş,
iki bölümü aynı anda okudum
merakla sonuna kadar geldim bir çırpıda
kutlarım yazarı
güzeldi anlatım
saygılarımla
Günay ÖZDEMİR
Saygıyla selamlar Mersin'den.
Sayenizde; hazinelerimiz, gözlermizin önüne bir kez daha serildi...
Siz yazmakla kalmayın bizlerde okumakla... Bursa güneşli bir gün yaşıyor, yazınızla biraz daha aydınlandı bu gün...
Sevgiler dost yüreğinize...
Günay ÖZDEMİR
Çok teşekür ederim yorumunuz için.
Saygıyla selamlar Mersin'den.
Günay ÖZDEMİR
Çok güzel mesaj veren bir yazı, hepimiz, başta sağlık olmak üzere elimizdeki hazinelere sahip olalım,saygılarımla.
Günay ÖZDEMİR
En büyük hazineye: “Sağlığına, sevdiklerine, çocuklarına, dostlarına ve insanlığa” sahip çıkacaktı SEVGİLİ GÜNAYCIĞIM O İSTEDİĞİ HAZİNEYİ BULMUŞ.....DAHADA ARAMAZKİ......güzel insan güzel kalem....öyle hoş bir uslubun varki....içinde kaybolup gidiyorsun....puanım tamdır canım kardeşim saygılarım sevgilerim daimdir bilesin
Günay ÖZDEMİR
SAYGIDEĞER HEMŞERİM SİZİ YÜREKTEN KUTLARIM DERS VERİCİ BİR ÖYKÜ YAZDIĞINIZ İÇİN HERŞEY PARADAN PULDAN PIRLANTADAN İBARET DEĞİLDİR BUNLAR GEÇİCİ HAZİNELERDİ ÖLÜMSÜZ KALAN HAZİNELER AİLEMİZ DOSTLARIMIZ SAĞLIĞIMIZ BU ÜÇ KAVRAM BİZE ÖMRÜMÜZ BOYUNCA YETERLİDİR YAZINIZ TEK KELİMEYLE MUHTEŞEMDİ SİZİN ŞİİRLERİNİZİ YAZILARINIZI YAKINDAN TAKİP ETMEK BANA GURUR VERİYOR KUTLARIM HEMŞERİM SAĞOLASINIZ VAROLASINIZ BİZLERLE BÖYLE GÜZEL ANLAMLI PAYLAŞIMLARDA BULUNDUĞUNUZ İÇİN .KALEMİNİZ DAİM OLSUN.
SAYGIALRIMLA
BOZKA AİLESİNDEN ÖZDEMİR AİLESİNE SEVGİLERİMİZİ VE SELAMLARIMIZI GÖNDERİYORUZ
BİLECİK/SİNOP
Günay ÖZDEMİR
Saygıyla selamlar Bozka Ailesine.
Günay ÖZDEMİR
Günay ÖZDEMİR
Saygıyla selamlar.
ilahi Günay....Rüya müya ama anlıyana çookkk ders var. Hele o güzelim tasvirler, benzetmeler bayıldım doğrusu.. Gözlerinden öperim.
Günay ÖZDEMİR
Çok teşekkür ederim yorum ve ziyaret için.
Hürmetlerim sonsuz.
Kötü bir rüya olmasına sevindim. Ama bazı şeyler insana gerçekleri daha net göstermeye yol açıyor. Evet elimizdeki hazineye sahip çıkmalıyız. Mükemmel bir anlatımdı sizi kutluyorum. Saygı ve selamlarımla....