Yazanla Diyologlar 1
Yazmak tarihin sayfalarına birkaç kelime, cümle, satır ve belkide ciltler bırakmak mı? Ben gitsemde benliğim egolarım yürüsün mü ? Yazmak sadece yazmak boşluğa ve kendine mi? Yoksa ruhunun beynine ulaşma çabası mı? Belkide bundandır hergün içimizde sayfalarca yazdığımızı bir türlü kağıtla paylaşamayışımız. Korku sarar içimizi ya okurlarsa ve bilirlerse kendimize bile söyleyemediklerimizi. Ve bazılarımız sahte kimliklere bürünür ve başkalarının hikayesi gibi döker kağıda sayfalarca hikayeler. Peki uydurulan mürekkep kahramanlar memnunmudur kendilerine biçilen rollerden ve yazarının keyfine kalmış dayatma hayatlarından. Bunun cevabı belkide kendi hayatlarımızda saklıdır. Ya siz sizin için yazılan hayattan ve size biçilen rolden memnunmusunuz? Hiç hikayenizden kaçmak için yazılmamış boş bir sayfa aradınızmi? Veya atladınızmı yazarın kaleminin sivri ucuna defalarca, ölmek ve tüm sayfayı kırmızıya boyamak için. Elbette bir çoğunuz bunu kendine bile itiraf edemeyebilir ama her insan aslında kendi romanından çıkmanın yolunu arar. Yada başkalarının romanında kaybolmaya çalışır sıradan bir rolle göze fazla batmadan. Peki ya kendi rolünü değiştirmek ve kalan sayfaları kendin yazmak. Yazara süpriz yapmak ve yazılan olmaktan yazan olmaya terfi etmek. Ben buna yazılanın yazarıyla buluşması diyorum. ’ Yaz’ kökünde birleşme. Ya siz ne diyorsunuz?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.