- 834 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Sen Hiç Öldün Mü?
TAHMINIM ARTIK HICBIRSEYIN BUYUSU KALMADI,BUYU BIZLERİ POHPOHLUYORDU GALİBA,ETKİSİ GEÇİNCE BİR ANDA HER ŞEY BİTEBİLDİ,HİÇBİRŞEYDEN ESKİSİ GİBİ ZEVK ALAMIYORDUK,SANKİ BAZI ŞEYLERİN SONU GELMİŞTİ ARTIK,AMA BİZDE BİLMİYODUK NEYİN SONU OLDUĞUNU BUNUN,YAŞANAN HER ŞEYIN BİR SONU MU YOKSA LAFTA KALAN ARKADAŞLIĞIN SONU MU,NEYDİ BU SON,BİZ NEYİ BİTİRDİK,DOSTLUGU MU YOKSA ARKADAŞLIĞIMI,YOKSA YAŞANMAMIŞ HER ŞEYİ YAŞAMADAN MI BİTİRDİK,ACABA BIZ BİLİYOMUDUK YAŞANYIMIZIN ADAINI,ONA NE AD VERİLDİĞİNİ,ACABA BİZE BUNU ONCEDEN SOYLEMİŞLER MİYDİ,YOKSA O ACI LAF MI GELMİŞTİ HERŞEYIN ARDINDAN,HERŞEYE BİTTİ Mİ DEMİŞTİKİ,YOKSA HER ŞEY YENİDEN BAŞLOICAKMIYDI,NEREYE GİTTİĞİMİZİN FARKINDAYMIYDIK ACBA,ACABA BİZ YURUYOMUYDUK YOKSA KOŞUIYOMUYDUK,BİZ O SIRALAR NEFES ALIYORMUYDUKİ,YOKSA ALINMIŞ NEFESLERİ TEKRARDAN MI KULLANIYORDUK?,YOKSA BİZ YURUYODUKTA AYAĞIMIZ MI TAKILDI KUCUCUK BİR ÇAKILA VE DUSTUK MUİ,YOKSA DUSTUKTE FARKINDA MI DEĞİLİZ,BAK GORUYORMUSUN DİZİN KANIYO,BAK BENİM KİNE BENİMDE DİZİM KANIYO,HEEH EN SONONDA ORTAK BİR YAN BULDUK,BU MUYDU TEK ORTAK YANIMIZ ,İKİMİZİNDE BİR YERİ KANIYODU,BELLİYDİ NEREMİZİN KANADIĞI,AMA BİR TURLU KABULLENMIYODUK ORANIN KANADIĞIİ,HAYIR DİYODUK,KANAMIYO,
NEDEN BİZDİK ONLAR,NEDEN HEP SORUNLAR BİZİM KAFAMIZDA UÇUŞURDU,NEDEN HEP BİZ HER LAFIN SONUNDA KILIÇLARIOMIZA SARILIRDIK,YOKSA BİZ UZAK DOĞUDAN MI GELDİK,BİLDİĞİM TEK ŞEY VAR,NE SEN NE DE BEN ,BİZ ASLINDA HİÇBİR ŞEY BİLMİYIORUZ
Eğer güneş batmaya karar verdiyse feryatlar yetersiz kalır kimse caydıramaz o parlak sarı topu kararından.Olan olmuştur,batmıştır güneş,her şeyi karanlığa boğmuştur,ne yapsan boş,kararını vermiş bir kere,hiç güneş battıktan sonra karar değiştirip geri doğduğunu gördünüz mü..Bazen geri dönüşü olmayan kararlar alınabiliyor insanlar tarafından,estersi gün yine doğsa da güneş,eskisi gibi olmuyor hiçbir şey,çünkü sizin istediğiniz o gün batmamasıydı,bugün doğsa ne yarar,ben o gün doğmasını istiyordum...
Geçmişe geri dönmek imkansızdır,geçmiş geçmiştedir artık..Kırılan vazoyu,onardığınızda hiçbir zaman eskisi gibi gözükemeyeceğini sizde çok iyi bilirsiniz,ama canınız acımıştır,onu çöpe atmak istemezsiniz,değerlidir sizin için..
İnsanlarda tıpkı bunun gibi,kırdığınız bir kalbi eskisi gibi yapamıyorsunuz,içten içe bir soğukluk affedememe,azda olsa bir kin,öc alma,sitem etme ruhu oluşuyor,birisi size sizin gerçekten hoşlanmadığınız bir şey yaptığında onu affetmeniz uzun sürer,onla o olaydan sonra konuşsanız bile içten içe ondan nefret etmeye başlarsınız,onla konuşurken daha uzakta durmak istersiniz,belki suratına bakmak istemezsiniz,artık size çok itici geliyordur,başka bir kalıba girmiştir sizin için,o yaptığını bir kez daha tekrarlarsa onu düşman kabul edecek kadar sinirle programlanmışsınızdır,onun yaptığı şeyden rahatsız olmuşsunuzdur ama yinede aynı hatayı tekrarlamasını istersiniz,hatasını büyük bir sinirle suratına vurabilmek için,artık o sevdiğiniz insan her hareketini takip ettiğiniz bir düşman halini alır,zaman gelir o,bu yaptığınız hesaplardan hiç haberi olmaz,o kadar profesyonelce saklamışsınızdır ki içinizdekileri her şeyi eskisi gibi onun alıştığı gibi yapmışsınızdır,ama dikkatle aynı hatayı yapmasını beklersiniz,işte o an çatar gelir,aynı hatayı tekrarlar,işte büyük an,günlerdir bu anı bekliyordunuz,büyük bir feryatla kızmaya başlarsınız,her şeyi suratına vurursunuz,halbuki iki dakika önce süperdiniz,ne oldu da bu kadar sinirlendiniz,o da anlam veremez buna,artık o hata nefret etmeniz için bir sebep olmuştur,siz saldırınızı yaptınız,artık kaleye geri çekilmenin zamanı geldi,çünkü saldırı sırası onda,kendinizi çok haklı hissettiğiniz anlarda karşı taraf ne kadar doğru bir şey söylerse söylesin sizin için hiçbir anlamı olmaz,kaleye girip kapıyı kapamışsınızdır artık,isterse top atsın yıkılmaz o kalenin kapıları,ta kii sizin içerde canınız sıkılıp dışarıya çıkmayı arzulayana kadar..Artık savunma yapmak sıkmıştır sizi,ee zaten düşmanda saldırmıyordur size artık,ee artık uğraşacak kafa yoracak bir şey yoktur,dışarı çıkmanın zamanı geldi,heyecanla kapıyı açmak için ilerlesiniz,çünkü nefret ettiğiniz düşmanınız orda mı diye merak edersiniz,evet çıktınız,o da ne karşınızda koskocaman bir düşman ordusu,kapıyı kapatmaya bile zaman yok,gözleriniz fal taşı gibi açılmıştır,kafanızdan aşağı kaynar sular boşalır,ne yapacaksınız şimdi,düşman atlılarla size doğru ilerler,siz tepkisizce durursunuz karşısında,düşman elindeki fermanı okumaya başlar
"ey düşman,biz buraya saldırmaya değil,senle anlaşma yapmaya geldik,padişahımız der ki "artık savaşmanın bir anlamı yoktur,barış yapalım"..
Bir an için kendinizi rahat hissetmişisinizdir,çünkü düşman sizin şaşkınlığınızdan yararlanmayıp saldırmamıştır,bu işinize gelir ve "asla kimseyle anlaşma yapmam"diyip kapıyı kapatırsınız...Aslında her zaman böyle olmaz mı,kendini suçlu hisseden kişi gelip sakin bir şekilde kendini savunmadan özür dilediğinde karşı taraf bunu kullanır ve ikinci bir resti çeker,resti çekmek hiç istemiyordur,ama ne yapsın bir türlü affedemiyordur,kendine yediremiyordur,resti çektikten sonra mutlaka göz ucuyla bakar karşı taradın ne tepki verdiğine,o da büyük bir korku içindedir resti çekerken,kaybetme korkusu içindedir,ya o da çeker giderse peşimden koşmazsa..Ne olursa olsun onu çok seviyordur ama her şeyin mükemmel olmasını istemektedir,rest çekilen ise yetersiz kaldığını çok büyük bir hata yaptığını düşünür,ama bu rest biraz daha devam ederse kendine hak vermeye başlar,ben bu kadar kötü ne yapmış olabilirim ki...İşin gerçeği sudur ki kimse kötü bir şey yapmıyor aslında,sadece herkes kendine göre hareket ediyor,sitem eden her insanda biraz olsun kendi doğrularını kabul ettirme iç güdüsü vardır,eğer bir şeyler sizin doğrularınıza uymuyorsa isyan edersiniz,"seni düşündüğümden bunları söylüyorum" sözü çoğu zamana yerine gitmez,çünkü kimse kimseyi kendinden çok düşünemez,eğer öyle bir durum varsa siz ya bir anne,ya bir baba,ya bir kardeş,abla abi, ya da gerçek bir aşıksınızdır..Bir insanın kendinizden çok düşünebilmeniz için onun gerçekten bambaşka bir anlamı olması gerekir,hiç onun için aç kaldınız mı?hiç onun yüzünden cebinizde beş kuruş parasız kaldınız mı?hiç çok sıkıştığınız halde önce onun tuvalete gitmesini istediniz mi?hiç onun yüzünden çok önemli bir iş toplantısına gidemediğiniz oldu mu?hiç sırf onu mutlu edeceğim diye onun istediği bir şaklabanlık yaptınız mı?peki hiç onun için her şeyi göze alıp,arkanızda bıraktıklarınızı görmezcesine öldünüz mü_???
Eğer bir insanı çok seviyor iseniz o bir hatayı ısrarla yaptığı halde ona geri dönmek istersiniz,aldığınız karardan geri dönersiniz,batan güneşinizi hiç düşünmeden tekrardan doğdurursunuz,aldığınız kararların temelinde her zaman o olur...çünkü siz osunuz,o da siz..
tAnEr*
YORUMLAR
çok güzel bir yazı.
İşte yazmanın en güzel yanı bu Yani yazdıklarınızı o gün hissetmiş olduğunuz yoğun duyguları satırlara kaydetmek.Aradan yıllar geçtikten sonra okunduğunda insan "vay be "diye tepki veriyor.Neler yazmışım diye düşünüyor.Belki çoğu kişi tarafından anlamsız yada önemsizmiş gibi görünsede yazan kişi tarafında altın değerinde oluyor.Aynı şeyleri bende hissediyorum.Yıllar önce yazdıklarıma baktığımda.kaleminize sağlık.
Metnin başlangıncda büyük harflerle yazılı kısmı yıllar önce yazmıştım,dikkat edersiniz yanlış yazılmış bir çok kelime göreceksiniz.Çok karmaşık duygular içinde olduğum bir andı,on dakikadan bile az bir sürede yazmıştım ve bilgisayarımda çok ücra bir yere kaydetmişim.Ve 1 yıl önce keşfettim bu yazıyı..ağlayarak okudum,ama bu gözyaşları kimse için değildi,sadece o küçük yaşta bu yazıyı nasıl yazabilmişim,nası yoğunlaşmışım,ilgimi çeken buydu.Bu yazının benim için çok anlamı var,o yüzdende yıllar sonra eklemeler yaparak sizlerle paylaştım.Yazım hatalarını bilerek düzeltmedim
orjinalliği bozmamak için,af buyrun.