İKİ KERE İKİ
İki kere ikinin bir türlü dört edemediği süreçler vardır öyle ki aklın karıştığı, zihnin bulandığı, basiretin bağlandığı, ferasetin köreldiği, umutsuzluğun hüküm sürdüğü gözlemlenir.
Akla karanın, doğruyla yanlışın, haklıyla haksızın kısaca artıyla eksinin birbirine karıştığı; çelişkiler burgacının duygu ve düşünceleri tutsak aldığı; yaşama coşkusunun hızla azaldığı zamanlar vardır.
Aşırı bencillik, kıskançlık, çıkarcılık gibi insanları birbirinden uzaklaştıran duyguların olumsuz davranış biçimi olarak hararetle sergilendiği görülür.
Barış, huzur ve güveni yok etmek adına ille suyu bulandırarak durulmasını beklemek ve bundan yarar ummak en az zamanı durdurmaya çalışmak kadar eşyanın doğasına aykırılık arz eder.
Toplumların özüyle barışık olması bireylerde iç huzuru, zihin sükûnu ve öz güvenin ne denli güçlü ya da güçsüz olduğuyla doğru orantılıdır.
Kendisine yeten, sahip olduklarıyla yetinen ve haddini bilen bireylerin huzurlu ve mutlu olmamaları için hiçbir neden yoktur.
Toplum düzenini sağlayan yasa ve yönetmelikler çerçevesinde kişi hak ve özgürlüklerine saygılı; ulusal, manevi ve etik değerlere sahip çıkan; toplumdaki görev yetki ve sorumluluklarının bilincinde olan bireyler gerektiğinde kendilerini aşabilirler.
Değil mi ki toplumlar özverili, özgeci, dürüst ve çalışkan insanlar sayesinde belirli noktalarda sıkıntıları aşabilmekte ve başarı gösterebilmektedir?
Birlik ve beraberlik bazında katılımcı, kıvançta ve tasada paylaşımcı, duyarlı ve erdemli insanlar toplumun özünü oluşturur.
Özellikle ulusal konularda son derece duyarlı, olumlu ve yapıcı, sorun çözücü olmamız kaçınılmazdır.
En olumsuz koşullarda bile yürekleri ısıtan ve dimağları ışıtan öneri, yorum ve iyimserlikler sunabilmemiz potansiyel gücümüzün en belirgin ve işlevsel göstergesidir.
Dişlilerinin pek sert ve fütursuzca dönmekte olduğu çarkın hayatın acımasızlığını kolayca algılamamıza yardımcı ve uyarıcı etken olduğunu kuşkusuz biliriz.
Madden ve manen her türden olumsuzluğun giderek arttığı bir dünyada esasen barış, huzur ve güveni bir çırpıda sağlayabilmek pek de kolay olmasa gerek!
Tarih boyunca var olduğu ve yine var olacağı üzere bir toplumda her zaman art niyetliler bulunabilir ancak bu düşüncenin iyi niyetli insanlarda caydırıcı rol oynamasına izin verilmemelidir.
‘Ben dalgın insanları çok severim. Bu onların iyi olduklarını, fikir adamı olduklarını gösterir. Zira kötüler ve boş kafalılar her zaman uyanıktırlar.’ – Prens Ch.De Ligne
Kötüler ve art niyetlilere karşı iyiler ve iyi niyetli insanların dayanışması, birlik ve beraberliği toplumsal barış, huzur ve güven için büyük önem arz etmektedir.
‘Bir memlekette namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır.’ – İsmet İnönü
Haklı olduğumuz her hususta yasal çerçevede haklılığımızı savunmaktan geri kalmadan her türden adaletsizliğe, haksızlığa ve zulme karşı mutlak uğraş verelim ki iki kere ikinin bir türlü dört edemediği süreçlerde yitip gitmeyelim.
Zor bizim içindir, yüreğine sor!
Kor yakar yüreği, dimağını yor!
Koş bütün gücünle, arada bir coş!
Hoş iyimser olmak, karamsarlık boş!
Hoş ve esen kalınız, dostlarım.
YORUMLAR
İnsanoğluna eğitmenlik edecek kelimeler dökülmüş sayfanıza... Bu gün keşfettiğim ikinci kişisiniz... Umarım yazılarınızdan her daim faydalanmak nasip olur sevgili dost...
Eğitimci
GÜZEL DİLEK VE TEMENNİLERİNİZ İÇİN DE ŞÜKRANLARIMI ARZ EDER; İNŞALLAH, DERİM.
Hayattaki yanlışlıkklar doğruları çok aratıyor. İyi niyetli insanlara da bazı uyanıklar saf damgasını vuruverirler. Onlar gibi uyanık olmaktansa saf olmaya razıyım diyorum bazen. Sizin örnekleriniz çok güzeldi. Ben de bir örnek vermek isterim. Bir fizik öğretmenimiz vardı. Sınıfımız o kadar gürültücüydü ki.. Bir gün öğretmenimiz sınıfa girdi ve gürültü yapanlara şöyle dedi : Boş teneke çok ses çıkarır, ama dolu tenekeden ses çıkmaz siz boş tenekesiniz demişti.
Paylaşımınız ve güzel anlatımınız için teşekkürler. Saygılarımla...
Eğitimci
İÇTEN VE NEZİH YORUMUNUZ İÇİN YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDER; SAYGI VE SELÂMLARIMI SUNARIM.