DÜNYADA ÖLÜM VAR!
“Lezzetleri acılaştıran ölümü sıkça hatırlayınız”
Hadis-i Şerif
İnsan en yakınını kaybedince ölümün soğuk yüzüyle apansız bir anda karşı karşıya geliveriyor. Ölümsüz bir nemrut gibi sımsıkı sarıldığımız hayatımızın istemesek de avuçlarımızdan kayıp gideceğinin farkına varıyoruz.
Tatlı bir uykuya varıp Azrail’in kucaklarında yeni bir alemde gözlerini açmak… Sanırım hiç düşünmediğimiz belki de düşünmek istemediğimiz bir gerçek. Evet, ölüm var ve bu gerçekle o bizi yakalamadan yüzleşmek zorundayız.
İnsan hep sonsuzluğu ister. Bunun için de yok olmayı(?) ya da ölümü hatırlamayı istemez. En azından görmezden gelerek ânı yaşamayı tercih eder.
Geçmişe baktığımızda ne kadar uzun yaşamış olursak olalım hiç yaşamamışız sanırız.
Gönül (ruh) yaşlanmaz, yaşlanan bedenimizdir. Hep eski günleri, çocukluğumuzu, gençliğimizi yeniden yaşamak isteriz. Ama artık hantallaşan, görevini layıkıyla yapamayan bir cesetle karşı karşıyayızdır.
Çok sevdiğim büyükbabamın çok hasta olduğunu duymam ve sonraki süreçte de ölüm haberini alıp yıkılmamla birlikte ölümün o çirkin yüzüyle bir kez daha karşılaştım. Evet hayatım boyunca bir dağ gibi dimdik karşımızda duran , dara düştüğümüzde ailece sırtımızı yasladığımız kocaman bir çınar daha aramızdan göçmüştü.
En çok içimi acıtan amcamın bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlamasıydı. Benim de içim kan ağlıyordu ama dışa vuramamıştım nedense..
Sevdiklerimizin güz mevsiminde sararan yaprakların bir bir dökülmesi gibi tek tek öbür dünyaya göçmesi ve gün geçtikçe yalnızlığın pençeleri arasında kalmak nasıl bir duygudur iyi anladım…
Her ne kadar kabullenmesi zor da olsa, ölüm meleği hiç beklemediğimiz bir anda karşımıza çıkacak ve emanetini bizden gerçek sahibine teslim etmek üzere alacak. Alacak ve bizi hiç beklemediğimiz bir anda günahlarımız ve sevaplarımızla baş başa bırakacak.
O zaman anlayacağız belki dünyada hiçbir şeyin –eş, dost, anne, baba, evlat, mal, mülk, para, şan şöhret- faydası olmayacağını; bizimle birlikte gelecek tek şeyin iyi amellerimiz ve güzel ahlakımızın olacağını… Belki bir de geride nasıl bir eser bıraktığımız… Ardımızdan ağlayanların çok olması ve yeri doldurulamayacak bir yitik olarak En Sevgili’ye kavuşma… Sanırım en güzel haslet bizim için bu olmalı…
Ben çok sevdiğim büyükbabamı kaybedince bunları hatırlamak durumunda kaldım. “Lezzetleri acılaştıran ölümü sıkça hatırlayınız.” diyor Kutlu Nebi. Apansız bir anda Azrail’le karşı karşıya gelmemek ve azıksız bir yolculuğa çıkmamak için ölüm gerçeğiyle zaman zaman yüzleşmek gerekiyor sanırım. Allah(cc) sevabı bol olan salih kullardan eylesin…
Ne mutlu o kişiye ki sevapları günahlarından çok olsun..
Ne mutlu o kişiye ki Efendimizin şefaatine nail olsun..
Allahtan başkasına boyun eğmeyene,
Ölümü gülerek karşılayana,
Ne mutlu!..
14 Nisan 2010 Çarşamba - Kumru
DÜNYADA ÖLÜM VAR! Yazısına Yorum Yap
"DÜNYADA ÖLÜM VAR!" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.